Bir IŞİD’linin Türkiye macerası: Urfa, İstanbul, Gaziantep, Aksaray, ameliyat, tedavi...

SDG’nin elinde tutuklu bulunan Filistinli IŞİD elemanı Muhammed Baluşa, 2016-2017’de İstanbul’daki bir IŞİD evinde kaldığını, diğer IŞİD'liler gibi bir özel hastanede tedavi gördüğünü söyledi.

Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) elinde tutuklu bulunan IŞİD elemanı Talha El Gazzevi kod adlı İslam Ahmed Muhammed Baluşa’nın 2015’e kadar IŞİD’e açıktan destek verildiği ve Türkiye'nin daha sonraki yıllarda da desteğini ve ilişkilerini sürdürdüğü yolunda anlatımları olduğu iddia edildi.

ANFTürkçe'nin haberine göre IŞİD elemanı Talha El Gazzevi kod adlı İslam Ahmed Muhammed Baluşa, Filistin/Gazze’nin Şêx Rıdvan Mahallesi’nden. 1991 doğumlu Baluşa’nın anlatımına göre, Hamas’ın 2006’da seçimleri kazanması öncesi babası Filistin Emniyeti’nde, ağabeyi de istihbaratta görevliydi.

2003-2004’ten 2008’e kadar öğrenci olarak Hamas mescitlerinde kalıp bildirilerini dağıtan Baluşa, 2008’de Filistinli Selefi lider Mahmut El Talib ile tanışıp onlarla hareket etmeye başlamış. 2009’da Selefi örgüt Cund-u Ensar-ul-Allah'a yaptığı cami baskınından sonra cezaevine girmiş. 3, 5 ay hapishanede kalıp, geçmişte Hamas’ın mescitlerinde kaldığı için şartlı salıverilmiş. 2010’a kadar yeniden Hamas mescitlerinde kalmış.

EL KAİDECİ ENSARU’Ş ŞERİA

Baluşa, 2010’da Mahmud Talip yoluyla Yusuf Muktad ile tanışmış. Bir süre sonra da kurulan Ensar Şeria adlı örgüte katılmış. “İslam Devleti” fikrine 2011’de ‘ikna’ olan Baluşa, 2012’de Hamas komutanlarından yakın arkadaşının Mısır’dan Türkiye’ye giderek IŞİD’e katılıp Suriye’ye geçmesinden de etkilenmiş. Bu süreçte Mahmut El Talib de tutuklanmış. Mahmut El Talib tutuklandıktan sonra kendisi de iki yıl boyunca ailesinin evinde kalmış.

‘IŞİD’E KATILIN' DEMİŞLER

IŞİD’e katılmaya 2014’te karar veren Baluşa, Türkiye’ye gitmek için vize almış. Aynı yıl Gazze savaşı döneminde fırsat bulup Refah kapısından Mısır’a geçmiş. Mısır’da arkadaşı Şadi Davudi ile birlikte Aralık ayında İstanbul/Atatürk Havalimanı’na inmiş. Oradan da Urfa Havaalanı’na varmış, zaten onları orada IŞİD’li Ebu Enes ve Ebu İbrahim Turki beklemekteymiş. İddiaya göre Baluşa Urfa’da indiklerinde polisle yaşadığı diyalogu şöyle aktarıyor: “Urfa’da uçaktan indiğimizde iki polis yanımıza geldi. Giysileri sivildi ama tabancalılardı. İkimizi çağırdılar. Bizden pasaportlarımızı alıp isimlerimizi bir kâğıda yazdılar. Üstümüzü ve çantalarımızı aradılar. Sonra bize, ‘Hadi gidin IŞİD’e katılın’ dediler. Öyle dediklerinde biz de çok şaşırdık. Çünkü bizi aldıklarında bizi tutuklayacaklar diye düşünmüştük. Orda bizi sadece 5 dakika tuttular.”

URFA MEYDANINDA ELEMAN AVI

O dönem IŞİD’e gidecekler, Urfa’da en merkezi meydanda buluşarak toplu halde Suriye’ye geçtiklerinden onlar da hava alanından çıkınca Urfa’daki meydana giderek  Ebu İbrahim Turki ile buluşmuş. Meydana yabancı bir erkek ve kadın, ardından iki Çeçen, iki Cezayirli ve iki Suudi Arabistanlı gelmiş ve arabalarla sınıra yakın bir yere gitmişler, Urfa’nın bir köyünde iki evde. Geceyi köyde geçirip sabah tekrar arabalarla yola çıkmışlar. Bir mihmandar eşliğinde sınır tellerinin kesilip; yolun açıldığı bir yerden rahatlıkla öbür tarafa geçerlerken bazılarının eşleri ve çocukları da yanlarındaymış. 

ÖNCE RAKKA SONRA EL-BAB

İlk olarak Kobanê’nin Silûk beldesi, ardından Rakka’ya geçerek Ebu Musap Zerkavi birliğinde ilk eğitimini alan Baluşa, Halep Quaeris Havaalanı, sonra Azez taraflarına gitmiş ve burada havan mermisiyle ağır yaralanmış. Böbreği zarar ören Baluşa, Rakka’da bir hastanede tedavi altına alınmış ve yaralı böbreğini kaybetmiş. Böbreğinin alınmasının ardından önce IŞİD’in yaralılar ofisine, oradan da Bab’a gönderilmiş.

EL-BAB’DA EVLENMİŞ

Bab’da, iki kardeşi de IŞİD’te olan Minbicli bir kadınla evlenmiş. Bir gün çalıştığı hastaneden eve dönünce eşini bulamayan Baluşa ondan şu mesajı almış: “Türkiye’ye gittik. Oradan da Bulgaristan’a gideceğiz…”

TEDAVİ İÇİN TÜRKİYE’YE

Eşinin gidişinden sonra tekrar evlenen Baluşa’nın diğer böbreğinde de sorun yaşanınca IŞİD’e bağlı ‘Heyet El Hicra’, kendisini tedavi için Türkiye’ye göndermiş. Cerablus üzerinden Temmuz 2016’da Antep’e geçmiş ve Antep’te yine Ebu İbrahim Turki ile buluşmuş. Antep’te kaldığı IŞİD’e ait evde kendisi gibi tedavi için gelen 15 IŞİD’li daha varmış.

ANTEP OLMADI, İSTANBUL’A

IŞİD, burada hastaları hastalıklarına göre gruplandırırken bazılarının Antep’te tedavi olmasına, bazılarının ise İstanbul’a gönderilmesine karar veriyormuş. Baluşa da İstanbul’a gitmesi gerekenler arasındaymış. Bir süre Antep’teki evde kalan Baluşa, kaldığı eve sadece hastaların gelmediğini, bir defasında Türk bayrağı armalı içinde gece görüş dürbünü dolu sandıklarla gelenlerin olduğunu anlatıyor.

2016’nın sonlarında Ebu İbrahim Turki ile İstanbul’a tedavi görmeye giden Baluşa Aksaray’da adını bilmediği özel bir hastanede ameliyat olmuş: “Aksaray’ın en işlek yerlerinden birindeydi. Aksaray meydanında metro istasyonu var. Oradan aşağı iniyorsun. Oradan geçiyorsun. Meydanda halk bir şeyler satıyor. O meydanın bir tarafında elbise mağazaları bir tarafta da lokantalar var. Dükkanların ismini bilmiyorum. Çünkü Türkçe yazıyordu. Hastane oradaydı. Hatta yakınlarda Fatih Emniyeti vardı.”

'HER ŞEY GAYET ÖRGÜTLÜYDÜ'

Baluşa’ya göre hastane ve tedavi konusunda her şey örgütlü. Sadece IŞİD’liler yok, siviller de tedavi görüyor ama IŞİD’liler sakalları, giyimleri, yani her halleriyle belli oluyor. Doktor ve hemşirelerin de bunu bildiğini düşünüyor.

HASTANEYE YAKIN IŞİD EVİ

Ameliyat olduktan birkaç gün sonra hastaneden çıkan Baluşa hastaneye yakın bir IŞİD evinde kalmış. Evden hastaneye diğer IŞİD'liler gibi yürüyerek gidip geldiğini ve Ebu İbrahim Turki’nin belinde her zaman tabanca olduğunu anlatan Baluşa, Antep’te de İstanbul’da da tabancasını belinden hiç çıkarmadığını söylüyor.

'POLİS PARMAK İZİ ALIP BIRAKTI'

Baluşa, Aksaray’da olduğu sürece ilişkin önemli bir ayrıntıyı daha paylaşıyor: “Bir ara kendime giysi almak için dışarı çıkmıştım. Polisler yanıma geldi. Nereli olduğumu sorduklarında Filistinli olduğumu söylemeye korktum ve ‘Suriyeliyim’ dedim. Bana ‘IŞİD’li Suriyeli misin?’ dediler. Ben de hayır’ dedim. Beni bir yere götürdüler. Orada parmak izlerimi aldılar ve gözlerimin izini aldılar. Yaklaşık 6 saat kaldım. Filistinli olduğumu anlayıp bana bir kağıt verdiler. O kağıt orada rahat hareket edebilmem içindi.

YENİDEN ANTEP ÜZERİ DÖNÜŞ

Baluşa, Mart 2017’de Antep’e oradan da ÖSO kanalıyla Azez'e, Azez'den İdlib’e, İdlib’den de Hama’ya geçerek IŞİD’e ulaşmış. Oradan Tebqa’daki eşinin yanına gitmiş, eşini de alıp Rakka’ya geçmiş ama artık Rakka güvenli olmadığı için Dêrazor’a geçmişler

24 EKİM 2017'DE SDG’YE TESLİM OLMUŞ

Baluşa, 24 Ekim 2017’den oğlunu ve eşini yanına alarak, motorla El Ömer Petrol tesislerinden çıkarak en yakındaki SDG noktasında teslim olmuş.

Kendisinin gelerek teslim olduğu SDG'nin elinde 2 yıla yakın zaman geçirdiği anlaşılan Baluşa'nın ne zaman sorgulandığı, ne zaman aktarılan bilgileri verdiği ve bu bilgilerle ilgili yayının neden şimdi yapıldığı konusunda herhangi bir detay haberlerde yer almazken, anlattıkları IŞİD'in Türkiye'deki faaliyetleri ve Türkiye'nin cihatçılara ayrımsız verdiği destek hakkında bilinenlerle tutarlı görünüyor. Bu kadar çok gezmiş bir militanın anlatılarında ABD'nin ya da ABD kaynaklı malzeme trafiğinin yer almaması ise not edilmeye değer.