10 Ekim Katliamı davası: Sizin hiç çocuğunuz öldü mü?

10 Ekim'de Ankara Garı'nda yaşanan katliamın davasında karar sürecine girildi.

102 kişinin yaşamını yitirdiği Ankara Gar katliamı davasında 51'inci celse Sincan Cezaevi içindeki büyük duruşma salonunda yapılıyor.

Perşembe günü mahkemenin kararını açıklaması beklenirken, bugünkü duruşma 6 müştekinin konuşmasıyla sürüyor.

Cumhuriyet'in haberine göre, duruşmadan bazı ayrıntılar şöyle:

10.50 - Mahkeme başkanı gelen belgeleri okudu. Söz verilen duruşma savcısı, müşteki avukatların kovuşturmanın genişletilmesi talebini, sanıkların hukuki durumlarında değişiklik yaratmayacağı  gerekçesiyle reddini istedi.

10.52 - Savcı, sanıkların cezalandırılmasını talep etti.

10.55 - Müşteki avukatı Mustafa Kemal Gündüz, davanın Ankara Adliyesi'nden Sincan Cezaevi'ne alınmasına tepki gösterdi. Gündüz, "Burada adil bir yargılama olmaz. Nakil kararı hukuki değil. Buraya gelen müştekiler birçok engellemeler ile karşılaştı. Gelemeyenler oldu. Dava resmen şehirden kaçırıldı. Salonda biz sanıkları göremiyoruz. Siz heyeti dahi göremiyorum. Böyle bir yargılama Anayasaya, AİHS'e aykırı." dedi.

11.00 - Avukat Ziynet Özçelik: Bu katliamda devletin sorumluluğu var.

11.05 - Mahkeme, konuşmayan müştekilerin dinlenmesi talebini reddetti. Başkan, "Açık yargılamaya devam edildi" deyince bir müşteki "Neresi açık yargılama" diye çıkıştı. Mahkeme, avukatların ısrarı üzerine dinlenmeyen 6 müştekinin konuşmasına izin verdi.

11.20 - Katliamda hayatını kaybeden EMEP GYK üyesi Korkmaz Tedik’in annesi müşteki Zöhre Tedik, 10 Ekim katliamında barış için alanda olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: “Tek talebimiz bu ülkede ne asker ne polis 103 tane insan ölmesin diye alana çıktık. Benim oğlu ‘Anne barış herkes için gelecek’ dedi. Güle oynaya 81 ilden insanlar Ankara’ya geldi. O gün otobüsler aranmadı. Demek dedim insanlar barış içinde eylemini yapacak diye mutluyduk. Benim eşim ‘Neden aranmıyoruz?’ dedi. Bende bu tedirginlik yoktu. Yüz binlerin aktığı alanda barış olacağını, kimsenin ölmemesi için alanlarda olacağımı düşündüm. Orada tanıdıklarımızla, barış için gelenlerle öpüştük. Benim oğlum ‘Anne ben Emek Partisi altında yürüyeceğim’ dedi. Bombalar patladı. İnsanlar cesetler üzerinden atlarken üzerimize gaz bombası atıldı. Benim oğlum oraya yere düşünce görmedim. Arkadaşları bulmuş, vatandaşlar bulmuş. Benim oğlumun atılan gazdan nefesi daraldı da öldü. Çocuklarımızın üzerine IŞİD’liler bomba atmasına göz yumanlar, çocuklarımızın hastaneye yetiştirilmesine engel olanlar neden yargılanmıyor.”

“Sayın hakim kaç aramadan geçtik. Ancak çocuklarımızın üzerine bomba atanlar neden aranmadı. Benim üzerime bomba atıldı. Üzerimde et parçaları vardı. Siz bu çocuklarımızın katillerini yargılamıyorsunuz. IŞİD’lilere ise basit cezalar veriyorsunuz. Biz gerçek sorumluların yargılanmasını istiyoruz. Şu salona girerken üzerimizde aranmadık tek nokta bırakmadınız. Keşke o zaman bu arama yapılsaydı da bizim çocuklarımız ölmeseydi. Aynı katiller gibi mağdur aileleri de yargılanmak isteniyor.”

11.30 - Katliamdan yaralı kurtulan öğretmen Ayşegül Duman: Bu dava fizana da sürülse gideceğiz. Zalimler için yaşasın cehennem. Bu katliam insanlığa karşı suçtur. 66 ishitbarat raporuna rağmen bu katliam yapıldı. Allahu Ekber diyerek bu katiller masum insanları öldürdu. Şuan sanıklar içinde polisler oturuyor. O gün bizim için neredeydiniz? Bu sanıkları bırakırsanız yarın yapılacak katliamların sorumlusu mahkeme olur. Biz gerçek adalet istiyoruz. Sizin hiç çocuğunuz öldü mü?

12.10 - Müşteki Ahmet Andiç: Gar'da 103 kişi öldü. 500 kişi yaralandı. Ama orada bir polis dahi yaralanmadı. Demek ki önlem alınmadı. Devlet görevlileri orada katliam yapılacağını biliyordu.

12.15 - Katliamda ölen avukat Uygar Coşkun'un annesi Nuray Coşkun: Asıl suçlular dışarıda geziyorken, deliller toplanmamışken bu dava böyle bitirilemez. Oğlumdan geriye torunum kaldı. Onu kreşten alırken başka babaların çocuklarını aldıklarını görmemesi için çaba harcıyorum.

12.25 - Müşteki Muhammed Bahadır Kılıç: Gerçek adalet istiyoruz. Burada yargılananlar piyonlardır. Oysa emir verenler, katliama göz yumanlar, yaralıları süpür diyenlerin yargılanmasını istiyorum. Bunlar neden yargılanmıyor?

12.30 - Müşteki Çağlayan Bozacı, konuşmasında "AKP silahlı bir terör örgütüdür, faşist diktatör Erdoğan" deyince Mahkeme Başkanı sözünü kestirip "Bu kadar yeter. Provakosyan yapmayın" dedi ve duruşmaya saat 14.00'a kadar  ara verildi. Başkan, Bozacı'nın dışarı çıkarılmasını istedi.