Adalet Bakanı HSK'da tek yetkiyi kendilerine istedi: Milletin seçtikleri seçsin...

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, yeni yargı reformu paketi hakkında açıklamalar yaptı. Gül, Feyzioğlu'nun, 'HSK’nın yapısı değişirse dolar 2 liraya düşer, yargı reformu kabul edilirse Demirtaş tahliye edilebilir' görüşüne katılmadığını belirterek, 'Cumhurbaşkanını halk seçiyor, Meclis’i halk seçiyor. Yargı da millet adına karar veriyor. Öyleyse milletin seçtikleri de HSK…

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, yargı reformu paketi hakkında açıklamalar yaptı.

Hürriyet'ten İpek Özbey'e konuşan Gül, Canan Kaftancıoğlu'nun 9 yıl 8 ay cezaya çarptırılmasına ilişkin, "Adalet Bakanı olarak yürüyen bir davayla ilgili yorum yapmam doğru olmaz" dedi. 

Vatandaşların yargıya güven duygusu içinde yaklaşması gerektiğini söyleyen Gül, "Özellikle FETÖ’cülerin tasfiyesiyle birlikte yargıya güvenin arttığını düşünüyorum. Bu konuda yaptığımız araştırmalar da bunu ortaya koyuyor. Her yıl bakanlık olarak kendimiz için bir araştırma yapıyoruz. Aldığımız sonuçlarda bir önceki yıla göre iyiye gidiş var ama her şey güllük gülistanlık desek bu da çok gerçekçi olmaz" diye konuştu.

'MİLLETİN SEÇTİKLERİ HSK ÜYELERİNİ SEÇSİN'

Yargının özellikle geçmişte yapılan HSK seçimleri nedeniyle çok ideolojik bir hal aldığını söyleyen Gül, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu'nun, "HSK’nın yapısı değişirse dolar 2 liraya düşer, yargı reformu kabul edilirse Demirtaş tahliye edilebilir" yorumuna ilişkin de şöyle konuştu:

"Sayın Feyzioğlu değerli bir hukuk insanıdır ama tabii her görüşüne katılmak mümkün değil, bu görüşüne de katılmıyorum. HSK’nın yapısıyla ilgili bir anayasa değişikliği oldu. Milletimiz bir tercih kullandı. Önceden FETÖ’nün bir projesi olarak, hâkimler kendilerini seçiyorlardı. Ve bunun sonuçlarını hepimiz yaşadık. Yargı, son anayasa değişikliğiyle Meclis’in ve Cumhurbaşkanı’nın belirlediği bir düzenlemeye kavuştu. Cumhurbaşkanını halk seçiyor, Meclis’i halk seçiyor. Yargı da millet adına karar veriyor. Öyleyse milletin seçtikleri de HSK üyelerini seçsin. Yaklaşım bu. Demokratik meşruiyeti güçlendiren bir uygulamadır. Yargıyı rahat bıraksın herkes. Yargı, Türk milletinin yargısıdır. Göreceksiniz, Avrupa’da en iyi hukuk sistemine kavuşacak adımları atacağız."

'TASVİP ETMESENİZ DE KARAR BAĞLAYICIDIR'

Barış Akademisyenleri davası ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararını da değerlendiren Bakan Gül, "Polisimizi, askerimizi, öğretmenimizi şehit eden terör örgütleriyle mücadele eden devletimize karşı kabul edilemez ifadelerin kullanılmasını asla tasvip edemeyiz. Terör örgütüne aktif/pasif bir desteğin verilmesini bir temel özgürlük alanı olarak görmüyoruz. Bu belgenin bir insan hakları beyannamesi gibi kamuoyuna yansıtılmasını kabul edemeyiz. Anayasa Mahkemesi bir karar vermiştir. Bireysel başvuru hakkını açan AK Parti hükumetidir. Kararı tasvip etseniz de etmeseniz de Türkiye bir hukuk devletidir, Anayasa Mahkemesi kararı herkes için bağlayıcıdır" diye konuştu.

'HUKUKEN BİZİ YARALAYAN BİR DURUM'

Cumhuriyet Gazetesi'nde karikatürist olan ve 5 yıldan az cezasını üst mahkemenin onayladığı Musa Kart ile benzer durumda olanlara ilişkin soru üzerine Gül şöyle konuştu: 

"Yürüyen davalarla ilgili bir şey söylemek istemem ama istinaf mahkemeleri yeni bir uygulama olduğu için çıkan ihtiyaçlara göre çözüm bulunuyor. Güncel davalardan bağımsız çalıştığımız bir konu. Diyelim ki; bir davada beş kişi yargılanıyor. Üç kişi istinafta kesinleşiyor, onlar cezaevine giriyor. Diğeri Yargıtay’da, 3-4 yıl bekliyor, hatta belki zaman aşımına uğrayacak. Daha fazla ceza alan cezaevine girmiyor. Hukuken bizi yaralayan bir durum, kabul edilemez. Hukuk herkes için öngörülebilir ve istikrar içinde olmalı. Bu çerçevede çalışmamızı başlattık. Meclis kabul ederse, Yargıtay denetiminden de geçtikten sonra infazın başlaması gerektiğine inanıyoruz."

Gül, "AB karşısında Selahattin Demirtaş ya da Osman Kavala dosyaları nedeniyle zorlanıyor musunuz?" sorusuna ise, "Türkiye 15 Temmuz hain darbe girişiminde demokrasisini, hukukunu ayakta tutmuş olan bir ülke. Yine eksiklerini Avrupa Birliği ile birlikte tamamlama iradesi göstermiş ki bu çalışma, bu reform da bunlardan biri. Bu konularda yapıcı eleştiriyi elbette dikkate alırız, ama haksız ithamların da bir geçerliliği yok" cevabını verdi.