Yunanistan Komünist Partisi Siyasi Büro üyesi Marinos'la söyleşi

Komünist Parti’nin “Karanlığa Meydan Okuyoruz” başlığıyla gerçekleştirdiği buluşmaya katılmak amacıyla İstanbul’a gelen YKP Siyasi Büro üyesi Yorgos Marinos, Boyun Eğme’ye de bir röportaj verdi.

Dış Haberler

Komünist Parti’nin “Karanlığa Meydan Okuyoruz” başlığıyla gerçekleştirdiği buluşmaya katılmak amacıyla İstanbul’a gelen Yunanistan Komünist Partisi Siyasi Büro üyesi Yorgos Marinos, Komünist Parti'nin "Karanlığa Meydan Okuyoruz" etkinliğine katıldığı sırada Boyun Eğme'ye röportaj verdi.

Röportajın tamamı şöyle:

YKP Türkiye’deki son parlamento seçimlerinde KP’ye destek verdi. Çok yeni olarak KP üyelerine karşı açılan davaları protesto etmek için bir imza kampanyası düzenledi ve şimdi KP için önemli olan bir merkezi toplantıya destek vermek için geldiniz. Bu yakın ve kardeşçe dayanışmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
YKP ile KP’nin ilişkisi, proleter enternasyonalizme dayanan tarihi bir derinliğe sahip ve çok yüksek bir seviyeye ulaşmıştır. İki parti, işçi sınıflarının ve halklarının çıkarları, barbar kapitalist sistemin devrilmesi ve yeni sosyalist toplumun inşası için ortak mücadele içindedir. Özellikle Erdoğan, burjuva hükümeti ve burjuva sınıfı tarafından kovuşturmaya uğrayan yoldaşların olduğu bir dönemde geçiyorken Türkiye’deki tüm yoldaşlara, parti yöneticisi ve üyelerine, YKP’nin mücadelelerinin her aşamasında daima yanında olacağını ifade etmek istiyoruz. Bu dayanışmayı her türlü araç kullanarak sürdüreceğimizi temin ediyoruz. Emperyalistler arası ve güçlü kapitalist ülkelerin rekabetlerinin giderek yoğunlaştığı bir bölgede yaşadığımızı vurgulayarak uluslararası dayanışma çerçevesindeki iki partinin ilişkileri daha da gelişecektir. Bölgemizde savaş ve iltica var. Bu nedenle savaşları doğuran esas nedenlere karşı, aynı anti-emperyalist eksende devam etmemiz büyük önem kazanıyor. 
YKP ve KP arasındaki dayanışma gelecekte halklarımıza ne vaat ediyor?
Son yıllarda her iki halkın hakları büyük bir saldırı altındadır. Yunanistan ve Türkiye’ de işsizlik oranları çok yüksek, maaş ve emeklilik ücretleri çok düşük, sağlık, sosyal güvenlik ve eğitimde halklar büyük sorunlarla mücadele ediyor. Bu sorunları öncelikle ortaya çıkarmak ve sonra giderilmelerini talep eden bir yaklaşım göstermek her iki halkın yararına olacaktır. İki partinin arasındaki ilişkilerin gelişmesi bu mücadeleye katkı veriyor. Her iki ülkede çürümüş kapitalist sisteme ve onu yöneten iktidarlara karşı gelmenin gerekliliğini ortaya çıkarmak ve sosyalist bir toplumun inşasını hazırlayacak güçleri birleştirmek için çalışmamız gerekiyor. 
YKP’nin diğer bölge KP’leri ile ilişkisi hangi düzeyde, bunun için neler yapıyorsunuz?
YKP, tarihsel olarak başka komünist partilerle kurduğu işbirliği sayesinde büyük bir tecrübe elde etmiştir. Sınıf mücadelesinin geçtiği sahalarda günlük yaşamın karmaşık sorunlarını ele alarak, görüş ve fikir alışverişinde bulunuyor. YKP onlarca parti ile ilişki içinde ve bu ilişkiler, hayat gereği, her gün gözden geçiriliyor. Dolayısıyla sınıf mücadelesinin yükselmesine çalışmayan bazı partilerle yoğun ideolojik çatışmalar neticesinde ilişkilerimiz zayıflıyor. Öte yandan, KP ile olduğu gibi partimiz Avrupa’ da, yakın bölgemizde ve tüm dünyada kardeşçe bir ilişki geliştirdiği partiler olmuştur. Bu partilerle ideolojik, siyasi mücadelelerin her aşamasında, Uluslararası Komünist ve İşçi Partilerinin Toplantılarında, Uluslararası Komünist Dergisi (ICR) ve 29 ülkenin katıldığı Avrupa Komünist İnisiyatifi’nin toplantıları çerçevesinde buluşmaya çalışıyoruz. Partimizin çok önemsediği bu konuda büyük sorumluluklar üstleniyoruz. Her partinin, tarihsel geçmişi araştırmasına; sosyalizmin yıkımına neden olan hataları saptamasına ve yeni stratejilerinin geliştirilmesine ağırlık vermesi gerektiğine inanıyoruz. Geriye baktığımız zaman ‘aşamacı’ stratejilerinin devrimci mücadeleyi yükseltmediğini görüyoruz. Komünist partileri güçlerini çoğaltacak stratejilere ihtiyaç duyuyor. Biz çalışmalarımızı bu yönde sürdürüyoruz ve gelecekte de güçlerimizi bu yönde kullanmaya devam edeceğiz.
Dünya KP ve İşçi Partilerini bir araya getiren Solidnet’in ve 18.sine geldiğimiz dünya toplantılarının gerçekleştirilmesinde YKP’nin öncülük ettiğini biliyoruz. Bunun hikâyesinden kısaca bahsedebilir misiniz?
Bu hikâye çok yönlü ele alınmalı. Sovyetler Birliği ve diğer sosyalist ülkelerdeki karşı-devrimlerden sonra komünist hareketinin durumu içler acısıydı. Bu koşullarda komünist partilerinin arasındaki bağların yeniden kurulması, yeni gelişmelerin tartışılmasına olanak açılması için YKP birçok inisiyatif aldı ve uluslararası toplantılarının temellerinin atılmasına öncü oldu. Uluslararası Komünist ve İşçi Partileri Toplantıları bilindiği gibi 90’lı yıllarda Atina’da başladı ve uzunca bir süre orada devam etti. Ardından, ortak bir görüşün oluşması ile diğer ülke ve kıtalarda da gerçekleşmeye başladı. Biliyorsunuz, en sonuncusunun ev sahipliğini geçen yıl KP üstlendi. Bu toplantılar birçok temanın tartışılmasına alan açmış oluyor. Özellikle önümüzdeki kritik döneme ilişkin, komünist hareketin yürüteceği stratejilere karar vermesinde yardımcı olabileceğini düşünüyoruz. 
Aynı zamanda, partimiz bu toplantılarda NATO, emperyalist savaşlara, AB’ye karşı ya da işçi ve haklarının ve geri kazanılması için verilen eylem kararlarına ve komünist partilerinin işbirliği kurmasına önem veriyor. Önümüzdeki toplantı Vietnam’da gerçekleşecek ve seçilen tema üzerinde hazırlıklarımıza başlamış durumdayız. Amacımız, Yunanistan’da elde ettiğimiz zengin tecrübeyi, partimizin ve PAME’nin öncüsü olduğu sınıf mücadelesini, dünya komünist partileri ile paylaşmaktır.
YKP’den Erdoğan’a kınama
Yunanistan Komünist Partisi (YKP) geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kınayan bir metin yayınlandı. Çok sayıda parti yöneticisinin, YKP’li belediye başkanlarının imzaladığı metinde, Erdoğan'ın isteğiyle açılan davaları ve Suriye'ye dönük müdahalelerine tepki gösterilirken, kovuşturmaya uğrayanlarla dayanışma içinde olunduğu ifade edildi.
Yayınlanan imza metni şu şekilde:
“Türk hükümeti ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan tarafından başlatılan anti-demokratik, hukuki davalar ve kovuşturmalara karşı,
Aşağıda imzası bulunan bizler, AKP hükümetinin halk karşıtı politikalarını eleştiren, sosyal, demokratik ve Türkiye halkının hakları için mücadele eden kişilere karşı hukuki kovuşturma dalgası başlatan Türk hükümeti ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın otoriter politikalarını; Türkiye’nin Suriye’deki müdahalelerini kınıyoruz.
Kovuşturmaya uğrayanlar ile dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyor; Türkiye'de siyasi faaliyet ve diğer demokratik hak ve özgürlüklere karşı yürütülen her türlü kovuşturma ve saldırının sonlandırılmasını talep ediyoruz.”
Marinos’tan TKP vurgusu
Etkinlikte Yunanistan Komünist Partisi Merkez Komitesi Siyasi Büro üyesi Yorgos Marinos da bir konuşma yaptı. 
Yunanistan'daki sınıf mücadelesi ve YKP'nin tutumuna dair bilgi veren Marinos konuşmasının sonunda Komünist Parti'nin yoluna Türkiye Komünist Partisi adıyla devam etmesi yönündeki dileklerini de bildirdi: "Partinizin fraksiyonist-oportünist gruplara karşı verdiği mücadeleyi ve yıllar yılı yoğun çabalarınızın önemli sonuçlarını çok yakından izlediğimizi vurgulayarak, cesaret alıp şunu ifade etmek istiyorum: İşçi sınıfı içinde ve uluslararası komünist hareketteki çalışmalarınızı kendi adınızla, Türkiye Komünist Partisi adıyla sürdürmeniz size büyük katkı sağlayacaktır. Ben, bunu ifade etme gereğini duydum, elbette ne yapılması gerektiği siz daha iyi bilirsiniz."