İstanbul’da bir semt evi daha açıldı

Türkiye Komünist Partisi’nin 2018 Eylül ayında düzenlediği 'Emekçilere!' başlıklı konferansında açmayı kararlaştırdığı semt evlerinden biri de İkitelli’de açıldı.

soL - İstanbul

İkitelli Semt Evi'nin açılış konuşmasını Türkiye Komünist Partisi (TKP) İkitelli adına Serkan Düz yaptı.

İkitelli sanayi bölgesindeki çocuk işçiliğe vurgu yapan Serkan Düz ‘’Ülkemizde gün geçtikçe daha fazla eşitsizlik üreten, yaşamanın koşullarını gittikçe ağırlaştıran, emekçileri sağlığından, işinden ve aşından eden bir düzen var. 10 yaşında, 8 yaşındaki çocuklarımız kölelik koşullarında işçilik yapıyor. Hemen yanı başımızdaki sanayi bölgesinde yüzlerce örneği var. Okulu bitirenler de işsizlikle yüzleşiyor, mahallelerde uyuşturucu çeteleri kol geziyor. Kadınların çoğu eve hapsediliyor, merdiven altı atölyelerde çalışmaya mahkum ediliyorlar. Bu düzenin her yerinden pislik akıyor. Bu düzen değişmeli diyorsak bir araya gelmeli, birlikte düşünmeli ve üretmeliyiz. İşte semt evleri bunun için var!’’ dedi.

Semt evlerinde işçilerin bir araya geleceğini, hak gasplarına karşı birlikte hareket ederek, toplantılar düzenleyeceğini anlatan Düz, şöyle devam etti: "Gençler, öğrenciler bir araya gelecek bilim ve sanat atölyelerinde birlikte üretecekler. Ebeveynler bir araya gelecek, çocuklarını bu düzene teslim etmemenin yollarını birlikte tartışacaklar. Mahalleli bir araya gelecek mahallenin sorunlarına birlikte çözüm arayacak. Burada birlikte mücadele edeceğiz."

TKP Merkez Komitesi adına konuşan Mehmet Kuzulugil, emekçi mahallelerinde biraraya gelen kafa kafaya verip haklarını almak için mücadele eden emekçileri selamladı ve açılan semt evi için mahalle halkını kutladı.

Konuşmasına AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Atatürk Havalimanı’nda gerçekleştirilen "Teknofest" ziyaretini hatırlatarak başlayan Kuzulugil, Erdoğan'ın "Ustam geldi sırtıma vurdu, unut dedi romanları. İşçisin sen işçi kal, giy dedi tulumları diyor. Biz de giydik işçi tulumunu" sözlerini hatırlattı. Erdoğan’ın giydiği tulumun kodamanların gösterişli iş elbiseleri olduğunu belirten Kuzulugil, “Erdoğan, işçi tulumu olarak nitelediği elbisesiyle işçi gündemine girmeye çalışmakta. Giydiği şey iş elbisesi olabilir ama işçi tulumu değil. Müdür tulumu o, patron tulumu, kodaman tulumu. İşçilere, zenginliğin kaynağının işçi tulumları giyerek birlikte üretmekten geçtiğini 'aynı gemideyiz' aldatmacasıyla yutturmaya çalışıyor” diye konuştu.

'AYNI GEMİDE DEĞİLİZ'

Kuzulugil şunları söyledi:

“İşçiler ne zaman hoşnutsuzluk beyan etmeye başlasa, müdürleri lüks restoranlarda değil de işçi yemekhanesinde görmeye başlarsınız. Motivasyon, yani siz çalışın biz kazanalım diyorlar. Onlar ders çıkarıyor, biz de bir ders çıkaralım. Aynı gemide değiliz, biz başka bir gemideyiz. Ne zaman 'aynı gemideyiz' dedilerse hep şunu yaşadık; ya bizi gemiden attılar ya da geminin direğine bağladılar. 12 Eylül de böyle geldi. 'Hepinizi birleştireceğiz' dediler. 1980 ve 1989 yılları arasında işçi ücretleri yarıya indi. Bugün de aynı şeyi yapıyorlar, hakkımızı almamamızı istiyorlar. Ders alacağımız bir şey var; Erdoğan bunu yapmaya başladıysa işçi gündemine girmiş demektir. Erdoğan işçiyi hesaba katmak, gözetmek zorunda kalıyorsa, bu ülkede emekçilerin işçilerin sözünün geçmeye başlayacağı, bu yola girebileceğimiz bir noktaya gelmişizdir. TKP semt evleriyle, Patronların Ensesindeyiz ağıyla, üniversitelerde ve liselerde yaptığı çalışmalarla, halkın kendi kaderine sahip çıkmasının yolunu açıyor. Semt evleri, hakkını almak için mücadele edenlerin, hakkını kaptırmamak için kafa kafaya verenlerin örgütlendiği yerler olacak. Mahalle aralarında, sokaklarda, meydanlarda emekçileri TKP'ye örgütlüyoruz. Demokrasi halkın kendi kendisini yönetmesidir diyorlar. Bu bir yalan, demokrasi egemen sınıfların emekçi sınıfları yönetmesi. Emekçilerin bir araya gelip, kafa kafaya verip kendi kendilerini yönetmesine, işçi iktidarına, sosyalist demokrasi deniliyor. İşte semt evlerini kuran TKP'nin halk iradesinden anladığı budur.”

Mehmet Kuzulugil’in ardından Türkiye Komünist Gençliği (TKG) adına üniversite öğrencisi Ali Mert Canel bir konuşma yaptı. Üniversiteye yeni başladığını belirten Canel, “İstanbul’a geldiğimden beri çok zor koşullarda, çok düşük ücretler karşılığında çalışmak zorunda kaldım. Gençleri sonuna kadar geleceksizliğe iten gerici eğitim sistemiyle, artan yurt ve yemekhane ücretleriyle, işsizlik yaratan bu düzenle sonuna kadar kavgalı olduğumuzu TKG adına belirtmek istiyorum” dedi.

TKP’nin bu düzene karşı her alanda alternatif yarattığını, açılan semt evlerinin de toplumsal aydınlanma ve sosyalizm mücadelesinin feneri olacağını vurgulayan Canel, konuşmasını “Biz hazırız ve buradayız. Bu düzenin bizden çaldıklarını bir bir geri alacağız” diyerek sonlandırdı.

Etkinlik Nâzım Hikmet Kültür Merkezi (NHKM) bünyesinde çalışmalarını sürdüren Süleyman Can Aslanyürek’in seslendirdiği türküler ile sona erdi. Aslanyürek, semt evlerinin kültür ve sanat alanında da direniş ve üretimin merkezleri olacağını belirtti.