Kardak'ta yaşanan gerilimin ardından, Türkiye Barış Komitesi ile Yunanistan Barış ve Detant Komitesi'nden açıklama geldi.

Türkiye Barış Komitesi'nden yapılan açıklamada, "Ege Denizi, düşmanlığın değil, barış ve dostluğun hüküm sürdüğü bir deniz olmalıdır" denilerek gerginliğe son verilmesi istendi.

Yunanistan Barış ve Detant Komitesi ise, "emperyalist planlar ve Yunanistan'ın bunlara dahil olmasına karşı ortak mücadelemizi güçlendirelim" denildi.

Açıklamalar şöyle:

EGE'DE GERİLİME SON VERİLMELİDİR

Türkiye ile Yunanistan arasında gerilim yine yükseliyor. İki ülkenin burjuva hükümetlerinin on yıllardır birbirlerine karşı bir koz olarak kullandıkları Ege sorunu, uzun bir sessizlik döneminin ardından yeniden bir kriz başlığı haline geliyor. 

Yunanistan'ın, 15 Temmuz darbe girişimine katılan 8 subayı iade etmemesi karşılığında Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar başkanlığındaki bir askeri heyet, 20 yılı aşkın bir süre önce kriz noktası olan Kardak kayalıklarını ziyaret etti. Bunun hemen ardından Yunanistan Savunma Bakanı Kammenos da Kardak'a geldi. İki ülkenin deniz kuvvetleri de Kardak kayalıkları civarında karşı karşıya geldi. 

Görüldüğü kadarıyla, yıllar boyunca iki ülkenin emekçilerinin birbirlerine karşı şoven duygular beslemesi için bir araç olarak kullanılan Ege sorunu yeniden ısıtılacak. Bu şoven duygular, her iki ülkenin burjuva hükümetlerinin milliyetçi eğilimleri körükleyerek bunları, iktidarlarının devamı ve iki ülke işçi sınıflarının üzerindeki tahakkümü konsolide etmek için kullanmalarına yaradı. Elbette bu durum, emperyalizmin denetiminde şekillendi. 

Ancak bu oyuna her iki ülkenin halkları izin vermemelidir. Ege Denizi, düşmanlığın değil, barış ve dostluğun hüküm sürdüğü bir deniz olmalıdır. Bunun için her iki ülkenin emekçilerinin barışa sahip çıkması gerekmektedir. 

Türkiye Barış Komitesi

'ORTAK MÜCADELEMİZİ GÜÇLENDİRELİM'

Yunanistan Barış ve Detant Komitesi (EEDYE), Yunanistan'ın hava sahasının ve karasularının sürekli olarak ihlal edilmesinin, Yunanistan-Türkiye sınırları üzerinden Lozan Antlaşmasının bozulma eğilimlerinin ve Yüksek Mahkeme tarafından alınan, Temmuz ayında Yunanistan'a kaçan Türk subayların iade edilmemesi sonucunda Türkiye'nin yönelttiği tehditlerin tehlikeli karakterine işaret etmektedir. 

Bu gelişmelerin hafife alınması ya da kayıtsızlıkla karşılanması mümkün değildir, zira Yunan hükümeti bunları "iç tüketim"e yönelik hareketler olarak sunmaya çalışmaktadır. Bölgenin tamamı, savaşlar, müdahaleler, pazarların ve enerji kaynakları ile diğer kaynaklar ve yolların denetimi için yürütülen rekabetin oluşturduğu "kaynayan bir kazan"dır. Emperyalist ülkelerin ve Yunanistan ve Türkiye dahil olmak üzere bölge ülkelerinin yönetici sınıfları bu "oyun"un birer parçasıdır. 

Bu gelişmeler, NATO ve Avrupa Birliği'nin sunduğu iddia edilen "güvenlik ve istikrar" efsanesi yıkmaktadır. Türkiye'nin ihlalleri ve diğer eylemleri NATO donanmasının gözü önünde yapılmaktadır. Hatta NATO ve AB, Türkiye'nin saldırganlığını yönetmektedirler. 

EEDYE'nin AB ve NATO ile ilgili tutumu doğrulanmıştır. Yunanistan'ın "ittifakın zorunlulukları" adına emperyalist planlar, savaşlar ve müdahalelerin parçası olmasının Yunan halkına yönelttiği tehlikelerle ilgili değerlendirmelerimiz de doğrulanmıştır. 

Yunanistan'daki bütün Barış Komitelerini, hazır olmaya, Yunanistan-Türkiye ilişkileri ve genel meselelerle ilgili gelişmeler hakkında bilgi ve tartışmaları artırmaya çağırıyoruz. Her iki halkın düşmanı ortaktır: halklarımızı planlarına mahkum etmek isteyen yönetici sınıflar.

Yunanistan ve Türkiye halkları yönetici sınıfların planlarının kurbanı olmayacaktır. Emperyalist planlar ve Yunanistan'ın bunlara dahil olmasına karşı ortak mücadelemizi güçlendirelim. 

Atina, 1 Şubat 2017.

EEDYE Sekretaryası