Üniversiteye cami planının askı tarihini sınav ve tatile denk getirdiler: 'Dinde zorlama yok' ama camide var!

Kentin devlet üniversitelerinden biri olan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü yerleşkesine cami projesinin imar planı, öğrenci ve akademisyenlerin yoğun olduğu sınav ve sömestr tatiline denk gelen tarihlerde askıya çıkarıldı. Örgütlü bir itirazı engellemek amacıyla yapılan bu hamle boşa çıktı. İYTE'deki 90 öğrenci ve akademisyen Çevre ve Şehircilik il müdürlüğüne dilekçe vererek, bilim merkezi…

Ahmet Çınar

İzmir'in devlet üniversitelerinden olan Urla'daki Yüksek Teknoloji Enstitüsü'ne cami projesiyle ilgili imar değişikliğinin askı süresi devam ediyor. 7 Şubat'a kadar askıda kalacak olan imar değişikliği planına 90 öğrenci ve akademisyen dilekçe vererek itiraz etti. 

ÖĞRENCİLER KURNAZLIĞI FARK EDİP ÖRGÜTLENDİLER

Çevre ve Şehircilik il müdürlüğüne itiraz dilekçelerini ulaştıran öğrenciler, soL'a yaptıkları açıklamada şunları söylediler: "İmar değişikliği planının askıya çıkarılma sürecinde bir hile seziliyor. Üniversite yerleşkemize cami projesinin onay tarihi 23 Ekim 2018 iken, plan neredeyse iki buçuk ay sonra, yani 8 Ocak'ta askıya çıkarılıyor. Bu tarihler İYTE'de hem öğrencilerin hem de akademisyenlerin çok yoğun geçirdikleri sınav dönemi ve hemen ardından da sömestr tatili başlıyor. Bizim final sınavlarımız da 10 Ocak'ta başladı ve 23 Ocak'ta da ara tatil başladı, herkes evine döndü, 18 Şubat'a kadar da tatil sürecek. Yani imar planı askı tarihi, çok açık bir şekilde öğrenci ve akademisyenlerin başka bir işle uğraşamayacak denli yoğun oldukları bir döneme ve hemen ardından da tatil dönemine denk getirilmiş. Belli ki öğrencilerin tepkisini minimize etmek istemişler."

Çevre ve Şehircilik il müdürlüğünün bu hamlesini boşa çıkardıklarını belirten bir öğrenci de, "Biz örgütlü davrandık, sınav ve tatil dönemi olmasına rağmen 90 öğrenci ve akademisyen olarak imar değişikliğine itiraz dilekçelerimizi verdik. 7 Şubat'a kadar da bu dilekçeler Çevre ve Şehircilik il müdürlüğüne verilebilir, itiraz edilebilir" dedi. 

İŞTE O DİLEKÇE

90 öğrenci ve akademisyenin Çevre ve Şehircilik il müdürlüğüne verdikleri dilekçede, üniversite yerleşkesine cami inşa etmenin laiklik ilkesine, Tevhid-i Tedrisat yasasına, bilimsel anlayışa aykırı olduğu vurgulandı. Dilekçede ayrıca İYTE yerleşkesine yapılması planlanan caminin inşaat alanının, Sultanahmet camisinden daha büyük olduğu vurgulanarak, sadece mesai saatleri içinde 5 bin 565 kişinin kullandığı yerleşkeye Sultanahmet camisinden büyük bir inşaat alanı öngörülmesinin, söz konusu caminin sadece bir ibadethane değil aynı zamanda ideolojik bir simge olduğu ifade ediliyor.

Çevre ve Şehircilik il müdürlüğüne verilen dilekçenin tamamı şöyle: 

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK İL MÜDÜRLÜĞÜ’NE

İZMİR

Konu: İzmir İli, Urla İlçesi, Gülbahçe Mahallesi İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 333 ada, 419 ve 420 parsellere ilişkin hazırlanan 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı Değişikliği  (08.01.2019–07.02.2019 tarihleri arasında) bir ay süreyle Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Anadolu Caddesi, No: 41/2 Bayraklı/İZMİR adresinde, 4. kat ilan panosunda ve internet sayfasında (http://www.csb.gov.tr/iller/izmir) eş zamanlı olarak İzmir Valiliğince (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) askıya çıkarılmış ve ilan edildiğini öğrenmiş bulunmaktayım.

Söz konusu planlara konu üniversitede eğitimime devam etmekteyim ve planlara ilişkin itirazlarım aşağıda sıralanmıştır.

1- Üniversiteler sadece aydınlanmanın, bilimin, aklın egemen olduğu, toplumu ve insanlığı ileriye taşıyacak bilgi birikiminin üretimi ve yeniden üretiminin gerçekleştiği kurumlardır. Üniversite öğrencileri, akademisyenler geleceğe ve topluma yön verme iddasıyla topluma ve insanlığa karşı sorumludur. Bilimsel üretiminin temeli dünyayı ve hayatı insan aklıyla algılamak ve müdahale etmek iken üniversite kurumsallığı da bu bütünlük içinde düşünülmelidir. Söz konusu plan değişikliği ile laik bir kurum olan üniversite kampüs alanına üniversite kurumunun tarifinin hiçbir yerinde yer almayan bir unsur olan cami yapılmak istenmektedir. Cumhuriyet tarihinde 3 Mart 1924’te Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitim ile din kurumları ayrılarak medreseler kapatılmış iken ve Cumhuriyet’in kurduğu üniversitelerde din kurumu da bulunmamaktadır. Ancak söz konusu imar planı değişikliğinin bahsi geçen kurucu değerlere aykırı olduğu açıktır.

2- Ayrıca itiraz konusu plan değişikliği ile devletin bir eğitim kurumu olan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü kampüs alanı içerisinde cami alanı önerilmektedir. Söz konusu değişiklik bu bakımdan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Başlangıç kısmında yer alan “Hiçbir faaliyetin laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı” hükmüne aykırıdır.

3- İtiraz konusu plan değişikliği açıklama raporunun planın amacıyla ilgili bölümde “kampüs alanında ihtiyaç duyulan cami alanı kullanımının plan değişikliği aracılığıyla hayata geçirilmesi” olduğu belirtilmektedir. Plan değişikliğiyle 3.893 m² inşaat hakkı verilmekte olup İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün hazırladığı 2017 yılı mali performans raporunda lisans, yüksek lisans, doktora toplam 4.671 öğrenci, 516 akademik personel, 378 idari personel olmak üzere 5.565 kişinin kampüsü mesai saatleri içinde kullandığı görünüyor. Sultan Ahmet Camii’nin kapalı alanının 2.650 m² büyüklüğünde olduğu düşünüldüğünde bu büyüklükte bir caminin bahsedilen nüfus ile alakası olmadığı ortada olup plan değişikliğinin ihtiyaca binaen yapılmadığını göstermektedir. Aksine 2017 yılında Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in her üniversiteye cami yapılması gerektiğine ilişkin açıklamaları plan değişikliğinin amacını ortaya koymaktadır. İtiraz konusu plan değişikliyle kampüs alanımızın girişine ideolojik bir simge olarak yapılmak istenen camiyi istemiyorum.

4- 1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa Çevre Düzeni Planı “Üniversite Alanı” ve 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı’nda ve “Üniversite Yerleşke Alanı” olarak belirlenen alanda plan hükümlerine göre cami kullanımı yer almamaktadır. Cami alanı kullanımı mevzuatta sosyal donatı olarak tariflenmekle birlikte, kentsel gelişme alanlarında ve kentsel yerleşik alanda cami alanı kullanımı yer alabilir. Bu anlamda üst ölçekli plan kararlarına ve imar mevzuatına da aykırıdır.

Yukarıda saydığım görüşler doğrultusunda askıdaki İzmir İli, Urla İlçesi, Gülbahçe Mahallesi İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 333 ada, 419 ve 420 parsellere ilişkin hazırlanan 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı Değişikliği’ne itiraz ediyorum.

Gereğini arz ederim.