ANALİZ | Diyelim ki YSK haklı...

'Olaya bir de tersinden bakalım. Diyelim ki karar yasalara uygun, haklı ve meşru gerekçelere dayandırılmış. Gerekçelerinin doğruluğunu kabul edersek bugüne değin yapılmış bütün seçimlerin iptal edilmesi gerektiğini de kabul etmemiz gerekiyor. İstanbul’u kurtaralım derken başlarına yeni dertler açılabilir...'

Kadir Sev

YSK’nın gerekçe diye yayımladığı metnin tutar yanı olmadığında hiç kuşku yok. Basında o denli çok yer verildi ki herkes konunun uzmanı oldu. Yinelemek gereksiz.

Olaya bir de tersinden bakalım. Diyelim ki karar yasalara uygun, haklı ve meşru gerekçelere dayandırılmış. Gerekçelerinin doğruluğunu kabul edersek bugüne değin yapılmış bütün seçimlerin iptal edilmesi gerektiğini de kabul etmemiz gerekiyor. İstanbul’u kurtaralım derken başlarına yeni dertler açılabilir.

Kararın 201’nci sayfasında “olağanüstü itiraz yoluyla iptaline ilişkin” başvurunun ancak seçim sonucunu etkileyen olaylar ve haller nedeniyle yapılabileceği belirtiliyor. Hemen ardından gelen şu iki cümleye dikkat edelim; “Olağanüstü itirazın kabul edilebilmesi, seçimin neticesine müessir görüldüğü takdirde mümkün olabilecektir. Keza, seçimin neticesine müessir bir olay veya halin varlığı saptandığında alt kademelerce verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması veya kurullara derece derece ve müddeti içinde müracaat edilmemiş olması, bu itirazın incelenmesine ve reddine sebep teşkil etmeyecektir.” 

Bu sözlerden şunlar anlaşılır: Olağanüstü itiraz başvuruları için süre öngörülmemiştir. YSK, başvurunun süresine bakarak değil, ortaya çıkan olayın ya da durumun seçimin sonucuna etki edip edilmediğine bakarak karar verir. Kurullara derece derece ve süresinde itiraz edilip edilmemesi ya da reddedilmiş olması da olağanüstü itirazın reddedilmesine gerekçe olamaz.

Ardından her ihtimale karşı, AKP’nin gecikmiş olmasına şöyle bir kılıf uydurulmuş. 204’ncü sayfasında şunlar yazıyor; “ …kanuna aykırı şekilde oluşturulan sandık kurullarının oluşumuna karşı 2 Mart 2019 tarihine kadar itiraz edilmediği ve bu listelerin kesinleştiği ileri sürülmekte ise de, sandık kurullarının kamu görevlisi olması gereken başkan ve üyelerinin listesinin talepte bulunmalarına karşın, siyasi partilere verilmediği dikkate alındığında, siyasi partiler bu konudaki itiraz haklarını etkili bir şekilde kullanamamışlardır.”

İzleyen paragrafta, sandık kurullarının oluşum sürecindeki görevlerine dikkat çekilmekte ve “ilçe seçim kurullarının bu görevlerini kanuna ve genelgelere uygun olarak yerine getirmedikleri, olağanüstü itiraz üzerine yapılan incelemeler sonucu ortaya çıkmıştır” denilmektedir.

Karara göre ilçe seçim kurulları, sandık kurulu başkanlarının seçilmesi usul ve esaslarının belirlendiği 298 sayılı Yasanın 22’nci maddesine aykırı davranmışlardır. Maddede, göreve gelmeyenlerin kamu görevlileri arasından belirleneceği, o da yoksa en yaşlı üyenin başkanlık etmesi öngörülmektedir.

Meşhur, 108 sandık olayı da bu sayfadadır; “seçim sonucunun belirlenmesinde en önemli unsurlardan biri olan sayım döküm cetvellerinin 108 sandıkta düzenlenmemiş olması, bu sandıklardaki seçim sonucunun güvenilirliğini ciddi biçimde zedelemektedir…”

108 sandığın İstanbul ölçeğinde etkili olduğunu yazamamışlar elbette. Şöyle demişler; “Sayım döküm cetvellerindeki bu eksiklik, tek başına seçim sonucuna müessir olmamakla birlikte, sandık kurulu başkanlarının kanuna aykırı biçimde belirlenmesi ile birlikte değerlendirilmiştir.”

Birlikte değerlendirilip şöyle bir sonuca varmışlar. Alıntı aynı sayfadan; “Tüm bu nedenlerle sonuca etkili sayıdaki sandıkta, sandık kurulu başkanlarının kanun hükümlerdine aykırı olarak görevlendirilmesi ve kanuna aykırı şekilde oluşan sandık kurullarının yaptığı seçim iş ve işlemlerine itibar edilmesinin mümkün bulunmaması…”

Yukarıda yazılanları özetleyelim: olağanüstü itiraz başvurusu için süre öngörülmemiştir; olay ya da durumun ortaya çıkmasıyla her zaman başvurulabilir. İtiraz üzerine yapılan incelemede sandık kurullarının bir bölümünün 298 sayılı yasaya aykırı oluşturulduğu ortaya çıkmıştır. Yasaya aykırı oluşan sandık kurullarının yaptığı işlemlere itibar edilemez.

Sandık kurullarının geçmişte de aynı yöntemle oluşturulduğu, yeni ortaya çıkmıştır. Ve YSK kararına göre yaptıkları işlemleri geçerli sayılamaz.