Yıllardır 'Tarafsız değilim' diyen Erdoğan kimin tarafında: İşte bu sorunun en net yanıtları...

Hükümet sözcüsü Bekir Bozdağ'ın "Erdoğan görev ve yetkilerini tarafsız bir şekilde kullanmakta" açıklaması, Erdoğan'ın daha önce yaptığı "Tarafsız olmayacağım", "Ben tarafımı seçtim", "Bir insanın karakterinde tarafsız olmak diye bir şey olabilir mi" açıklamalarıyla yalanlanmıştı. Üstelik asıl mesele Erdoğan'ın taraf olmasında da değil.…

Ahmet Çınar

Başbakan Yardımcısı ve hükümet sözcüsü Bekir Bozdağ'ın "Erdoğan görev ve yetkilerini tarafsız bir şekilde kullanmakta" şeklindeki açıklaması, Erdoğan'ın daha önce yaptığı "Tarafsız olmayacağım", "Ben tarafımı seçtim", "Bir insanın karakterinde tarafsız olmak diye bir şey olabilir mi" açıklamalarıyla yalanlanmıştı. 

Bozdağ'ın bu açıklaması, aynı zamanda "AKP Genel Başkanı" sıfatını taşıyan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın nasıl tarafsız olabileceği sorusunu akıllara getirdi. 

TARAFSIZ OLMADIĞINI KENDİSİ İLAN ETMİŞTİ

Erdoğan, 11 Mart 2017'de Sultanbeyli'de katıldığı toplu açılış töreninde, "Türkiye'de ne zaman tarafsız bir cumhurbaşkanı olmuş? Sezer mi, Demirel mi, Özal mı tarafsızdı? Bir insanın zikri, fikri varsa, tarafı da vardır. Ben bu göreve gelirken tarafsız olmayacağımı peşinen söylemiştim" diyerek tarafsız olmadığını itiraf etmişti. 

ERDOĞAN: BİR İNSANIN KARAKTERİNDE TARAFSIZ OLMAK DİYE BİR ŞEY OLABİLİR Mİ? 

Erdoğan 18 Şubat 2017'de Elazığ'da toplu açılış törenindeki konuşmasında, Cumhurbaşkanı'nın tarafsızlığı konusuna değinerek, "Bir insanın karakterinde tarafsız olmak diye bir şey olabilir mi?" demişti. 

"BEN TARAFIMI SEÇTİM" DEMİŞTİ

Erdoğan, cumhurbaşkanı seçildikten yaklaşık bir yıl sonra, 5 Mayıs 2015'te Tekirdağ'daki bir toplu açılış töreninde, "Ben tarafsız bir cumhurbaşkanı olmayacağım demiştim, ardından da tarafımı ilan etmiştim" diye konuşmuştu. 

CUMHURBAŞKANI SEÇİMİNDEN ÖNCE İLAN ETMİŞTİ: TARAFSIZ OLMAYACAĞIM!

Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçiminden önce, 8 Temmuz 2014'te AKP'nin grup toplantısında, "Eğer bu kardeşiniz seçilirse tarafsız cumhurbaşkanı olmayacağım" diyerek tarafsız olmayacağını ilan etmişti. 

PEKİ ERDOĞAN HANGİ TARAFTA? 

Erdoğan'ın hangi tarafta olduğu ise iktidara geldiği günden bu yana hayata geçirdiği politika ve uygulamalarla kendini gösteriyor. 

"Ben ülkemi pazarlamakla mükellefim" diyen, patronlarla, patron örgütü TÜSİAD'la uyum içerisinde çalışan, grevleri yasaklayıp işçi düşmanlığı yapan bir profil çizen Erdoğan, sermaye yanlısı, piyasacı ve gerici bir cumhurbaşkanı oldu. Erdoğan, patronlara yaptığı bir konuşmada, "Şimdi grev tehdidi olan yere OHAL'den istifade edip izin vermiyoruz" demişti. Erdoğan liderliğindeki AKP döneminde Türkiye'e 13 grev çeşitli bahanelerle yasaklandı. 

İŞTE ERDOĞAN DÖNEMİNDE İŞÇİ SINIFINA YÖNELİK SALDIRILAR

Erdoğan iktidarında Türkiye bir işçi cehennemine dönüştü. 

Özelleştirme yağması: Son 30 yılda yapılan özelleştirmelerin yüzde 86’sı AKP döneminde gerçekleşti. Yüz binlerce işçi, özelleştirmeler yüzünden işini kaybetti.

Kuralsız, hukuksuz, sınırsız sömürü: AKP döneminde serbest bölge sayısı 21’e yükseldi. Patronların işçileri hukuksuz, kuralsız, sınırsız, sorgusuz ve sualsiz sömürebildiği bölgelerin sayısı artırıldı.

Soma, Ermenek, Zonguldak, Torunlar ve 20 bin işçini ölümü: AKP’li yıllar, adeta bir “sınıfsal soykırımın” yaşandığı yıllar oldu. 2002’den bugüne binlerce iş cinayetinde en az 20 bin işçi hayatını kaybetti. Bu katliamların en kitleseli Soma katliamı oldu.

Güvencesiz, esnek ve sigortasız çalıştırmanın yolunu açtı: Güvencesiz, esnek ve sigortasız çalıştırmanın önünü açan düzenlemelere imza atan AKP, patronlara daha fazla destek verebilmek için İşbaşı Eğitim Programı'nı altı aydan bir yıla çıkardı. Bu uygulama sayesinde, patronlar artık çalışanlarının yüzde 10'u kadar kursiyer alıp bir yıl çalıştırabiliyor, maaş ve sigorta masraflarını ise İŞKUR aracılığıyla işsizlik fonundan tahsil ediyor.

Çalışma süreleri arttı: Patronların istediği her yasal düzenlemeyi, çeşitli torbalara doldurarak, Meclis’ten geçrien AKP çalışma sürelerini de uzattı.

Köle ticareti yasalaştı, 400'den fazla şirket taşeron işçi pazarlıyor: Özel İstihdam Büroları Yönetmeliği yürürlüğe girdi. Kölelik yasası olarak bilinen “Özel İstihdam Büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulması”na ilişkin Özel İstihdam Büroları Yönetmeliği geçen yıl Ekim ayında Resmi Gazete’de yayınlandı.

“BAŞ CEO” ERDOĞAN: PATRON DOSTU, İŞÇİ DÜŞMANI

AKP’nin 16 yılında işçi sınıfına yönelik saldırıları özetlemeye çalıştık.

“Ben bu ülkenin CEO’yum” diyen Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki AKP yönetimi, tam 16 yıl boyunca patron düzenin güçlendirmek için elinden gelen her türlü düzenlemeyi, işçi sınıfına vahşi bir biçimde saldırarak hayata geçirdi.

Bir ülke “anonim şirket” gibi yönetildiğinde, bunun çalışanlar açısından anlamı tektir: Mutlak yoksullaşma ve mutlak mülksüzleşme… Ücretlerin daha fazla düşmesi, kazanılmış hakların daha çok budanması, daha esnek ve daha güvencesiz koşullarda çalışma, daha vahşi biçimde sömürülme ve ölüm…

Sırtını “Baş CEO”nun iktidarına, dinselleştirme politikalarına ve polis gücüne dayayan patron sınıfı, istediği gibi at oynatıyor memlekette.

HUKUKSUZLUĞU TEŞVİK EDEN ERDOĞAN!

Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay gibi üst mahkeme kararlarını ve bazı hukuki düzenlemeleri “Mevzuat Amca” diye tanımlayan Tayyip Erdoğan, kendisi “Mevzuat Amca” dediği yasaları takmadığı gibi, işadamlarına da bu nasihatı vermekten geri durmadı. Yasal engellere takılan patronlara akıl veren Tayyip Erdoğan, “Devlet şirket gibi yönetilmeli, hiçbir zaman mevzuat amcaya lütfen takılmayalım, başarının sırrı pratik çözümdedir” dedi. Her fırsatta da “Bize düşen işadamlarının önünü açmak” sözünü tekrarladı.

LAİKLİĞİN RUHUNA FATİHA OKUTAN ERDOĞAN! 

En başından beri laik olmadığın açıkça söyleyen Erdoğan, Endonezya gezisinde ise laik bir cumhuriyetin cumhurbaşkanı değil de, dinsel bir Ortadoğu emirliğinin lideri ve bir dinin ruhani önderi gibi konuşmuştu. Erdoğan, “Bizim tek derdimiz var: İslâm, İslâm, İslâm” dedi. Laik bir cumhuriyet rejiminde herhangi bir kamu görevlisinin kuramayacağı bu cümleyi, “sıra dışı bir cumhurbaşkanı” olan Tayyip Erdoğan rahatlıkla kullanmaktan çekinmedi.

"REJİM DEĞİŞMİŞTİR" DİYEN ERDOĞAN!

Tayyip Erdoğan 15 Ağustos 2015'te, memleketi Rize'de yaptığı konuşmada, "İster kabul edilsin ister edilmesin, Türkiye'nin yönetim sistemi bu anlamda değişmiştir. Şimdi yapılması gereken bu fiili durumun hukuki çerçevesinin yeni bir Anayasa ile netleştirilmesi, kesinleştirilmesidir" dedi. Anayasa hukukçularından muhalefet partilerine kadar pek çok kesimden tepki toplayan bu cümleler, "anayasal düzenin ilga ve iğvası" olarak değerlendirildi.