Burhan Kuzu'nun yalanı ortaya çıktı: Uyuşturucu baronuyla yan yana!

2007 yılında 75 kilo eroinle yakalanıp tutuklanan, birçok kişinin infaz emrini vermekle suçlanan Naci Zindaşti'nin tahliyesini sağladığı iddia edilen Burhan Kuzu, 'Ben ne o İranlıyı tanırım ne de o hakimle görüşmem oldu. Hele hele duygusallık dediğin para işleri benim asla yapmayacağım işler' demişti. Kuzu'nun 'tanımam' dediği Zindaşti ile çekilmiş fotoğrafı ortaya…

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, 2007 yılında 75 kilo eroinle yakalanıp tutuklanan, birçok kişinin infaz emrini vermekle suçlanan Naci Zindaşti'nin nasıl tahliye edilip kayıplara karıştığını yazmış, Zindaşti'yi mahkemeye baskı kurup serbest bıraktıran AKP'liyi de "üstü kapalı" şekilde açıklamıştı.

İddiaların odağındaki Kuzu, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Ben ne o İranlıyı tanırım ne de o hakimle görüşmem oldu. Hele hele duygusallık dediğin para işleri benim asla yapmayacağım işler. Bu bilgiyi kim verdi size bilmem. Ancak uzaktan yakından alakam yok. Yeni bir FETÖ kumpası olabilir. 15 Temmuz gerçekleşseydi öldürülecek ilk 5 ismin içinde benim de adım var. Ömrümde hiçbir hakimi arayıp telkinde bulunmadım. Ben bir Anayasa Hukuku Profesörüyüm. Yargıya baskının ne anlama geleceğini çok iyi bilirim. Dürüst bir gazeteci olarak tanıdığım Altaylı bu düzeltmeyi de yapar diye ümit ediyorum" demişti.

Ancak Kuzu'nun bu sözlerinin doğru olmadığı ortaya çıktı.

Cumhuriyet'ten Zehra Özdilek'in haberine göre, Burhan Kuzu, fotoğrafın ardından Zindaşti ile yemek yediğini kabul etti.

"Evet doğrudur, doğrudur çok büyütüyorsunuz yazın manşetten verin, ben rahatsız olmam" diyen Burhan Kuzu şöyle konuştu: "Şu anlamda söylüyorum. Ben olayı anlatayım. Bu adam 7 sene önce bana geldi. 7 sene... 2011 veya 2014... Partiden birileri getirdi 'hocam bu adam İranlı iş yapacakmış'. E olur. 'Peki ne yapacakmış?' Bir yemek yedik. O fotoğraf o yemeğin fotoğrafı. Ne istediğini sordum 'benim annem Hakkârili yarı Türk sayılırım. Vatandaşlık almak istiyorum. Yardımcı olsanız' dedi. Ben 'oluruz' dedim. Yatırım yapacak bir adama o zaman milletvekiliydim niye yardımcı olmayayım. Vatandaşlık Genel Müdürlüğü'ne müracaat etti. Ben de genel müdürü aradım yardımcı olmalarını istedim. Müdür bir ay sonra bana döndü, 'hocam bu adamın sıkıntıları falan var' dedi bana. Ben de sıkıntı varsa kalsın dedim. Hâlâ da vatandaş değil. Yıllar sonra adamın davası çıkmış. Bir daha da görmedim adamı, ilk ve son görüşümdü. Neticede o dönem bu adamın davası yoktu. Bu fotoğrafın hiçbir anlamı yok yazsan ne olacak yazmasan ne olacak."