Bahçeli: Türkiye ekonomik krizde değil

MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında geçen hafta açıklanan ekonomik programın isabetli olduğunu belirterek 'Türkiye ekonomik krizde değil' dedi. Bahçeli 'Döviz borcu olan, bu nedenle bilançoları bozulan reel sektör firmalarına can suyu verilmesi geldiğimiz bu süreçte ana beklentimizdir' diye konuştu.

Haber Merkezi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında "Türkiye kur üzerinden kurcalanmak istenmektedir. Buna sessiz kalamayız" dedi.

Bahçeli “Türkiye kur üzerinden kurcalanmak, döviz üzerinden kundaklanmak isteniyor. Buna sessiz kalamayız” diye konuştu.

ABD Başkanı Trump için "ABD’nin Başkanlık koltuğunda halihazırda skandal ve saldırgan bir şahıs oturmaktadır" ifadelerini kullanan Bahçeli "Eğer Pensilvanya’daki hain ülkemize iade edilirse, papazın teslimi de gündeme gelecektir. İki ülke de istediğini almış olacaktır. Mesele sadece papaz ise böylece konu kapanmış olacaktır" dedi.

Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"ABD kaynaklı husumet ablukasıyla karşı karşıya olduğumuzu net olarak görüyoruz.

15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünün ekonomik ayağını tamamlamak amacıyla harekete geçen odaklar spekülasyon silahını çekmişlerdir. Türkiye kur üzerinden kurcalanmak, döviz üzerinden kundaklanmak istenmektedir. Buna tahammül edemeyiz, tepkisiz duramayız.

‘TÜRKİYE BİR YANDAN DA DOĞAL AFETLERLE UĞRAŞMAKTADIR’

Türkiye bir yanda ekonomik afetin içine çekilmek istenirken, diğer yanda doğal afetlerle de boğuşmaktadır. Sel ve yangın felaketleri elbette hepimizi derinden üzmüştür. Heder olan fındık üreticilerine gerekli desteğin verileceğini ümit ediyorum. 

MÜTTEFİKLİK İLİŞKİSİ

Türkiye ABD arasında kurulan ortaklık ve ittifakın mazisi eskiye dayanmaktadır. İki ülkenin egemenlik hukukuna saygı çerçevesinde yürüttüğü ittifaklar nice zorlukları aşarak bugünlere gelmiştir.

Türkiye politikalarını ve stratejik pozisyonunu belirlerken müttefikliğe gölge düşürmemeye özen göstermiştir. Fakat aynı siyasi tutum ve ilkeli duruşu ABD yönetimlerinden göremediğimiz de hazin bir gerçektir. Ülkemiz on yıllarca ABD menşeili açık veya örtülü operasyonlara maruz kalmış, halen bununla da muhataptır.

‘ABD’NİN BAŞKANLIK KOLTUĞUNDA SALDIRGAN BİR ŞAHIS VAR’

ABD’nin başkanlık koltuğunda halihazırda skandal ve saldırgan bir şahıs oturmaktadır. Beyaz Saray yönetimi denge ve denetimden uzaklaşmıştır. Hiçbir değer ve ölçüyü tanımamaktadır. Hiçbir kuralı takmamaktadır. 
İnsanlığın huzur ve esenliğini yakından tehdit etmektedir. Trump müttefiklik hukukunu yok saymıştır.

‘TÜRKİYE OLAĞANDIŞI BİR SALDIRI ALTINDADIR’

Türkiye olağandışı bir saldırı altındadır.

Döviz fiyatlarındaki yükselişin hiçbir ekonomik temeli, teorik izahı yoktur. Aransa bile bulunamayacaktır. Türkiye ekonomisinin zaaf ve açmazları varsa da bunlar dövizdeki tırmanışın bahanesi değildir."

‘SİYONİST KOMPLO’

Döviz fiyatlarındaki spekülatif ataklarla Türkiye’yi teslim alacağını, geri adım attıracağını sanan evangelist siyonist komplo mutlaka bozgun yaşayacaktır. Trump’ın sabah akşam Twitter mesajları Türk milletine sökmeyecektir.

‘BU PAPAZ NİYE BU KADAR MÜHİMDİR?’

Trump, evangelist bir papazın peşine düşmüştür. Bu papaz ki şaibelidir. PKK ve FETÖ ile bağlantıları sübut bulmuş bir şahıs ve suçludur. ABD yönetimi söz konusu papaz uğruna, bütün müttefiklik müktesebatını hiçe sayacak, Türkiye ile köprüleri atacak bir duruma gelmiştir. Bu papaz niye bu kadar mühimdir? Neden bu kadar ön plandadır? Nedir gizlenen? Hangi kirli ilişkilerdir üzeri bastırılan? ABD’yi gemileri yakmaya götüren asıl sebepler, ABD halkı ne zaman öğrenecektir? Bu kiralık şahsın karanlık irtibatları vardır ve bağımsız Türk mahkemelerinde hukuki süreç devam etmektedir.

‘PENSİLVANYA’DAKİ HAİN İADE EDİLİRSE PAPAZIN TESLİMİ DE GÜNDEME GELİR’

Tehditvari sözlere gerek yoktur. Fitneye de hiç lüzum yoktur. Eğer Pensilvanya’daki hain ülkemize iade edilirse, papazın teslimi de gündeme gelecektir. İki ülke de istediğini almış olacaktır. Mesele sadece papaz ise böylece konu kapanmış olacaktır.

'ABD YÖNETİMİ KENDİ AYAĞINA KURŞUN SIKMIŞTIR’

Türkiye bir hukuk devletidir ve hukukun önünde herkes eşittir. Bu işin papazı mapazı yoktur. Trump ve çevresinin hevesleri beyhudedir. ABD yönetimi kalite ve karakterinin gereğini yapmaktadır. Trump ve sinsi yardımcısı Pence aşırı telaşlıdır. Türkiye’ye yaptırım uygulayacaklarını patavatsızca dile getirmişlerdir. Yanlarına aldıkları ekonomik tetikçi alçaklarla Türkiye’nin hisarlarında gedik açmak için kollarını sıvamışlardır. ABD yönetimi stratejik ortaklığa ihanet etmiş, kendi ayağına kurşun sıkmıştır.

Ticaret savaşının fitilini tutuşturarak küresel bunalım çıkartmışlardır. Bilhassa Kanada, Meksika, AB ülkeleriyle anlaşmazlığa düşmüş vahim bir ticaret savaşına tutuşmuştur. Çin ile ticari çatışmanın içine girmiştir. ABD Çin boğuşması, Trump yönetiminin açıkladığı ek gümrük vergileriyle kördüğüme dönüşmüştür.

'EDERİ 1 DOLAR OLAN HAİNLER'

Ederi 1 dolar olan hainlerin dövizdeki artıştan havaya uçması, manipülasyon yapmaları, dedikodu çıkarmaları düşmanlıktır. Kim ekonomik türbülanstan dolayı ellerini ovuşturuyorsa ona dikkat ediniz. Ya kökünde bir bozukluk, ya sütünde bir leke ya da mizaç ve meşrebinde hıyanetin çıkmayacak izi vardır. 

'ABD MENŞEİLİ TEKNOLOJİK ÜRÜNLERE BOYKOT KARARINI DESTEKLİYORUM'

Geçen hafta açıklanan yeni ekonomik yaklaşım isabetlidir. Yabancı sermaye gelsin buna itirazımız yoktur. Ama getirdiğinden fazla götürmesine de son verilsin. Biz sermayenin çıkarına mı bakacağız? Milletin çıkarına mı? İçinde bulunduğumuz çağa kendi kültür değerlerimizle değiştirme imkanını kaybedersek bilinsin ki tükenişimiz kaçınılmaz olacaktır. Hükümetin, STK’larının, iş aleminin, ekonomik aktörlerin ve elbette aziz milletimizin dövizdeki spekülatif ataklara tepki ve mukavemeti takdire şayandır. ABD menşeili teknoloji ürünlerine ve bazı mallara yönelik boykot kararlarını, ek mali yükümlülüklerini samimiyet ve yüreklilikle desteklediğimizi ilan ve ifade ediyorum.

'TÜRKİYE EKONOMİK KRİZDE DEĞİL'

Altını kalın olarak çiziyorum ki, Türkiye bir ekonomik kriz içinde değildir. Türkiye’de yaşananlar, bazı Nobel ödüllü iktisatçıların uyduruk tezlerinin aksine 1998 Asya kriziyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Ortada bir kriz yoktur, sadece saldırı vardır, düşmanlık had safhadadır. Sabit kur uygulamasına geçilmesini, sermaye kontrolü yapılmasını mantıklı bulmadığımızı dile getirmek isterim. Normal şartlarda dalgalı kur rejimi geçerliyse, spekülatif atak doğası gereği görülmeyecektir. Bu dengeleme otomatik olarak temin edilecektir. Ama şu günlerde Türk lirasına çok yoğun bir operasyon mevcuttur. Bu itibarla dalgalı kur rejimi keskin iniş ve çıkışlar yaşamaktadır. Buna rağmen alınan tedbirler, kara bulutlar dağıtılacaktır. Türk lirası kazanacak, kumdan kale olan dolar eninde sonunda kaybedecektir. Döviz borcu olan, bu nedenle bilançoları bozulan reel sektör firmalarına can suyu verilmesi geldiğimiz bu süreçte ana beklentimizdir. Bu kapsamda bankaların ve BDDK’nın inisiyatif üstlenmesi milli bir davranıştır. Kur riskine hiçbir şirketimiz teslim edilmemelidir. Türkiye’nin dış borcu 466 milyar dolar, bir yıldaki finansmanı gereken döviz ihtiyacı da cari açıkla beraber 240 milyar dolar seviyesinde. Sorun yaşayan firmalara sonuna kadar destek vermek, katma değer üreten, Türk markalarının bayraktarlığını üstlenen müteşebbislerimizin yanında olmak devletin temel görevleri arasındadır."