AB Türkiye'nin harekatını kınadı, silah ambargosu kararı almadı

AB Dış İlişkiler Konseyi Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine düzenlediği harekatı kınadı, silah ambargosu kararı ise ülkelerin kendi kararına bırakıldı. Açıklamada AB'nin Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerine karşı Kıbrıs'la tam dayanışma içinde olduğu belirtildi. Dışişleri Bakanlığı ise yazılı bir açıklama yaparak AB kararlarına tepki gösterdi.

Lüksemburg'da bugün düzenlenen Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları toplantısında Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine gerçekleştirdiği askeri harekat ele alındı. Toplantı sonrasında yapılan açıklamada, Türkiye'ye kuzeydoğu Suriye'de yürüttüğü askeri harekatı durdurma ve bölgedeki kuvvetlerini geri çekme çağrısı yapıldı.

Açıklamada "Avrupa Birliği, Türkiye'nin bölgedeki istikrarı ciddi şekilde baltalayan, yerinden edilmeleri artıran, insani yardıma erişimi ciddi şekilde engelleyen askeri operasyonunu kınamaktadır” ifadelerine yer verildi.

DW Türkçe’nin aktardığına göre ortak açıklamada "Türkiye'nin AB için kilit önemde bir ortak, Suriye krizi için de kritik bir aktör olduğu vurgulanarak Türkiye'nin güvenlik kaygılarının askeri değil, siyasi ve diplomatik yollarla giderilmesi gerektiği" savunuldu.

SİLAH AMBARGOSU TALEBİ KABUL GÖRMEDİ

AB dışişleri bakanları toplantısında Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn'un Türkiye'ye karşı AB'nin ortak bir silah ambargosu uygulanması talebi ise kabul görmedi. Toplantıdan sonra yapılan açıklamada silah satışı kararının üye ülkelerin hükümetlerine bırakıldığı vurgulanarak Almanya ve Fransa'nın Türkiye'ye silah satışı izinlerini askıya alma kararlarına atıfta bulunuldu. Türkiye'ye silah ihracatıyla ilgili bir çalışma grubu kurulacağı ve üye devletlerin konuya ilişkin pozisyonlarının bu çalışma grubu tarafından bu hafta içerisinde yapılacak toplantıda "koordine edileceği ve gözden geçirileceği" de ifade edildi.

DOĞU AKDENİZ AÇIKLAMASI

AB dışişleri bakanları toplantısında Doğu Akdeniz'de yaşanan gelişmeler de ele alındı. Toplantı sonrasında konuyla ilgili yapılan açıklamada, "Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de devam eden yasa dışı sondaj çalışmaları ışığında Konsey, Kıbrıs'la tam dayanışma içerisinde olduğunu tekrar teyit eder” denildi.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini toplantı sonrasında Twitter hesabı üzerinden bir açıklama yaparak, "Hem kuzeydoğu Suriye, hem de Doğu Akdeniz'deki Türk sondajları konusunda Dış İlişkiler Konseyi anlaşmaya vardı. AB tam birlik içinde” dedi.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: REDDEDİYOR VE KINIYORUZ

Dışişleri Bakanlığı ise AB’nin Türkiye’ye ilişkin aldığı “Kuzeydoğu Suriye” ve “Doğu Akdeniz” kararlarına yazılı bir açıklamayla tepki gösterdi.

Dışişleri Bakanlığı’nın resmi sitesinden yapılan açıklamada "Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler Konseyi’nin (DİK) bugün (14 Ekim) Lüksemburg’da yapılan toplantısında, ‘Kuzeydoğu Suriye’ ve ‘Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin Yürütmekte Olduğu Faaliyetler’ başlıkları altında kabul ettiği kararları ve ülkemize yönelik yaptığı çağrıları tümüyle reddediyor ve kınıyoruz" denildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“.. AB’nin terör unsurlarını koruyucu bir yaklaşım sergilemesi kabul edilemez. AB Konseyi’nin bu konudaki kararında, bazı AB üyelerinin de destek verdiği PYD/YPG terörizminin, son iki günde ülkemizde aralarında bir bebeğin de bulunduğu 18 masum sivili katletmesine sessiz kalmasının da bu çarpık yaklaşımın bir tezahürü olduğunu değerlendiriyoruz. 

Türkiye’nin defaatle dile getirdiği üzere, DEAŞ terörüyle mücadele kisvesi altında bir diğer terör örgütünün ayrılıkçı gündemine hizmet eden AB’yi ve bu örgüte destek veren AB üyesi ülkeleri, bugünkü sonuca ulaşılmasındaki sorumlulukları bağlamında özeleştiri yapmaya ve izana davet ediyoruz. Bu politika ve uygulamalarıyla AB’nin DEAŞ’a karşı mücadele konusunda ülkemize ders verme hakkı bulunmadığının altını çiziyoruz.”

'AB İLE BAZI ALANLARDA İŞBİRLİĞİNİ GÖZDEN GEÇİRECEĞİZ'

Dışişleri Bakanlığı açıklamasında Doğu Akdeniz’le ilgili olarak ise şu ifadeler yer aldı:

Hidrokarbon faaliyetlerimizi KKTC’yle birlikte kararlılıkla sürdüreceğimizi ve AB’nin bu konuda engelleyici tedbirlere başvurması halinde misliyle mukabele edeceğimizi bir kez daha vurgulamak istiyoruz.

Bir yandan münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığının diyalog ve iyi niyetli müzakere yoluyla, uluslararası hukuka uygun ve iyi komşuluk ilişkileri ilkesi uyarınca sınırlandırılması gerektiğini vurgulayan AB Konseyi’nin, diğer taraftan GKRY’nin tek taraflı deniz yetki alanı iddialarını benimsemesi ve bu iddiaları ‘üyelik dayanışması’ bahanesi altında Türkiye’ye dayatma girişimlerinde bulunması ciddi bir çelişki teşkil etmektedir.

Doğu Akdeniz’de barış ve istikrarın tesisi, herkesin kazanacağı bir işbirliği iklimi yaratılması, ülkemizin ve özellikle Kıbrıs Türklerinin ilgili anlaşmalar ve uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru hak ve çıkarlarına saygı gösterilmesi ve Doğu Akdeniz’in siyasi, hukuki, tarihi ve coğrafi gerçeklerinin dikkate alınmasıyla mümkün olacaktır.

Bu hukuksuz ve yanlı tutumu nedeniyle, AB ile bazı alanlardaki işbirliğimizi ciddi bir şekilde gözden geçireceğiz.”