Cem Say: Şirketler tartışılabilir ama aşı tartışılamaz

Aşı karşıtı kampanyaya ilişkin yazısı OdaTV tarafından yayımlanmayan Cem Say, soL'a yaptığı açıklamada, 'Şirketlerde dönen dolaplar gibi şeyler tartışılabilir ama aşı karşıtlığı dediğimizde Birinci Dünya savaşında ölenlerden fazla bir kaybı yaratacak bir şeyden söz ediyoruz' dedi.

soL - Haber Merkezi

Cem Say'ın bugün Cumhuriyet'te yayımlanan “Aşılar hakkında gerçekleri okumaya cesaretiniz var mı?” başlıklı yazısı bir süredir somut sonuçlarıyla da gündemimizde olan “aşı karşıtları” dışında Say'ın düzenli olarak katkıda bulunduğu OdaTV ve imtiyaz sahibi Soner Yalçın'ın tavrı üzerinden de konuşuluyor. Cem Say, Önce OdaTV'ye yayımlanmak üzere yolladığı yazısını, buradan geri çevrilmesi üzerine Cumhuriyet'in “Olaylar ve Görüşler” sayfasında okurlara ulaştırmak yolunu seçti.

Say ile yazı macerasını ve özel olarak yazısının sonunda dile getirdiği öneriyi konuşmak üzere görüştük.

'UYDURMA GÖRÜŞLER YAYILIYOR'

Kendisinin bir hekim olmadığını, hekimlerin, meslekten insanların oldukça kapsamlı yayınlar yaptıkları bir konuda yazacaklarının OdaTV içinde bir eksikliği gidereceğini düşündüğünü söyleyen Say, yazısının geri çevrildiğini teyit etti.

Say, konuyla ilgili şimdiye kadar yayımlanmış derinlikli ve yararlı pek çok çalışma olduğunu ama uydurma görüşlerin özellikle internet kanalıyla çok hızlı yayıldığını düşünüyor. Kendisini aynı zamanda bir popüler bilim yazarı olarak tanımlayan bilim insanı Say, bu konudaki genel olumsuz gidişata karşı kendi katkısını koymak ihtiyacı duymuş.

OdaTV’nin tavrı hakkında yorum yapmak istemeyen Say, Soner Yalçın’ın tartışılan kitabını henüz okumaya fırsat bulamadığını, bugün yayımlanan yazısında da Yalçın’ın kitabına ilişkin bir yorumda bulunmaktan özellikle kaçındığını söyledi ve “Okumadığım bir yapıt hakkında söz söylemeyi uygun görmedim, böylesinin doğru olduğunu düşünüyorum” dedi.

Say’ın yazısı “aşı tartışmalarına” bir katkı olmanın ötesinde aslında çok somut bir öneriyi de tekrarlıyor: “İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir. Gafil ve cahil olmayalım. Böyle aşıların kanunla zorunlu kılınmasını öneriyorum” diye bitirdiği yazısındaki bu öneri hakkında, “bunun şu anda hayata geçirileceğini sanmıyorum ama böyle bir geri zekalılık da yayılmaya başladığına göre bunu savunmak gerektiğini düşünüyorum. Zorunlu tutmak en iyisi. 2015’te yapılan bir başvuru üzerine Anayasa Mahkemesi’nin aldığı olumsuz bir karar var ama AYM de aşıların zorunlu tutulmasına karşı bir karar almıyor aslında. ‘İdari kararla zorunlu tutamazsınız, bunun için yasa çıkarmanız gerekir’ diyor” yorumunu yaptı.

'BİRİNCİ SAVAŞTAN DAHA ÇOK KAYBA NEDEN OLABİLECEK BİR ŞEY'

Say, aşı karşıtlarının “ilaç şirketleriyle” bağlantılı argümanlarını ise şöyle yorumladı:

“Bu aslında inanılmaz bir senaryo gibi gelmiyor elbette. Yaptığım okumalar sırasında geçmişte gereksiz aşılama kampanyalarının bu şekilde hayata geçirildiğine dair gerçek hikayeler okudum. Şu anda aşı karşıtlığının yarattığı tabloysa, tamamen batağa batmış bir ilaç şirketinin bile yaratamayacağı bir tablo. Şirketlerde dönen dolaplar gibi şeyler tartışılabilir ama aşı karşıtlığı dediğimizde Birinci Dünya savaşında ölenlerden fazla bir kaybı yaratacak bir şeyden söz ediyoruz.

Öte yandan, Tabip Odası ve başka kurumların örneğin ‘antibiyotiğin gereksiz kullanımı’ gibi konularda oldukça duyarlı olduklarını görüyorum. Dolayısıyla, ilaç şirketlerinin yanlış ilaç kullanımını özendirmeleri gibi tehditlere karşı yapılan şeyler var.

Bir de bu konuda çok dikkatli olunması lazım. Pek çok insan haberlerin sadece başlığını okuyor. ‘Ha o zaman aşı kötüymüş’ diyerek çocuğunu aşılatmayacak insanlar var. ‘İlaç şirketlerinin çevirdiği dolaplar’ diye adını koyduğunuz anda insanların bunun önüne arkasına bakmadığı bir durumdayız. Uydurma, fasarya şeylerin internetteki yayılma hızı korkutucu.”