Nişasta bazlı şeker gerçeği: AKP milyonlarca insanı nasıl zehirleyecek?

AKP'nin şeker fabrikalarını elden çıkarma operasyonu, nişasta bazlı şeker tartışmalarını bir kez daha alevlendirdi. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı'nda öğretim görevlisi olarak çalışan Dr. Ahmet Soysal, nişasta bazlı şeker tehlikesini yazdı.

Dr. Ahmet Soysal

21 Şubat'ta Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca (ÖİB) açıklanan 14 şeker fabrikasının satılması ile ilgili karar, toplumumuzda bilinen adı "mısır şurubu" olan nişasta bazlı şekerlerin (NBŞ) insan sağlığı üzerine olan etkilerinin yeniden tartışılmaya açılmasına da neden oldu.  

2 milyon 600 bin tonluk tüketimimizin önemli bölümünü karşılayan bu 14 fabrikanın satışıyla, önemli bir şeker açığı ortaya çıkacağı, bu nedenle nişasta bazlı şekerlerin daha çok yaşantımıza gireceği bir gerçek.

NİŞASTA BAZLI ŞEKER NEDİR?

NBŞ genelde mısır nişastasından kimyasal ve enzimatik hidroliz teknikleri kullanılarak sıvılaştırma, parçalama ve izomerizasyon aşamaları ile üretilen modifiye bir tatlandırıcıdır. Üç tipi vardır: Yüzde 42’lik, yüzde 55’lik ve yüzde 90’lık früktoz şurupları. Diğer bölümleri glikoza aittir. Ancak sakarozda birbirine bağlı ve eşit oranda bulunan früktoz ve glikoz, bu şurupların içinde birbirine bağlanmaz; yani serbest halde bulunur. Yüzde 42’lik früktoz şurubu kek ve tatlılarda; yüzde 55’lik şurup alkolsüz içecekler, dondurma, şekerlemeler, çikolata, kek ve tatlılarda; yüzde 90’lık şurup ise çok tatlı olması istenen ürünlerde kullanılmaktadır.

NİŞASTA BAZLI ŞEKER NEDEN ZARARLI?

  • Früktozun sindirimi, absorbsiyonu ve metabolizması glikozdan çok farklıdır. İnce barsaktan emildikten sonra karaciğere taşınan früktoz; glikoz gibi glikojene çevrilmemekte, aksine karaciğerde glikozdan çok daha hızlı yıkılarak yağ asitlerine dönüşmekte ve alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanmasına, fibroza ve siroza yol açmaktadır. 
  • Früktozun diğer bir özelliği ise pankreastan insülin salınımını uyarmamasıdır. Pankreastan insülin hormonunun salgılanmaması doygunluk hormonu dediğimiz leptinin de salgılanmaması sonucunu doğurmaktadır. Bunun sonucunda NBŞ ile tatlandırılmış gıdaları tüketenler tokluk hissetmedikleri için yemeye devam etmektedirler. Bu durum obezitenin tek nedeni olmasa da, önemli nedenlerinden biridir. ABD’de yapılan çalışmalarda özellikle 1980’li yıllardan sonra NBŞ kullanımının artması ile obezite sıklığının artması arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur.
  • Yüzde 55’lik ve üzeri früktoz şurupları ile hazırlanan gıda maddelerinin tüketilmesinin insülin direnci gelişmesi, tip II diyabet, hipertansiyon ve kalp-damar hastalıklarına yol açtığını gösteren özellikle son on yıl içinde yoğunlaşan bilimsel çalışmalar vardır.  
  • İnsan vücudundaki früktoz metabolizmasının bir diğer önemli özelliği ise ürik asit seviyelerinde de yükselmelere yol açmasıdır. Çok sayıda bilimsel araştırmada NBŞ kullanılmış besin maddeleri tüketen ve özellikle hipertansif olan insanlarda bu besin maddelerinin tüketiminden sonra plazma ürik asit seviyelerinde artış bulunmuştur. Artan bu ürik asit seviyesi koroner kalp hastalıklarına zemin hazırlamaktadır.  
  • NBŞ kullanılan besin maddelerinin ısıl işlemden geçirilmesi halinde içindeki früktoz miktarı ile doğru orantılı olarak artan miktarda kanserojen bir kimyasal olan akrilamid oluşmaktadır. Oysa sakaroz kullanılan aynı tip besin maddelerinde ise oluşan akrilamid miktarı önemsiz denecek şekilde düşüktür.
  • Yine ABD’de yapılan bir çalışmada haftada 5 seferden fazla NBŞ kullanılarak yapılmış alkolsüz gazlı içecekler, meyve suları tüketen 20-30 yaş arası gençlerde eklem iltihabı görülme sıklığının tüketmeyenlere oranla yaklaşık üç kat fazla olduğu gösterilmiştir.

NİŞASTA BAZLI ŞEKER KULLANANLARI BEKLEYEN TAHRİBAT

NBŞ’lerin kullanımı sonuç olarak;

  • Karaciğer yağlanması, fibrozis ve siroza,
  • İnsulin ve leptin salgısını düşürerek aşırı yemeye ve obezite ve metabolik sendroma
  • Kanserler de dahil olmak üzere obezite ile ilişkili hastalıklara,
  • İnsulin direnci, Tip II Diyabete,
  • Hipertansiyon ve koroner kalp hastalıklarına yol açabileceği özellikle son on yıl içinde yapılan çok sayıda bilimsel çalışmada gösterilmiştir.

AB ÜLKELERİNDE NBŞ KOTASI YÜZDE 5, TÜRKİYE'DE YÜZDE 10!

Birçok ülke kendi pancar ve kamış üreticilerini ve şeker sanayilerini korumanın yanı sıra vatandaşlarının sağlığını korumak için NBŞ üretimine ve tüketimine kota koymuş; üstelik bu kotaları oldukça düşük düzeyde tutmuştur. 15 yaş ve üzeri yetişkinlerde obezite sıklığı yüzde 32, diyabet sıklığı ise yüzde 12,1 olan ve bu rakamlarda OECD ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alan ülkemizin ise NBŞ'ye bugüne kadar uyguladığı kota bu ülkelerin çok üstündedir.

Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 5 olan kota, ülkemizde iki katı yani yüzde 10 olarak uygulanmaktadır. Üstelik bu kotayı da her yıl Bakanlar Kurulu Şeker Kanununa dayanarak yüzde 50 artırmakta tüketimin yüzde 15’ine yükseltmektedir.

ŞEKER FABRİKALARI ÖZELLEŞİNCE

Ayrıca Mayıs 2017’de Türkiye Şeker Kurumunun yayımladığı "Sektör Raporu"na göre ülkemizde yıllık 265 bin ton kotaya sahip olan NBŞ üreticisi firmaların kurulu kapasitesi 1 milyon 340 bin tondur. Bu, 14 şeker fabrikasının üretimlerine son vermesi halinde "açığı" kimin dolduracağını göstermektedir. Ülkemizde tüm bunlar tartışılırken NBŞ'yi yoğun olarak üreten ülke olarak bilinen ABD’de bu şekerlerin üretimi 2012'den bu yana düzenli olarak düşmektedir (kuru ağırlık olarak 2012’de 8 milyon 250 bin ton; 2016’da 7 milyon 600 bin ton). Yine bu ülkede çeşitli bilimsel tıp örgütleri tarafından içinde NBŞ bulunan besin maddelerine karşı kampanyalar yürütülmektedir.

NBŞ’nin kullanımı ülkemizde daha artarsa yukarıda belirtilen sağlık sorunlarının daha sık yaşanmasının kaçınılmaz olacağı açık.

KEKİMİZİ, ÇİKOLATAMIZI EVDE PANCAR ŞEKERİYLE YAPALIM

Eğer şeker fabrikalarının satışı durdurulamazsa, yetersiz ve küçük puntolu etiket bilgileri arasında sıkışan tüketiciler olarak yapabileceğimiz tek bir yol kalıyor: kekimizi, çikolatamızı evde pancar şekeri ile yapmak...


Kaynaklar

  • Sektör Raporu 2016; Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ. Mayıs 2017. http://www.turkseker.gov.tr/sektor_raporu_2017.pdf
  • Rippe M.J, Angelopoulos T. Sucrose, High Fluctose Corn Syrup and Fructose, Their Metabolism And Potential Health Effects: What Do Really Know? ASN 2012 Annual Meeting Synposiım.
  • TappyL., Le K.A., Tran C., Paquot N. Fructose and Metabolic Diseases: New Findings, New Questions. Nutrition 26; 1044-1049; 2010.
  • DeCristoper L.R., Urribari J., Tucker K.L. Intake of high-fructose corn syrup sweetened soft drinks, fruit drinks and apple juice is associated with prevalent arthritis in US adults, aged 20-30 years. Nutrition & Diabetes (2016) 6, e199; doi:10.1038/nutd.2016.7; published online 7 March 2016.
  • Stanhope K.L. Sugar consumption, metabolic disease and obesity: The state of the controversy. Crit Rev Clin Lab Sci. 2016 February ; 53(1): 52–67.