Hastane acillerinin durumu acillik

Fakülte ve özel hastaneler de dahil tüm acil servislerdeki muayene sayısı yaklaşık 120 milyon. Bu, kişi başına yıllık 1.3 muayene anlamına geliyor. Dünyada yıllık kişi başı acil muayene sayısı 1’in üzerine çıkan bir başka ülke yok...

İlker Belek

Hastaneye gitmek zorunda kalmak ızdırap.

Ama hele bir de acillik olduysanız …

Peki hastane acilinde hizmet vermek durumunda olan bir sağlık emekçisi iseniz?

Aciller hasta açısından da, sağlık emekçisi açısından da sıkıntılı.

Türkiye acil servislere başvuru bakımından lider

Sağlık Bakanlığı 2015 verilerine göre Sağlık Bakanlığı hastanelerinin toplam muayene sayısı 309 milyon, buradan acil servisleri düşen pay 93 milyon: %30.

Fakülte ve özel hastaneler de dahil tüm acil servislerdeki muayene sayısı yaklaşık 120 milyon. Bu, kişi başına yıllık 1.3 muayene anlamına geliyor. Dünyada yıllık kişi başı acil muayene sayısı 1’in üzerine çıkan bir başka ülke yok.

Örneğin İngiltere’de 2011-2012 için acil başvuru sayısı kişi başına yalnızca 0.1. Türkiye’dekinin 13’de biri. 2002’den 2012’ye %17’lik artış olmuş. Bizde aynı dönemde gerçekleşen artış ise tam %333.

Konuyla ilgili biraz daha ayrıntılı veriler Bakanlığın 2015 yılında yayımlamış olduğu bir raporda mevcut, ama 2013’e ait. Buna göre: 2002’de toplam hekime muayene sayısı 3.1 idi ve bunun %9.4’ü (kişi başı 0.29 acil muayene) acil servislerde gerçekleşiyordu. 2013 yılında yıllık muayene sayısı 8.2’ye, bunun içinde acil muayene oranı da %16.4’e (kişi başı 1.31 acil muayene) çıktı.

Yaklaşık 120 milyon acil servis muayenesinin %74’ü Sağlık Bakanlığı, %8’i üniversite ve %18’i özel hastanelere düşüyor. Özel hastaneler toplam hastane havuzunda %30’luk bir paya sahipken, acil muayene yükünün daha azını sırtlanıyorlar. Vatandaşlar katkı payı korkusuyla kamuya yöneliyorlar.

Türkiye’de insanlar neden bu denli acillik

Acil hizmetlerinin bu kadar sık kullanılması ve acillerin kullanımındaki bu kadar yüksek oranlı artış sağlık sisteminin organizasyonundaki bozukluğu gösterir.

Şöyle:

1-Birinci basamak sağlık kurumları nicelik ve nitelik olarak yetersizdir, görevleri iyi tanımlanmamıştır, hastaların bu kurumlara güveni yoktur.

2-Kimi küçük müdahaleleri (enjeksiyon, pansuman gibi) bile yapacak birinci basamak sağlık kurumu yetersizliği vardır.

3-Çalışan nüfusa hizmet verecek işyeri sağlık birimleri organize edilmemiştir, hastalar mesai saatleri dışında hastanelere ve doğal olarak acillere gitmek zorunda kalabilmektedir.

4-Sevk sistemi yoktur hastalar gereksiz yere hastanelere akmaktadır, hastanelerde uzayan kuyruklar hastaları acillere yönlendirmektedir.

Sorun Sağlık Bakanlığında

AKP sağlıkta devrim yapmaktan söz ediyor ama durum ortada.

Hastane acilleri sağlık sisteminin organizasyon sorunlarını yüklenmek zorunda kalıyor.

Tabi bir de özellikle toplumda AKP döneminde inşa edilmiş bulunan hastane bağımlılığı var. Kimileri gündüz vakti aile hekimine yazdırabileceği kronik hastalık reçetesi için ya da tansiyonunu ölçtürmek için bile hastane aciline gelmeyi tercih edebiliyor.

Bu kadar fazla hasta yükünü acillerin kaldırması mümkün değil.

Bu yük, bu karmaşa hastaların yetersiz hizmet almasının da, hekime yönelik şiddetin de ana nedeni.