Tavukçuluk endüstrisi genetiği değiştirilmiş 20 ürün için izin bekliyor!

Biyogüvenlik Kurulu'nun GDO'lu dört ürünün daha hayvan yemlerinde kullanılmasını onaylamasına tepkiler büyüyor. Greenpeace, tavukçuluk endüstrisinin sırada bekleyen 20 GDO çeşidi için daha izin talebi bulunduğunu duyurdu.

Biyogüvenlik Kurulu’nun, Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği’nin (BESD-BİR) başvurusu üzerine hayvan yemi olarak genetiği değiştirilmiş üç soya ve bir mısır çeşidinin daha Türkiye’ye girişine izin vermesine tepkiler büyüyor.

Cumhuriyet'te yer alan habere göre, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği bu karara karşı çıkarak “GDO’ya ihtiyacımız yok. GDO’lar yerine ekolojik tarım desteklenmeli!” ifadelerini kullandı.

"20 GDO'LU ÜRÜN İÇİN DAHA İZİN TALEBİ VAR"

Greenpeace de Türkiye’de hayvan yeminde izin verilen genetiği değiştirilmiş mısır ve soya sayısının 36’ya yükseldiğini belirterek tavukçuluk endüstrisinin sırada bekleyen 20 GDO çeşidi için daha izin talebi bulunduğunu duyurdu.

Greenpeace Akdeniz Tarım ve Gıda Kampanya Sorumlusu Tarık Nejat Dinç “Halkımız ülkeye GDO sokulmasını, GDO’ların tavuklara yem olarak verilmesini asla kabul etmiyor. Doğal koşullardan uzak, yapay şekilde yetiştirilen tavuklarla ilgili kamuoyunda ciddi bir tepki var” dedi.

Dinç özetle şöyle konuştu:

“Dünyanın hiçbir yerinde kamuoyu taleplerinin aksi yönünde üretim yapan bir sektör uzun vadede varlığını sürdürememiştir. Ne yazık ki bu GDO izinlerini alan tavukçuluk endüstrisi sürekli olarak GDO ithalatına mahkummuşuz gibi göstermeye çalışıyor. Oysa Türkiye her üretimi yapacak tarım topraklarına fazlasıyla sahip. Ama son 15 yılda Türkiye’nin kaybettiği toplam tarım arazisi 3 milyon hektar. Başka deyişle 3 Kıbrıs adası büyüklüğünde... Biz bu araziyi yeniden tarıma kazandırsak, hem çiftçiler yeniden üretime döner ve şehirlere göç etmek zorunda kalmaktan kurtulurlar, hem de Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu soyanın 5 katını üretebilir hale geliriz.”

"GİRİŞİ YASAKLANMALI"

Buğday Derneği ise yaptığı yazılı açıklamada özetle şu ifadelere yer verdi:

“GDO’lu ürünlerin doğrudan gıda ürünlerinde kullanımı yasak ancak hayvan yemi olarak kullanılabiliyor ve bu niyetle kullanılıp ithal edilebiliyor. Bu durum gıda güvenliğimiz konusunda çok büyük bir tehlike ve belirsizlik doğuruyor. Öncelikle GDO’lu yemlerle beslenen hayvansal ürünler aracılığıyla GDO dolaylı yoldan soframıza gelebiliyor; ikincisi de GDO’lu ürünler hayvan yemi olarak kullanılmak üzere ülkeye girdikten sonra bu ürünlerin hangi alanlarda kullanıldığına dair bir takip sistemi yok. Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar, biyolojik çeşitliliğimizi tehdit ediyor. GDO, yemler yoluyla hayvan dokusuna geçerek insana da zarar verir. Bazı GDO’ların kanser, alerji gibi hastalıklara neden olabileceği araştırmalarla da ortada. Ayrıca pek çok GDO çeşidinin sağlık açısından nasıl bir tahribata yol açacağı henüz bilinmiyor bile. Yani durum, düşündüğümüzden daha vahim. GDO’lu hayvan yemlerinin ülkeye girişi derhal yasaklanmalı, GDO değil, ekolojik tarım desteklenmeli! Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın, GDO’yu sınırlarımızdan sokmayarak, hayvan yeminde ve gıdada kendine yeterli bir ülke olma yolunda adımlar atmasını bekliyoruz.”