İzmir merkezli Yaşar Holding'in patronu Selim Yaşar'ın, sponsoru olduğu Karşıyaka Spor Kulübü (KSK) taraftarları ve Karşıyaka halkıyla girdiği referandum tartışması güncelliğini korurken, Türkiye Komünist Partisi (TKP) İzmir İl Örgütü, Yaşar Holding emekçilerine çağrıda bulunarak, "Selim Yaşar'ın, hiçbir meşruiyeti kalmayan, halk düşmanı iktidar ile aynı kaçınılmaz kaderi paylaşmaya mahkum olduğuna eminiz. Gelin bu kaçınılmaz kaderi yaklaştıralım. Gelin, Türkiye’de yönetimin büyük patronların çıkarlarına, emperyalist planlara ve bir din devleti kurulması amacına hizmet edecek bir biçimde tek kişiye teslim edilmesine karşı halk komitelerinde buluşalım" açıklamasında bulundu.
Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar'ın, sosyal medya hesabında, zorbalık, hile ve hırsızlıkla belirlenen ve hiçbir meşruiyeti olmayan “evet” sonucunu selamlamasına yönelik tepkiler büyüyor. Yaşar'ın, bununla kalmayıp "hayır" oyunun açık ara önde çıktığı Karşıyaka'nın spor kulübünü tehdit ederek, "Sponsorluğu gözden geçirmek lazım" şeklindeki çıkışı öfkeyi daha da büyüttü.
KİMDİR SELİM YAŞAR?
TKP İzmir İl Örgütü'nün açıklamasında Selim Yaşar şöyle tanımlandı:
1990 yılında Süleyman Demirel tarafından milletvekilliği önerilerek Doğru Yol Partisi’ne davet edilen, 1995 yılında Tansu Çiller ile birlikte bakanlık ve başbakanlık hayalleri kurmaya başlayan, 2002 yılında Doğru Yol Partisi milletvekili adayı olan ancak DYP’nin baraj altında kalması nedeni ile seçilemeyen, 2002 yılında AKP’ye geçiş yapan, AKP İl Başkanlığı teklifini 'bekleyip de görelim' hesapçılığı ile reddeden, AKP adına Karşıyaka ve Konak Belediye Meclis üyelikleri yapan, 2014 yerel seçimlerinde Güzelbahçe Belediye Meclis üyeliği için AKP listelerine giren kişidir Selim Yaşar.
Selim Yaşar, 'başarısızlık' gerekçesiyle şirketle yolları ayrılan, 2015 yılında holdinge geri çağrılarak Yönetim Kurulu Başkanlığı’na oturtulan isimdir. Ve Selim Yaşar’ın Yönetim Kurulu Başkanı olması, sadece aile içi gerilimlerin değil, Yaşar Holding'in AKP ile ilgili tercihlerinin de bir sonucudur.
Holding büyümek için Selim Yaşar'a, Selim Yaşar da Tayyip Erdoğan'a ve AKP'ye yatırım yapma kararı vermiştir.
Selim Yaşar, Tayyip Erdoğan'a ve AKP'ye yatırım yaparken, şirketin pazar alanlarını hesap etmektedir.
Selim Yaşar, “Yeni Osmanlı” hayalleri ile Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt olmak üzere Körfez ülkelerinde pazar payını arttırmayı düşünmektedir.
Selim Yaşar, Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi içerisinde kurulan tesis ile Kafkasya, Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu’ya ihracatı arttırmayı, arada da teşvik almanın hesabını yapmaktadır.
Selim Yaşar, referandumda “evet”e yatırım yaparak, DYO boyanın, yol çizgi boyası ihalelerini almasını garantilemeye çalışmaktadır.
Başka türlüsü mümkün de değildir. Çünkü, Selim Yaşar, sıradan bir AKP'li değil, bir patrondur.
"SELİM YAŞAR TÜM PATRONLAR GİBİ OTORİTER BİR DÜZEN İSTEMEKTEDİR"
Açıklamada, Selim Yaşar'ın da sermaye sınıfının diğer temsilcileri gibi otoriter bir düzen istediği vurgulanarak şöyle denildi:
Sermaye sınıfının diğer bütün temsilcileri gibi, emeğin baskılanmasına, ücretlerin düşürülmesine, çalışma saatlerinin esnetilmesine, emekçilerin işsizlik ile tehdit edilebilmesine, bütün kamusal kaynakların sermaye adına kullanılabilmesine olanak sağlayacak otoriter bir düzen istemektedir.
YAŞAR BÜNYESİNDE ÇALIŞAN EMEKÇİLER "BİZ BİR AİLEYİZ" PALAVRASINA PABUÇ BIRAKMAMALI!
TKP'nin açıklamasında Yaşar Holding bünyesinde emeğiyle çalışanlara da seslenildi.
"Selim Yaşar'ın, hiçbir meşruiyeti kalmayan, halk düşmanı iktidar ile aynı kaçınılmaz kaderi paylaşmaya mahkum olduğuna eminiz. Gelin bu kaçınılmaz kaderi yaklaştıralım" denilen açıklama şöyle devam etti:
Yaşar Holding bünyesindeki şirketlerde emeği ile çalışanlar;
Selim Yaşar'ın sizi temsil edemeyeceğini, sizin adınıza konuşmasına izin vermeyeceğinizi çok iyi biliyoruz.
Holding adına yapılan açıklamayı, tepkileri yumuşatabilmek için hazırlanmış basit bir reklamcılık çalışması olarak yorumladığınıza kuşkumuz yok.
“Biz bir aileyiz” palavralarına pabuç bırakmayacağınızı görüyoruz.
Bir an olsun, “Şirket boykottan etkilenirse çalışanları da etkiler, süt üreticileri de mağdur olacak” fikrinin aklınıza düştüğünü ama ülkeniz ve onurunuz için, gereken neyse yapmaya hazır olduğunuzun farkındayız.
Çünkü, siz, ülkenin geleceğini, zorbalığa, karanlığa, cumhuriyet düşmanlarına teslim etmemekte kararlı davrandınız.
Bu kararlılığınızda ısrar ediyorsunuz.
Yaşar Holding bünyesindeki şirketlerde çalışan emekçiler;
Selim Yaşar'ın, hiçbir meşruiyeti kalmayan, halk düşmanı iktidar ile aynı kaçınılmaz kaderi paylaşmaya mahkum olduğuna eminiz.
Gelin bu kaçınılmaz kaderi yaklaştıralım.
Gelin, Türkiye’de yönetimin büyük patronların çıkarlarına, emperyalist planlara ve bir din devleti kurulması amacına hizmet edecek bir biçimde tek kişiye teslim edilmesine karşı halk komitelerinde buluşalım.
