Levent Üzümcü: Neden İdlib'de ordumuzun olduğunu öğrenmeliyiz, bu en doğal hakkımız

Tiyatro sanatçısı Levent Üzümcü'yle 'Suriye'den elinizi çekin, askerler evlerine dönsün' çağrısını konuştuk.

soL - Haber Merkezi

Tiyatro sanatçısı Levent Üzümcü "Suriye'den elinizi çekin, askerler evlerine dönsün" çağrısını yapan sanatçılar arasında.

soL'un sorularını yanıtlayan Üzümcü, ordunun neden İdlib'de olduğunun net olarak açıklanması gerektiğini belirterek "Devletlerin böyle sorumlulukları var ve bunlar devlet sırrı değil. Vatandaşlarımız orada ölüyor, bunları öğrenmek bizim en doğal hakkımız" dedi.

'Askerler evlerine dönsün' çağrısı ne ifade ediyor? Nedir istediğiniz?

Suriye devleti diye bir devlet var. Uluslararası anlaşmalar ile sınırları belirlenmiş bir devlet. Siz bu devletin başkanıyla oturup konuşmadan, uluslararası hukuku hiçe sayarak, Rusya gibi güçlü bir ülkenin koruması altındaki Suriye'nin üzerine bir şey yaptığınız zaman gayri hukuki oluyor. Burada hukuki olmayan bir durum var. Suriye rejimini tanımıyorum diyerek seçimle başa gelmiş birini tanımamak, normal gelmiyor bunlar.

'BİZ NEDEN İDLİB'E GİDİYORUZ'

Sıvasız evler... Savaş meydanına sürülmek için yoksul olmak mı gerekiyor? Yoksa yoksullar daha mı kahraman!?

MHP Genel Başkanı çıkıp, "İdlib giderse, Antakya elden gider" dedi. Ne alaka? Şimdi bununla ilgili veriler nedir? Bizim bilmediğimiz ne oluyor? Neden açık açık insanlara söylenmiyor? Neler oluyor? Bu kadar uzun süredir, Cumhuriyetimizin parçası olmuş, 1938'den beri Mîsâk-ı Millî'nin içinde yer almış Antakya ne oluyor da gidiyor? Biz ne yapıyoruz da gidiyor ?
Bizim bilmediğimiz ne var? Ne planımız var? Ne projemiz var kendi toprağımızla ilgili? Neden halka açıklanmıyor? Ne oluyoruz yani?

'VATANDAŞLARIMIZ ORADA ÖLÜYOR, AYRINTILARI ÖĞREMEMİZ HAKKIMIZ'

Türkiye'de ordumuzun yapısı bu bedelli askerlik mantığı ile iyice değiştirildi. Ordu profesyonelleştiriliyor. Ama sadece karnını tok tutuyorlar askerlerin. Bu insanların aileleri korkunç bir sefalet içinde yaşıyor, Türkiye'nin her ilinden, Anadolu'nun her ilinden insanlarımız bu çarkın içinde öğütülüyor. Burada, net bir şekilde kelimesi kelimesine neyin karşısına çıkılması için İdlib'e getirildiğini, neden İdlib'de ordumuzun olduğunu, bu orduya kimin saldırdığını, kaç tane kayıp verdiğimizi net bir şekilde öğrenmeliyiz. Bizim oyumuzla oraya gelen insanların sorumluluğudur bu. Devletlerin böyle sorumlulukları var ve bunlar devlet sırrı değil. Vatandaşlarımız orada ölüyor, bunları öğrenmek bizim en doğal hakkımız. 

'SIĞINMACILAR İKİ FAŞİST HÜKÜMETİN ARASINDA KALDI'

Sınırda durumlar kötü, sığınmacılar zor durumda haberleri geliyor. 

İki faşist hükümet arasında kaldılar. Birisi bedavaya oraya insan taşıyor gönderiyor. Diğer ülkenin askerleriyse soyup, paralarını alıp dövüp, geri gönderiyor. Yaklaşık 40 bine yakın insan var. Botlarla göçmeye çalışanları Yunan sahil botları engelliyor. Botlarını patlatıp yolluyorlar. Onlarında tahammülü kalmadı artık.

İki faşist ülkenin arasında kaldı bu insanlar. Piyon gibi oynanıp kullanılıyorlar. İnsan bunlar. Çıkıp da internetten, paralı çalışanlarına yok biz Suriyelilere ülkeden gidin demişiz. Nerede demişim mesela bunu? Hiçbir kanıtları yok buna. Nerede demişim? Bu insanların yaşadıkları dramı yaşatan kimse bunun hesabı sorulsun diyorum. Yazıktır, günahtır, insan hayatı bu. Biz olabilirdik onların yerinde, siz olabilirdiniz, ben olabilirdim. Bu kadar aymazlık, toplum içinde çok büyük kırılmalara, infiale neden olacak şeyler bunlar...