'Ali Babacan eksenli grup da ülke meseleleri üzerine dosyalar hazırlıyor'

Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, AKP içinden iki yeni parti çıkacağı iddialarına ilişkin, 'İki hareket var Ak Parti bünyesinde. Biri Ahmet Davutoğlu merkezli, diğeri Ali Babacan. Ali Babacan biraz da Abdullah Gül ile alakalı. Her iki hareket henüz rüşeym halinde. Rüşeym, yani embriyon, tohum özü, oğulcuk. Hani ana kovandan ayrılıp yeni bir küme oluşturan yapı. Bir süredir buluşmalar…

İstanbul'da iptal sonrası yapılacak oylama AKP için kritik niteliğini sürdürüyor. Binali Yıldırım'ın 31 Mart'taki "isteksiz aday" görüntüsünü kıldığı görülüyor. Öte yandan AKP içinden kıpırdanma haberleri de bir yandan geliyor.

Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, iki yeni parti kurulacağı yönündeki iddiaları köşesine taşıdı. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 15 sayfalık bir eleştiri metni yayınladığını hatırlatan Taşgetiren, “Ali Babacan eksenli grup da ülke meseleleri üzerine dosyalar hazırlıyor. Hem mevcudun analiz edildiği hem gelecek perspektiflerini içeren dosyalar” dedi.

Ahmet Taşgetiren, Karar’da “AK Parti bünyesinde iki hareketli alan” başlığıyla yayımlanan yazısında şunları söyledi:

“İki hareket var Ak Parti bünyesinde. Biri Ahmet Davutoğlu merkezli, diğeri Ali Babacan. Ali Babacan biraz da Abdullah Gül ile alakalı. Her iki hareket henüz rüşeym halinde. Rüşeym, yani embriyon, tohum özü, oğulcuk. Hani ana kovandan ayrılıp yeni bir küme oluşturan yapı.

Bir süredir buluşmalar gerçekleşiyor.

Her iki yapının ana gerekçesi, uzunca bir süre içinde sorumluluk aldıkları partinin ‘rota kayması’ yaşadığı. Bir anlamda ‘Biz bu değildik, bunu amaçlamamıştık’ diyorlar.

Herkes bu iki hareketi okumaya çalışıyor. Ne yapıyorlar, ne yapacaklar, partiyle ve birbirleriyle ilişkileri nasıl olacak?

Bir kere partiyle farklılaşıyorlar. Eleştirileri var, itirazları var. Hazırlık yapıyorlar. Hem itiraz hazırlık gerektiriyor hem de farklı ne söyleyeceklerse, o.

Her iki hareketin içinde, Ak Parti hükümetlerinde önemli görevler üstlenmiş, partinin doğum-gelişme seyrine tanıklık etmiş isimler var. Mahremi biliyorlar. Halen olan bitenleri biliyorlar.

Bir yanda Abdullah Gül, Ali Babacan, Sadullah Ergin, Hüseyin Çelik, Nihat Ergün, Beşir Atalay var. Ekonomi, yargı, çözüm süreci vs’nin ana aktörleri. Bildiğim kadarıyla Abdullah Gül işin ön aktörü değil, olmak da istemiyor, ama katkıda bulunacak.

Diğer yanda Davutoğlu. Danışmanlık, dışişleri bakanlığı, başbakanlık, Ak Parti genel başkanlığı… Bütün bir dış siyaset, artı partiden ayrılış süreci… Davutoğlu kimi eski Ak parti milletvekilleri ile ve onların ifadesiyle ‘15 Temmuz gecesi darbe girişimine direnişi organize edip de bugün görevde olmayan il başkanları…’

Davutoğlu artık siyasi literatürde ‘Manifesto’ diye anılan bir çıkış yaptı. O manifestodaki her madde bir tür petek kabul ediliyor ve illerde yapılacak toplantılarla ‘İçinin doldurulması’ ön görülüyor. Ankara’da ‘Devlet yapılanması’, Diyarbakır’da ‘Kimlik Meselesi’, Konya’da ‘Din-Devlet-Siyaset ilişkileri…’ gibi. Davutoğlu ayrıca entelektüel muhitlerle, kimi kanaat önderleri ile de görüşmeler yapıyor.

Ali Babacan eksenli grup da, ülke meseleleri üzerine dosyalar hazırlıyor. Hem mevcudun analiz edildiği hem gelecek perspektiflerini içeren dosyalar… Ne zaman kamuoyu önüne çıkacaklar? Belki sonbahar…

İki hareket tabii ki birbirlerinin farkında. Karşılarına çıkacak ilk sorunun ‘Neden ayrı? Birlikte olunmayacak mı?’ olacağını da görüyorlar, çünkü buluştukları her platformda ilk karşılaştıkları soru bu. Kapılar kapanmış değil. Rezervlere rağmen Babacan’la Davutoğlu’nun ‘çok yakın dost olmalarının altı çiziliyor.