AKP, İş Bankası hisselerini CHP'den hangi formülle alacağını açıkladı

Mustafa Kemal Atatürk tarafından CHP'ye bırakılan İş Bankası hissleri, AKP tarafından 12 Eylül'de CHP'nin kapatılması formülüne dayanılarak Hazine'ye devredilmek isteniyor.

Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, AKP'nin İş Bankası'ndaki CHP hisslerini Hazine'ye devretmek için hazırladığı formülü açıkladı.

"CHP'nin sessiz kalmasını fırsat bilen AK Parti hisselerin CHP'den alınması konusunda sessiz sedasız adım atmaya hazırlanıyor" diyen Zeyrek, 12 Eylül'de CHP'nin kapatılmasının hisselerin devri için kullanılacağını yazdı.

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Zeyrek'e nasıl bir yol izleyeceklerini şu şekilde anlattı:

“CHP'nin İş Bankası'ndaki hisseleri Hazine'ye devredilsin, ancak mali menfaatlerinden yine Atatürk Dil ve Tarih Kurumları yararlanmaya devam etsin.” 

CHP'nin hisseleri muhafaza etmesine dair Anayasal bir güvence olmadığını söyleyen Uçum'a göre, 12 Eylül darbecilerinin kapattığı CHP'nin 1992'de yeniden açılması “siyasi devamlılık” olabilir ama “hukuki devamlılık” olamaz. O nedenle 1992'de kanunla verilen hisseler, bir kanunla CHP'den alınabilir.
Uçum bu tezini şöyle detaylandırıyor:
“Kimse 12 Eylülcülerin anayasal ve kanun düzeni geçersizdir gibi abes bir iddia ileri sürümüyor. Aksine tüm anayasal ve kanuni düzenin geçerliliği veri kabul ediliyor: 1982 Anayasası geçerli, kanunlar geçerli, parti kapatmalar geçerlidir. Siyasi yasaklar geçerlidir. Ancak tüm bunlar demokratik hukuk açısından gayri meşrudur.
Bununla birlikte kanun yoluyla yeni CHP'ye İş Bankası hisselerini vermek geçerlidir. Ancak bu düzenleme demokratik sistem açısından meşru değildir.
Bu durumda kanun yoluyla bu hisseleri asli sahibine iade etmek hem geçerli hem meşru olacaktır.
Pozitif hukuk açısından CHP'nin iddia ettiği siyasi devamlılık, mirasçılık statüsünün korunmasını sağlamaz. Mirasçılık için hukuki devamlılık gerekir o da yoktur.”
Uçum'a “Cumhurbaşkanı mirasını AK Parti'ye bıraksa gelecekte o mirası Hazine'ye devretmek mümkün olur mu?” sorusunu yönelttim.
Uçum, Atatürk'ün vasiyet iradesinin artık “hukuki değil manevi bir sorumluluk” olduğunu iddia ederek, vasiyetin artık bir “devlet ödevi”olarak bir parti değil Hazine tarafından üstlenilmesi gerektiğini savundu.