IŞİD bölgede buğday ticaretine başladı

​IŞİD için Irak'tan çaldığı ve büyük ölçüde Türkiye üzerinden dünyaya pazarladığı ham petrol önemli bir gelir kaynağı, ama IŞİD sadece petrol ticareti yapmıyor.

Nevzat Evrim Önal

Musul'u ele geçirdiği günden bu yana bu havzadaki kuyulardan çıkan ham petrol IŞİD için (ve onunla işbirliği yapan pek çok aktör için) önemli bir yasadışı gelir kapısına dönüşmüş durumda. Ancak IŞİD, Irak halkından yalnızca petrol çalıp satmıyor, zira Musul bölgesi, aynı zamanda Irak'ın en bereketli tarım topraklarını da kapsıyor. Bu bölgenin üretim fazlası IŞİD için kimi araştırmacılara göre petrol gelirleri kadar önemli ikinci bir gelir kapısı oluşturuyor.

IRAK İTHAL BUĞDAYA MUHTAÇ

IŞİD'in 2014 yazında ele geçirdiği Musul bölgesi, tek başına Irak'ın tahıl üretiminin yüzde 40'ını gerçekleştiriyordu. Halkın önemli bir bölümünün işgalden kaçmasıyla birlikte bölgede tarım, eskisine göre çok daha kötü yönetilse de büyük miktarda üretim fazlası veren bir faaliyete dönüştü. Öte yandan Musul'un kaybı, 2003'deki ABD işgalinden bu yana her yıl buğday ithal etmek zorunda kalan Irak'ta halkın beslenmesine bir darbe daha vurmuş oldu ve merkezi Irak hükümetini bir kez daha buğday ithalatı için Kanada, Avustralya gibi buğday ihracatçısı ülkelere başvurmak zorunda bıraktı.

KARABORSACILIK VE KAÇAKÇILIK
Ele geçirdiği topraklardaki buğday silolarını yağmalayan ve çiftçilerin ürünlerinin bir kısmına "zekât" olarak el koymaya başlayan IŞİD, buğday ticaretine "özyeterlilik sağlanana kadar" yasak getirmiş durumda. Bu yasağın amacının buğday ticaretini kendi tekeline almak olduğu herkesçe biliniyor; zira bölgede ciddi boyutlarda ürün fazlası bulunuyor. İşgalin gerçekleştiği tarihten 2016 ilkbaharına kadarki dönemi kapsayan bir araştırma, yaklaşık iki yılı kapsayan bu dönemde bölgede 2,5 milyon ton buğday üretildiğini ve bunun yalnızca 850 bin tonunun tüketildiğini bulguluyor.

Geri kalan ürünün IŞİD tarafından çeşitli müşterilere satıldığı düşünülüyor. Bu müşterilerin başında Suriye'de savaşan diğer islamcı örgütler bulunuyor. Ürün fazlasını Musul'dan Rakka'ya aktaran IŞİD, buradan bir toptancı gibi Suriye’de savaşmakta olan örgütlere buğday ve un satıyor. Bu dönem boyunca uluslararası piyasada buğdayın tonunun 200 dolar düzeyinde seyrettiği düşünüldüğünde, IŞİD'in karaborsa karıyla birlikte 50 milyon doların üzerinde para kazanmış olması gerekiyor.

Musul bölgesinde ele geçirdiği un fabrikalarını üretime geçiren IŞİD, ürettiği unu kendi ismiyle çuvallayıp “pazarlıyor”.

Bir başka ilginç nokta ise işgalin ilk döneminde IŞİD ve onun eklentisi olarak faaliyet gösteren tüccarların, Musul bölgesinden yağmaladıkları buğdayı karaborsa kanalıyla Irak devletine satmaya çalışmış olmaları. Bunu fark etmiş olan Irak hükümeti iç alımlarda çok daha titiz davranmaya çalışıyor ve IŞİD'in kontrolündeki bölgede üretildiğinden şüphelendiği buğdayı kesinlikle satın almıyor.

ÇİFTÇİNİN PAYINA DÜŞEN
Yaşananlardan en fazla zararlı çıkanların başında ise buğday üreten çiftçiler geliyor. İşgalden önce merkezi Irak hükümeti tarafından buğdayın tonu yaklaşık 650 ABD dolarından, yani uluslararası fiyatın neredeyse üç katından satın alınırken, IŞİD ürün fazlasına bedel ödemeksizin zekât adı altında el koyuyor. Suni gübre de bulunmaz hale geldiği için, pek çok çiftçi ya göç ediyor, ya da üretimi kendisine yetecek düzeye kadar düşürüyor. Bu şekilde zarar gören tahıl üretiminin, Musul bölgesi IŞİD'den temizlense dahi, sonrasında bölgenin yeniden yapılandırılmasında büyük bir gıda sıkıntısı yaratacağı düşünülüyor.