Yargı, polis, bakanlık korumuyor: 2018'de kadına şiddete azmettiren sözler ve failleri

Türkiye her yıl olduğu gibi 2018’de de kadına yönelik şiddet, ayrımcılık ve cinsiyetçi söylemlerle gündemden hiç düşmedi. Bu yılın ilk 7 ayında şiddete uğrayan kadın sayısı resmi açıklamaya göre yaklaşık 100 bin. Yetkili ağızlardan yapılan açıklamalarsa bu suçların azmettiricilerine ve faillerine işaret ediyor.

İpek Zeynel

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, son yıllarda artış gösteren kadın cinayetlerini, 1  Kasım 2018’de İçişleri Bakanlığı'na yönelttiği soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı. 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, verdiği yanıtta 2017 yılında 133 bin 809 kadının şiddete maruz kaldığını bildirdi. Bakan Soylu, bu yılın ilk 7 ayında şiddete maruz kalan kadın sayısının ise 96 bin 417 olduğunu açıkladı. 2017 yılı ve 2018 yılının ilk 7 ayında şiddete maruz kalan kadınlardan 393’ünün hayatını kaybettiğini ifade eden Soylu, şiddet gören kadınların Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne (ŞÖNİM) başvurabileceğini de belirtti. Türkiye’de iş cinayetlerinde son 11 ayda hayatını kaybeden kadınların sayısı ise 90’ın üzerinde.

Türkiye’de cinayet davaları ağırlaştırılmış müebbete kadar ağır cezalarla yargılanabilirken, kadın cinayetlerinde son 6 ayda 26 davanın 13'ünde indirim uygulandı. Bu davalarda, "eşimi seviyordum" diyen iyi hal indirimi alırken, mahkemeye kravatla giden de bu indirimden yararlanabildi.

CİNAYET DAVASINDA BERAATA SKANDAL GEREKÇE

İstanbul Gümüşsuyu’daki bir apartman boşluğunda 2010 yılında cansız bedeni bulunan Nazlı Sinem Erkesoğlu’nu öldürmek suçundan müebbet hapis cezasıyla yargılanan Can ve Emre Paksoy kardeşler de 4 Aralık 2014 tarihinde görülen davanın karar duruşmasında “Daha önceden sadece selamlaştığı bir erkekle alkol alıp, evine giden, cinsellik yaşayan, mağdurenin ne yaptığını tespit etmek mümkün değildir” sözleri sayesinde beraat etti.

Bir kısmının da faili tespit edilemeyip faili meçhul cinayetlere kurban giden kadınlar, Türkiye’nin bugün en büyük ve en önemli sorunlarından biri haline gelmesine karşın, siyasiler, kimi dindar çevreler ve medya tarafından örgütlenen cinsiyetçi söylemlerin 2018’de de ardı arkası kesilmedi.

2018'DE 'YETKİLİ AĞIZ'LARDAN ŞİDDETE AZMETTİREN SÖZLER

İşte kadına şiddeti azmettiren ve suç kabul edilmesi gereken açıklamalardan bazıları:

9 Ocak 2018: Saray İmam Hatip Ortaokulu ve Lisesinde görev yapan din dersi öğretmeni Cihad Çintaş, Facebook hesabından, “Ergenlik çağına ermeyen kızın rahatlıkla sevgilisi olabiliyor ve durum normal karşılanıyor. Ama bu kıza madem bu haltı yiyebiliyorsun, evlenebilirsin dediklerinde her nedense yaşın küçüklüğü ortaya atılıyor hemen. Zina edecek kadar yaşı büyük..! Evlenmeye geldi mi yaşı küçük..!” mesajını paylaştı.

27 Ocak 2018: İlahiyatçı İhsan ŞenocakYani kızın şu sokaktan geçip de okula pantolonla giderken yüreğin parçalanıyor mu senin? 18 yaşında kaşını aldıran kızın üniversiteye giderken o halde, yüreğin parçalanmıyorsa vallahi kıyamet günü cehennem seni parçalayacak. Allah’ın emanetini ne hale getirdin? Sevindin üniversiteyi kazanınca; ODTÜ’ye, Boğaziçi’ne gidince sevindin. Doktor olacak, mühendis olacak, 5 milyar aylık alacak, arabaya binecek, eşine mecbur olmayacak, mahkum olmayacak… Peki onlara sevindin; kot pantolonuyla erkeklerin bakışı arasında kızın yürüyor, delikanlılar arkasına takılmışlar, arkasından gidiyorlar. Yavrunu cehenneme attın cehenneme. Kardeşim… 500 koyunu dağ başında ateşe atan çobana sen koyunun hesabını soruyorsun da oğlunu kızını torununu film setlerine, sokaklarına üniversite salonlarına amfilerine soyup da atan dedelerden babalardan cehenneme atılan yavruların hesabını Allah sormayacak mı?" sözleri nedeniyle uzaklaştırıldığı görevine iade edildi.

7 Şubat 2018: Rize Yeşilçay Spor Kulubü Kadın Futbol takımının 2. Başkanı ve Kaçkar TV Spor Müdürü Alaettin Onay, Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu'nun "Kadın sporculara destek vermek günahtır" dediğini canlı yayında açıkladı.

10 Şubat 2018: Görevine iade edilen Diyanet Başkanı Şenocak, genç kayınvalide olan kadınların şehvet uyandıracağını savunarak, bunun erkeklere “haram” olduğunu söyledi.

14 Şubat 2018: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda görevli Davranış Bilimleri Uzmanı Şengül Yiğit, “İşine, Eşine, Yuvana Gönül Ver, Yankısını Dinle” başlıklı oturumda kadın ve erkeğin eşit olmaması gerektiğini savunarak, “Erkeğin güçlü, kuşatan bir yapısı olurken kadının nahif ve hassas bir yapısı vardır” dedi.

23 Şubat 2018: Yeni Akit yazarı Ahmet Gülümseyen yazısında şu ifadeleri kullandı: “Bayan elbette ki spor yapmalı ama, voleybol ve benzeri branşlarda giyilen ‘kıyafetin’, vücut hatlarının ortaya çıkarılmasının nasıl bir izahı olabilir?"

27 Şubat 2018: Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Faruk Beşer, Sağlık Bakanlığı yetkililerine sordu: "Yoğun bakımda kadın ve erkeği ayrı odalarda tutmak mümkün değil mi? Kadına kadın, erkeğe erkek doktor bakamaz mı?"

19 Mart 2018: Bilal Erdoğan’ın yüksek istişare kurulu üyesi olduğu TÜGVA adlı derneğin yayımladığı Fikirname adlı dergide, "Okullarda kızlı erkekli ortamlardan uzak durun. Karşı cinsi yok sayın" cümleleri bir yazıya konu oldu.

14 Nisan 2018: Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi, yaptığı sınavda hangi mesleğin kadına “uygun” olduğunu sorarken, diğer meslekleri de “kadının evde yaptığı işleri aksatan meslekler” olarak tanımladı.

31 Mayıs 2018: Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş, kadın hastalara kadın sağlık personelinin hizmet vermesine ilişkin çalışmalarının sürdüğünü “müjde” diye duyurdu. Özellikle kadın doğum kliniklerinden “talep” olduğunu söyleyen Gümüş, “Bayan istiyorsa, elimizde imkânlar varsa bunu organize edeceğiz. Sonuçta bu tercihtir. ‘Teknisyenim bayan olsun, kadın doğum doktorum bayan olsun’ diyorsa onlara da bu imkânı sunmamız lazım. Hekim atamalarında da mesela 6 hekim varsa 3’ü bayan 3’ü erkek tarzında genelde oluyor. Her şekilde vatandaşın mutlu olacağı şekilde hizmet sunmamız gerekiyor” dedi. 

29 Haziran 2018: Zonguldak'ın İl Müftüsü Rüstem Can, "Bayanlara özel belli yerler olur. Bayan da olsa bir bayan giyim kuşamına dikkat edecek. Vücudunu başka bayanlar görmeyecek şekilde denize girmesi lazım. O tesettüre bürünmesi lazım" dedi.

17 Temmuz 2018: İstanbul’da bulunan Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 2017 yılı boyunca 348’inin kesinleşmiş 392 çocuk gebeliği vakasının, adli makamlara bildirilmemesiyle ilgili soruşturma devam ederken, Sağlık Bakanlığı’ndan skandal bir açıklama geldi. Bakanlık, 18 yaş altında doğum yapan tüm çocukların adli mercilere bildiriminin eksiksiz olarak yapıldığı iddia etti, “Başka şikâyetlerle geldiler” dedi.

27 Ağustos 2018: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumartesi Anneleri’nin 700. Hafta gösterisine izin verilmemesini şu sözlerle savundu: “Anne, devlet, millet gibi kavramları, yıllarca bunların düşmanlığını yapmış terör örgütlerine ve onların çağrısıyla toplanan payandalarına istismar ettirmeyiz. Bu millet yüz yıl önce bunların ağababalarına bu ülkeyi teslim etmemişti, bugün onların paçozlarına da teslim etmez, bunu herkes böyle bilsin.”

18 Eylül 2018: Boğaziçi Üniversitesi’ne bağlı olan karma yurtlar kadın-erkek olarak ayrıldı, ayrılması mümkün olmayanlarsa kapatıldı. Bundan dolayı yetersiz olan yurt kapasitesi daha da azalmış oldu. Yapılan bu değişiklikler bir anda öğrencilere mail ile bildirildi.

21 Ekim 2018: TBMM Başkanı Binali Yıldırım Erzincan’da katıldığı çalıştayda "Yaşlı bir amca geldi, hanımı vefat etmiş evlenecek, bir türlü evlenemiyor, beni evlendir dedi. Hanımlara para veriyorsunuz kimse yüzümüze bakmıyor, evlenemiyoruz dedi. Dolayısıyla sosyal devletin de ölçüsünü, ayarını yerinde tutmakta fayda var" ifadelerini kullandı.

19 Kasım 2018: Necmettin Erbakan Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi'nde dekan olarak görev yapan ve "Prof. Dr." unvanı taşıyan Mehmet Karalı, yerel seçimlerde kadın adaylara oy vermeyeceğini söyledi.

4 Aralık 2018: Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Mantık Anabilim Dalı Başkanı İbrahim Emiroğlu, çocukların evlenebileceğini, kızların âdet görmesinin tedavi edilmesi gerektiğini, laikliğin de en büyük tehlike olduğunu savundu.