İzmir merkezli olarak örgütlenen "CHP Bizimdir Hareketi"ne öncülük eden Av. Murat Fatih Ülkü, Av. Mehrigül Keleş ve Av. Ersoy Uluçay yaptıkları açıklamada, 1 Kasım seçim sonuçlarını başarısız bulduklarını belirtti.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibine değil, CHP tabanına, üyelerine ve örgütlerine çağrıda bulunan "CHP Bizimdir Hareketi" sözcüleri, “Gelinen noktada faydasızlığı anlaşılan Genel Başkan ve ekibini istifaya çağırmayı bir yana bırakıp CHP tabanını, üyelerini, örgütünü, kurumsal kimliğe sahip çıkmaya çağırıyoruz” denildi.
"İSTİFA ÇAĞRISI FAYDASIZ, TABAN PARTİYE SAHİP ÇIKMALI"
CHP Bizimdir Hareketi'nin açıklamasında şu cümlelere yer verildi:
“Mevcut Genel Başkan ve ekibinin, sandık başında 6. kez tekrarlanan bu başarısızlığın sorumluluğunu taşıyacak bir olgunluk göstermeyeceği, istifa etmeyeceği anlaşılmaktadır.
Görev CHP tabanına, üyelerine ve örgütüne düşmektedir. Cumhuriyet devrimine inanan kitlelerin, CHP tabanının, üyelerinin, örgütün; yaşanacak olağan kurultay sürecine ve partinin gidişatına el koymaları, son dönemde hızla kimliği yok edilmek istenen partiyi gerçek kimliğine döndürecek ve kitlelere heyecan verecek bir seçeneği oluşturmaları gerekmektedir.
Bu mücadele bir kurultay, koltuk mücadelesi değildir. Bu mücadele, CHP’nin kuruluş felsefesine bağlılığı varlık sebebi sayanların, CHP’ye ihanet edenlere göğsünü siper edişidir.
CHP kurultayları, Türkiye’nin tarihinde önemli dönüşümlere başlangıç oluşturan örneklerle doludur. Yaşayacağımız bu kurultayın da, böyle bir başlangıç oluşturacağına inanıyoruz. Bu başlangıç, aydınlanma mücadelesinin zaferi ile sonuçlanacaktır. Bu zafer, tıpkı 92 yıl önce olduğu gibi, sağduyusundan, zekasından, vatanseverliğinden asla kuşku duymadığımız kime oy vermiş olursa olsun büyük Türk milleti ile kazanılacaktır.”
"CHP İDEOLOJİK SAVRULMA NEDENİYLE İNANDIRICILIĞINI YİTİRDİ"
CHP'nin ideolojik savrulma yaşadığının vurgulandığı açıklamada, şöyle denildi:
"CHP Bizimdir Hareketi olarak, çeşitli defalarda yaptığımız basın açıklamalarımızda vurguladığımız gibi, Mayıs 2010 tarihinde gerçekleşen genel başkan değişikliğinden sonra, CHP’de çok ciddi bir ideolojik savrulma yaşanmıştır.
Bu ideolojik savrulma, sadece Genel Başkan'ın sürekli çelişkiler içeren açıklamalarından ibaret kalmamış, partinin yönetim kadrosunda CHP’nin temel felsefesi ile sorunları olan kişiler görev almaya başlamış, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerine yönelik ağır saldırılara karşı, CHP bırakın direnmeyi, tüyler ürpertici bir sessizliği seçmiş, hatta bazen bu saldırıları desteklemiştir.
Gelinen noktada, bazı gerçekleri, eğip bükmeden kısaca söylemek yararlı olacaktır. Mevcut genel başkan göreve geldiğinden beri yaşanan 3 genel seçim, 1 yerel seçim, 1 Cumhurbaşkanlığı seçimi, 1 referandumda CHP başarısız olmuştur. Her seçimden sonra çıkıp 'biz aslında başarılıyız, oyumuz binde bir arttı' biçimindeki açıklamalar artık gülünç olmaktan öteye gitmemektedir.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran parti CHP’nin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerine yönelik saldırılara sessiz kalması, hatta bazen desteklemesi; partinin ülkenin temel sorunları ile ilgili net olmayan, ikircikli, rüzgara ve yere göre değişen söylemler benimsenmesi, CHP açısından ciddi bir inandırıcılık sorunu yaratmıştır. CHP halen, geçmişin getirdiği birikimle, Cumhuriyet devriminin kazanımlarını temsil eden kurumsal yapısı nedeni ile oy almaktadır.
Mevcut Genel Başkan ve ekibinin ideolojik savrulma yaratan yaklaşımının ve buna yönelik tercihlerinin partiye oy getirmediği, atılan taşın ürkütülen kurbağaya değmediği artık net biçimde ortaya çıkmıştır.
Biz, 'cumhuriyetin kurucu felsefesi', 'laiklik', 'ulus devlet, üniter yapı', 'kalkınma heyecanı' dedikçe, arkasına aldığı neo-liberal kesimlerin desteği ile söylediklerimizle neredeyse alay eden mevcut yönetimin, dediklerimizin hepsinin defalarca doğru çıkması karşısında, artık söyleyecek sözü yoktur."
"MEVCUT GENEL BAŞKAN CHP'Yİ KİMLİKSİZLEŞTİRDİ"
Mevcut Genel Başkan ve ekibinin, CHP’yi kimliksizleştirme anlayışında sona gelindiğinin ifade edildiği açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
"Mevcut Genel Başkan ve ekibinin 'yeni' diye pazarlamaya çalışılan anlayışlarının, neo-liberal politikalara kötü bir öykünmeden ibaret olduğu, bugün CHP’nin, tarihinin, felsefesinin, tabanının, örgütünün devrimci dinamizmini yansıtacak gerçekten 'yeni' bir anlayış ve yönetime ihtiyaç olduğu ortadadır.
Cumhuriyet devrimi felsefesi ve aydınlanma mücadelesi, sadece seçim sonuçlarına, belirli tarihlere hapsedilemeyecek kadar büyük ve sürekli bir mücadeledir. Bu mücadele Cumhuriyet’in CHP’nin kuruluş felsefesine bağlılığı varlık sebebi sayanlar tarafından, koşullar ne olursa olsun devam ettirilecektir."