Sarraf'ın itiraflarının ardından davada 8'inci oturum

ABD'de görülen ''Atilla ABD'ye karşı'' davasında 8'inci oturum başladı.

ABD'de görülen İran'a yönelik yaptırımları delme ve kara para aklama davasında 1 hafta boyunca itiraflarını sürdüren Rıza Sarraf'ın ifadesi sona erdi. Davanın 8'inci oturumu, Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı, tutuklu sanık Mehmet Hakan Atilla'nın sorgu görüntüleri ile başladı.

DAVADAN NOTLAR

 

Jüri salona girdi. Cohen'in ifadesi başladı.

Cohen dünkü duruşmada, ABD Hazine Bakanlığı'nın Halkbank'la İran'a yönelik yaptırımların uygulanması konusunda düzenlenen toplantılarda Atilla ile "sıklıkla" bir araya geldiğini söylemişti. Bu toplantılar Türkiye'de ve Washington'da, "bir ölçüye kadar" yüz yüze yapılıyordu.

Bugünkü duruşmada avukat David Cohen ifade vermeye devam edecek. Cohen, CIA'in eski direktör yardımcısı, daha öncesinde de ABD Hazine Bakanlığı, Terör ve Mali İstihbarat Ofisi'nde müsteşar olarak görev yaptı.

 Cohen, İran'ın yaptırımları atlatmak için "aldatıcı uygulamalara" başvurduğunu Atilla'ya bildirdiğini söylüyor. "Esasen, yaptırımları atlatanlarla mücadele etmenin yolu, kimlerle iş yaptığınızı bilmekten geçer" dedi. Cohen, Halkbank'ın - sadece Türkiye'de değil, aynı zamanda dünyanın diğer yerlerinde - birlikte çalıştığı tek banka olmadığını söylüyor.

4 Mart 2012 tarihinde Cohen'in ABD Hazine Bakanlığı'ndaki ofisinde bir toplantı düzenlendi. Cohen: "Hatırladığım kadarıyla, Atilla ve Aslan ile yaptık toplantıyı". Cohen, Hazine Bakanlığı'ndan başka kimlerin katıldığını hatırlamıyor. 1 Aralık 2011'de ABD Kongresi, İran'dan petrol ithalatını azaltmak amacıyla, düzenlemelerde bazı değişikler getiren bir askeri ödenek tasarısını (NDAA olarak da biliniyor) onayladı. Cohen, bahsettiği toplantıda Atilla ve Aslan'la bu yeni yasayla ilgili konuştuklarını söylüyor. Türkiye ile İran arasındaki bağlardan ve ticari ilişkilerden bahsediyor. Savcı, Atilla ve Aslan'ın altın ticaretinden hiç bahsedip bahsetmediğini soruyor. Cohen, bu konunun "sık sık" gündeme geldiğini söylüyor.

Cohen, 2012'nin Eylül ayında Türkiye'de Halkbank'ı ziyaret ettiğini söylüyor. Savcı, altınla ilgili olarak neler konuştuklarını soruyor. Cohen, ABD'nin yeni yaptırım sisteminden ve İran'ın bu sistemi atlatmak için neler yapmaya çalışacağından bahsettiklerini söylüyor. Hakan Atilla'nın sistemi bildiğinden emin olmak için sorular soruluyor.

Cohen, Halkbank yetkililerinin, ABD'nin İran yaptırımlarını uygulamak istedikleri ve bunu yapabilecekleri konusunda kendisine güvence verdiğini söylüyor.

İçinde Ali Babacan'ın isminin geçtiği yeni bir mektup, delil olarak sunuluyor. Cohen, Babacan'ın kamuoyuna, İran'a yönelik yaptırımları delme konusunda açık ifadelerin yer aldığı açıklamalar yaptığını iddia ediyor. "Başbakan Yardımcısı, Türkiye'nin yaptırımlarımızı açıkça ihlal eden uygulamalara karıştığını açık açık ilan etmişti. Çok kaygılıydım ve sanırım son derece (sert) bir uyarıda bulundum"

Cohen, Halkbank ile yaptıkları görüşmelerde, insani yardımların ABD'nin yaptırımlarının kapsamında olmadığı konusunun sık sık gündeme geldiğini söylüyor. Cohen, Halkbank ile, Woori Bank ve Kore Sanayi Bankası hakkında konuştuklarını söylüyor. Woori Bank konusundaki endişelerinden bahsettiğini ekliyor. Cohen, Aralık 2013'te Türkiye'yi bir kez daha ziyaret ettiğini söylüyor. Bu kez, Halkbank'tan herhangi biriyle görüşmemiş, çünkü o dönem Türkiye'de "kolluk kuvvetlerinin yürüttüğü önemli işlemler" nedeniyle ziyareti çetrefilli hale gelmiş. (Gezi Parki olması muhtemel)

Cohen daha sonra Halkbank'ın isminin telaffuzu epey zor olan yeni genel müdürüyle görüştüğünü söylüyor. Cohen, "O toplantıda Sarraf hakkında konuştuk" diyor. Savcı, Cohen'in orada Sarraf hakkında neler sorduğunu öğrenmek istiyor. Cohen, tam olarak hatırlamadığını, ancak genel olarak Halkbank'ın Sarraf'la nasıl bir ilişkisi olduğunu öğrenmek istediğini söylüyor. Soru: Bu endişelerinize karşılık tatmin edici yanıtlar aldınız mı? Cohen: (uzun bir müddet duraksıyor) Bu soruya sanırım "pek sayılmaz" diye yanıt verebilirim.

Cohen aldığı yanıtların güven verdiğini söylüyor. Halkbank'takiler Hazine'nin kaygılarının farkında olduklarını, bu kaygıları doğuran bilgilerden haberdar olduklarını söylemişti. Cohen yine de tatmin olmadığını, işin kontrol altında olmadığına dair yeni bilgiler aldığını söyledi.

Şimdi de çapraz sorgu kısmına geçiliyor. Atilla'nın avukatlarından Victor Rocco, Cohen'i sorguya çekiyor. Rocco: Hakan Atilla ile hiç bire bir görüştünüz mü? Cohen: Sanmıyorum. Rocco: Hazine'den başka kişilerle birlikte görüştünüz onunla. Atilla'nın yanında da Halkbank yetkilileri vardı. Cohen: Doğru. Cohen, görüşmelere "kimi zaman" ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkilinin de katıldığını söylüyor. Rocco: Halkbak'ın bir hukuk departmanı olup olmadığını biliyor musunuz? Cohen: Sanırım var. Ancak Cohen, Halkbank'ın hukuk bölümüyle herhangi bir teması olduğunu hatırlamıyor. Büyük bir banka olduğu için hukuk departmanının da olduğunu varsaydığını söylüyor. Soru: ABD kurumları genelde yabancı kurumlardan daha fazla avukat istihdam eder. Cohen: Genel olarak, bunun doğru olduğu söylenebilir.

Rocco, ABD'nin İran yaptırımlarının, yabancı bankaların işlemlerini kapsayıp kapsamadığını soruyor. Cohen: Bu karmaşık bir soru. Rocco: Elbette, Hazine Bakanlığı'nın yetki sınırı ABD bankalarını kapsıyor, değil mi? Cohen: Evet. Rocco'ya göre Cohen, daha önce ABD'nin yaptırımlarının ABD sınırları dışında geçerli olmadığını söylemişti. Savunma, Cohen'e, bu yöndeki açıklamasına ilişkin belgeler sunuyor. Cohen, "ikincil yaptırımlar" ile "sınır dışında geçerli yaptırımlar" arasındaki ayrımı açıklıyor.

Rocco, Wall Street Journal gazetesinden bir haberi delil olarak sunuyor. Rocco ve Cohen, iki ülke ile ilgili olarak ABD'nin yaptırım programının kapsamını tartışıyor. Cohen, kimi zaman, örneğin terör örgütleriyle bağlantılı işlemler söz konusu olduğunda, ABD'nin iki yabancı ülkeyle ilgili işlemlerle ilgilenebileceğini söylüyor. Cohen, OFAC'ın "Swift" adı verilen bir iletişim sistemiyle yürüttüğü karmaşık prosedürlerden bahsediyor. Rocco, toplantıların amacının ne olduğunu soruyor? Soru: Bu toplantıların amacı soruşturma yapmak mıydı? Cohen, toplantıların hem bankalara eğitim vermek, hem de bilgi toplamak amacıyla yapıldığını söylüyor. Cohen, bu toplantıların yapıldığı dönemde soruşturma yürütmediğini de ekliyor. 

Rocco, yaptırıma tabi faaliyetler nedeniyle bir kovuşturma veya işlem yapılıp yapılmadığını soruyor. Cohen: Evet. Rocco, örnek vermesini istiyor. Cohen, BNP Paribas ile ilgili kovuşturmayı örnek veriyor. Rocco, söz konusu davada, birincil yaptırımların mı, ikincil yaptırımların mı ihlal edildiğini soruyor. Cohen, davanın birincil yaptırımlarla ilgili olduğunu söylüyor. Rocco, birincil ve ikincil yaptırımlar arasındaki ayrımı vurgulamaya devam ediyor. 

Oturuma öğle arası verildi.

Yeniden başlıyor. Soru: Türkiye, ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarını kabul etti mi? Cohen: Bu çok karmaşık bir soru. Cohen, Türk yetkililer arasında bu konuda fikir ayrılıkları olduğunu söylüyor. Rocco, Cohen'e başka bir delili gösteriyor. Cohen, Rocco'nun dosyaya eklemek istediği delillere aşina değil, bu yüzden belgeler henüz kayda geçirilmedi.

Soru: (Halkbank'a) hiç olan bitenden şüphelendiğinizi söylediniz mi? Cohen, "şüphelenmek" kelimesini kullanıp kullanmadığını bilmediğini söylüyor. Cohen, söylediklerini kelimesi kelimesine hatırlamadığını, ama Türkiye'den İran'a altın ihracatında artış gördüklerini söylediğini belirtiyor. Cohen yaptırımların uygulanması konusunda kaygı duymasının başka nedenleri de olduğunu ancak bunları paylaşmaya hazır olmadığını söyledi. Cohen, bu konuyu Atilla ile görüşmüş. "2013 baharında Türkiye'de yaptığımız toplantıda Atilla ile bunu konuştuğumuzu hatırlıyorum" diyor. Soru: Atilla ile görüşmelerinizde, bu konuda daha özenli davranılması için bankanın atabileceği adımlar konusunda hiç belli tavsiyelerde bulundunuz mu? Cohen, tam olarak ne söylediğini hatırlamadığını ancak bu konunun gündeme geldiğinden emin olduğunu söylüyor. Rocco, Cohen'in Mayıs 2013'te ABD Temsilciler Meclisi'ndeki Dış İlişkiler Komitesi'ne verdiği ifadeyi gösteriyor. Bu belge de delil dosyasına ekleniyor. Bahsedilen ifade sırasında, Başkan Ed Royce, Cohen'e İran'la olan altın ticareti konusunda sorular sormuştu.

Cohen, Aralık 2013'teki tutuklamalar esnasında Türkiye'de olduğunu söylüyor. Rıza Sarraf mevzusunu da aynı yıl duyduğunu belirtiyor.

Bu arada Sarraf'ın dünkü ifadesinde iddia ettiği "bıçaklı tehdit" olayıyla ilgili: ABD Cezaevleri Bürosu, gizlilik nedeniyle olaya ilişkin bilgi paylaşamayacaklarını açıkladı.

Cohen, "Sanırım, onun büyük bir altın tüccarı olduğundan şüpheleniyorduk" diyor. Ancak o tarih itibariyle Sarraf hakkında ne bildiklerini "kesin biçimde" tarif edemeyeceğini söylüyor. 

Bugün için oturum sona erdi.