IŞİD Türkiye'de nasıl militan topluyor

Newsweek derigisinin Cihat Otoyolu: “IŞİD İstanbul’un yoksul varoşlarından eleman topluyor” başlıklı haber analizinde IŞİD’in Türkiye’nin batısından nasıl eleman topladığını mağdurların ifadeleriyle anlatıyor.

İlk hikaye 2 çocuk sahibi 28 yaşındaki Deniz Şahin’in alkol bağımlığının ardından radikal İslami görüşleri benimseyen eski eşi Sadık’ın, geçtiğimiz nisan ayında çocuklarını görme bahanesiyle geldiği Ankara’nın Kazan ilçesinde, 4 yaşındaki oğlu Halil İbrahim ile 10 yaşındaki kızı Esma Sena’yı kaçırarak IŞİD’in merkezi olan Suriye’nin Rakka kentine götürmesiyle ilgili. Çocukları kaçırdıktan 1 hafta sonra da anne Şahin’e gönderdiği fotoğrafta Halil İbrahim, sağ elinin işaret parmağını yukarıya doğru tutup, sol eliyle de bir tabancayı kavrarken görünüyor. Esma ise bir devenin yanında objektife gülümsüyor. Her iki fotoğraf da Rakka’da çekilmiş. Çocuklar artık IŞİD’e katılan babalarıyla yaşıyor. Haberde, örgütün genelde internet üzerinden eleman devşirdiği belirtilirken kadın ve çocukların hedef alındığı örneklere yer veriliyor. Tekstilci Şahin Aktan’ın Kırgız asıllı eşi Svetlana, 3 yaşındaki oğulları Destan ile birlikte Rakka’ya giderek IŞİD’e katılmış. Eski eşinin sosyal hayatının kısıtlı olması nedeniyle internette çok vakit geçirdiğini belirten Aktan, “İslam’ı internetten öğrendi. Hıristiyanlığı terk etti. Bir gün bana, ‘Kapanmak istiyorum’ dedi. ‘Tamam’ dedim. Benden sakal bırakmamı istedi. Günde 5 vakit namaz kılmamızı ve 2 saat Kuran okumamızı istedi. Ben bunu istemedim” diyor. Aktan, Svetlana’nın Facebook’taki “Siyah bayrağın altında yaşayan insanlar iyi insanlardır. Ve ben Şam toprağında yaşayacağım” sözlerini gördükten sonra hemen harekete geçmiş ancak çocuğu ve eski eşinin kaldığı eve geldiğinde onların yeni isimleriyle çoktan ayrıldıklarını öğrenmiş. Kapıyı açan genç kız, Svetlana ve Destan isimlerini tanımadığını, ama ‘Asiye’ ile oğlu ‘Abdullah’ın evden ayrıldığını söylemiş. Daha sonra Aktan, eski eşinin boşanmalarından önce 4 ay boyunca bir Afgan mücahidiyle temasta olduğunu öğrenmiş. Bu adamın eşini ikna ettiğini söyleyen Aktan, eski eşinin Gaziantep üzerinden Rakka’ya gittiğini öğrenmiş ve 1 Eylül’de de onunla temasını kaybetmiş. Şahin Aktan hükümetin bu konuda etkisiz kaldığını düşünüyor. Polisin etkisiz olduğunu söyleyen bir diğer kişi de, Kocaeli’nin sanayi bölgesi Dilovası’nda, kardeşi IŞİD’e katılan Öğretmen Kenan Beyaztaş. Solcu ve Kürt olduğunu ifade eden Beyaztaş, “Katılan pek çok kişi var. Polis ise hiçbir şey yapmıyor” diyor. Anlattığına göre 25 yaşındaki oto tamircisi kardeşi Ahmet de IŞİD’e geçen ay katılmış Dilovası’ndan Suriye’ye giden 2 minibüse binen 19 kişi arasındaymış. Beyaztaş, kardeşinin çok dindar olmadığını, örgüte katılmadan önce uyuşturucu bağımlılığı sorunu yaşadığını belirtiyor. Beyaztaş, şöyle konuşuyor: “Onun bir gün cihada gideceğini biliyorduk. Polis hiçbir şey yapmadı. Onu gözaltına alacak gerekçeleri olmadığını söylediler. Ahmet de bize karışmamamızı bildirdi. Yapabilecek hiçbir şeyimiz yoktu” Newsweek analizinde, Türkiye’nin Suriye’de Esad karşıtı İslamcı grupları desteklemek ve silah ve yabancı militan geçişine olanak sağlamak içn uyguladığı açık sınır politikasının geri teptiği ve şimdi de Türkiye’nin elinin kolunun bağlı olduğu görüşünü vurguluyor. Ancak adı açıklanmayan bir hükümet yetkilisi “Türkiye IŞİD’e karşı ‘yumuşak’ değil. Sadece özellikle Musul’daki rehineler meselesinden ötürü gereksiz retorikten kaçınıyor. IŞİD’den kaynaklanan iç tehdide karşı önlemler alınıyor” Yine de yakınları IŞİD’e katılan yurttaşlar durumdan hükümeti ve kolluk güçlerinin etkisizliğini sorumlu tutuyor.