Kartal'da çöken bina davasında sanıklar: Suçumuz yok

İstanbul'un Kartal ilçesinde 21 kişinin hayatını kaybettiği, 14 kişinin yaralı kurtarıldığı Yeşilyurt Apartmanı'nın çökmesine ilişkin duruşma bugün Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya, tutuklu sanık Uğur Mısırlıoğlu ile tutuksuz sanık Arzu Keleş Baran ve taraf avukatları katıldı. Hakkında yakalama kararı bulunan sanık Suzan Çayır ise duruşmaya gelmedi.

İstanbul'un Kartal ilçesinde 21 kişinin hayatını kaybettiği, 14 kişinin yaralı kurtarıldığı Yeşilyurt Apartmanı'nın çökmesine ilişkin biri tutuklu 3 sanığın 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan on beşer yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı.

Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Uğur Mısırlıoğlu ile tutuksuz sanık Arzu Keleş Baran ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada, 15 mağdur da hazır bulundu. Hakkında yakalama kararı bulunan sanık Suzan Çayır ise duruşmaya gelmedi.

Çöken binadan 45 saat sonra yaralı olarak kurtarılan 16 yaşındaki Mert Aydın'ın ise tekerlekli sandalye ile duruşmaya katıldığı görüldü.

Tutuksuz sanık Arzu Keleş Baran, savunmasında, diğer sanık Suzan Çayır'ın sahibi olduğu Sanem Mimarlık'ta yapı ressamı stajyeri olarak çalışmaya başladığını belirterek, "Staj sonrası da 1992 ile 1993 yılları arasında yapı ressamı olarak çalıştım. Firmada mimari proje çiziyordum. Bu bina 1992'de yapılmış ama benim bilgim dahilinde değil. İşe başladığım zaman sanık Suzan Çayır bana sürveyanlık yapabileceğimi söyledi. Birlikte sürveyanlar Derneğine gittik kayıt yaptırdık. Sonra da Büyükşehir Belediyesine kayıt yaptırdık. Sanık Suzan Çayır bana 'Sürveyan olarak bana imza atabileceğimi, bunun karşılığında bana ücret verebileceğini' söyledi. Ancak sorumluluklarım veya yapmam gerekenlerle ilgili bana bilgi vermedi" dedi.

'O DÖNEMDE 17 YAŞINDAYDIM'

Ofis personeli olarak sanık Suzan Çayır'ın söylediklerini yerine getirdiğini söyleyen Baran, "Suça konu Yeşilyurt isimli binaya ait projedeki yapı ruhsatındaki sürveyan olarak ismimin yazılı bulunduğu yerdeki imza bana ait değildir. O tarihte ofis çalışanlarından formları kim dolduruyorsa o imza atmış olabilir. O zaman ben 17 yaşındaydım. O konuda tecrübem yoktu. İmza bana ait değil ama ait olsa bile o dönemde 17 yaşındaydım. Bu sebeple tüm sorumluluğun üzerime yıkılmasını kabul etmiyorum. Bu olayda benim herhangi bir sorumluluğum yoktur. Suçlamayı kabul etmiyorum" diye konuştu.

Tutuklu sanık Uğur Mısırlıoğlu, Yeşilyurt Apartmanı'nın yapımı boyunca gerekli denetim ve yükümlülükleri yerine getirdiklerini savundu, olayda bir kusurunun ve kabahatinin olmadığını, bu nedenle hakkında tahliye kararı verilmesini talep etti.

İDDİANAME: MALZEMELER STANDARTLARA UYGUN DEĞİL

İddianamede, binada kullanılan malzemelerin standartlara uygun olmadığı, beton kalitesinin düşük olduğu, deniz kumu kullanılması nedeniyle demirlerin korozyona uğradığı, kötü malzeme kullanımı ve inşaatın projesine aykırı olarak tamamlanması ile de taşıyıcı sisteme fazlasıyla yük bindiği ve tüm bu olumsuzlukların bir araya gelmesiyle binanın çöktüğü belirtiliyor.

Binanın projesini oluşturan Suzan Çayır, inşaatın teknik uygulama sorumlusu Uğur Mısırlıoğlu ile yapı ruhsatının "mesuliyet alan" bölümünde sürveyan olarak görev yapan Arzu Keleş Baran'ın "taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçunu işlediği savunulan iddianamede, sanıkların ikişer yıldan on beşer yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.