Gazetecilerin yargılandığı Odatv davasında karar duruşması

İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 13 sanıklı Odatv davasında sona gelindi. Savcının tüm sanıklara beraat talebinin ardından, sanıklar esas hakkındaki savunmalarını yapmak için Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi’nde. Odatv sanıklarından tutuklu Ahmet Şık'a destek için gelenler salona alınmadı.

14 Şubat 2011 yılındaki operasyonlarla başlayan Odatv Davası’nda sona gelindi. 

Prof. Dr. Yalçın Küçük, Soner Yalçın, Doğan Yurdakul, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Müyesser Yıldız, Mümtaz İdil, Nedim Şener, Ahmet Şık, Hanefi Avcı, Sait Çakır, Coşkun Musluk ve İklim Bayraktar'ın sanık olarak yargılandığı davada, Kaşif Kozinoğlu cezaevinde hayatını kaybetmişti.

Odatv davası öncesinde Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde Ahmet Şık için basın açıklaması yapıldı.

Çok sayıda gazetecinin katıldığı açıklamaya CHP milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, Berkin Elvan’ın annesi ve babası Gülsüm Elvan ve Sami Elvan da katıldı. Açıklamayı Cumhuriyet yazarı Özgür Mumcu okudu. Mumcu, "Eğer Fethullahçı darbe gerçekleşmiş olsaydı Ahmet Şık yine hapse atılacaktı! Gazetecilik suç değildir, yansak da dokunacağız" dedi.

"DÜNYANIN EN BÜYÜK GAZETECİ HAPİSHANESİ"

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Türkiye için sıradan bir gün, bugün. Gazeteciler, İstanbul Adalet Sarayı’nda yargılanıyor. Dün olduğu gibi, önceki gün olduğu gibi; hatta önceki yıl ve daha önceki yıl olduğu gibi.

Odatv Davası’nda bugün karar verilecek. Savcı, son duruşmada kumpas olarak tanımladığı Odatv Davası’nda yargılanan tüm sanıklar için beraat istedi. O gün cemaat bugün FETÖ denen yapının icat ettiği tüm davalar gibi Odatv davasını kumpas olarak tanımlamak biz gazeteciler için de haklı ve meşru tanımlama. Çünkü o gün düşünen, sorgulayan, eleştiren gazeteciler; bilgisayarlara sokulmuş virüs programları aracılığıyla üretilmiş delillerle tutuklanarak diğer gazetecilere gözdağı veriliyor, yüreklerine korku salınıyordu. Mesaj açıktı: Yazmayın, eleştirmeyin, sorgulamayın.

Ya bugün? Ya bugün o günden farklı mı? O gün yapılanlardan cemaati/FETÖ’yü sorumlu tutan AKP iktidarı bugün farklı mı davranıyor? Bugün Türkiye’de basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü var, güllük gülistanlık bir ülkede yaşıyoruz diyebilir miyiz? Elbette hayır.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, bugün Türkiye’nin dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olduğunu söylüyor.

Bugün Türkiye’de 140’dan fazla gazeteci tutuklu ve hükümlü. 58 gazete, 28 televizyon, 34 radyo, 5 haber ajansı kapatıldı. 1000’e yakın gazetecinin basın kartı iptal edildi. Cumhuriyet gazetesine operasyon yapıldı.

İktidar bunları 15 Temmuz Darbesi’ni gerçekleştiren FETÖ ile mücadele için yaptığını söylüyor. Peki, FETÖ dediği cemaatin ipliğini pazara çıkaran Ahmet Şık nerede? Hükümetle cemaat kol kola gezerken Fethullahçıların devletin sinir uçlarına kadar sızdığını yazan ve bunu yazdığı için hapse atılan Ahmet Şık nerede? Hepiniz biliyorsunuz, Ahmet Şık yine hapiste. Neden hapiste? Savcıya göre, FETÖ ve PKK propagandası yapmış.

Biraz vicdan sahibi olan, az biraz adalet duygusundan nasibini almış hiçbir kimse bu suçlamayı kabul edemez. Etmez. Biz gazeteciler ve halkımız şahittir ki Ahmet Şık, Fethullahçı darbe gerçekleşseydi ilk içeri atılacak gazeteciydi.

Bugün burada bir başka dava daha görülecek.

Orada da Ahmet Şık tutuklandığında 'Gazetecilikten tutuklanmadılar' manşetini atan bir grup gazeteci yargılanıyor. O gün o manşeti atmaktan utanmayan gazeteciler, bugün yargılanıyor. Bilmiyoruz şimdi pişmanlar mı? Ama yargılanıyorlar. Elbette onların da adil bir şekilde yargılanmalarını savunuyoruz. Taraf çalışanlarını da adil yargılanmasını savunmak bizim aynı zamanda görevimiz.

Gazetecilik ciddi bir iştir.

İlkeli, ahlaklı ve cesur olmayı gerektirir. Biz eğriye eğri, doğruya doğru diyen gazeteciliğin kıymetli olduğu kanısındayız. Gazetecilik, her nevi iktidarın sözcüsü ya da aparatı olmak değil o iktidarı sorgulamak demektir.

Gazetecilik hakikat arayışıdır. O hakikatin peşinde koşmaktır. Biz de bugün burada hakikatin ve adaletin peşindeyiz."

TUTUKLU AHMET ŞIK'A DESTEK İÇİN GELENLER SALONA ALINMADI

Dava başladı. Ahmet Şık'a destek olmak ve davayı izlemek için gelenler duruşma salonuna alınmadı.

Haberleri ve Twitter paylaşımlarıyla "FETÖ VE PKK propagandası yaptığı" iddiasıyla tutuklanan Cumhuriyet muhabiri Ahmet Şık, bugün Oda tv davasına katıldı. Saat 10.00'da başlayan duruşma için çağrı yapan Şık’ın gazeteci arkadaşları üç video yayımlayarak “Odatv davası bitiyor, kumpas sürüyor. Susmadık, susmayacağız! Ahmet çıkacak yine yazacak!” dedi.

Karar duruşması olması beklenen davanın tek müştekisi ise "FETÖ" suçlamasıyla tutuklu bulunan gazeteci Nazlı Ilıcak.

Odatv davasının 14 Aralık 2016 tarihli duruşmasında Savcı Ali Kaya, ekleriyle birlikte 10 bin sayfanın üzerindeki dosya hakkındaki 1 sayfalık mütalaasında, tüm sanıkların “Ergenekon” adlı örgüte üyelik suçundan beraatını talep etmiş, mütalaada bir dönem tutuklu yargılanan Ahmet Şık, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ve Nedim Şener’in ismine yer vermemişti. Yargılanan gazeteciler ve avukatları da 1 sayfalık mütalaaya katılmadıklarını belirterek, mütalaayı incelemek üzere süre istemişlerdi. Ahmet Şık o gün duruşmaya tutuksuz sanık olarak katılmıştı. Şık, Ergenekon üyeliği ile yargılanacağı bugünkü duruşmaya FETÖ/PDY ve PKK propagandası iddiasıyla tutuklu bir gazeteci olarak katılacak.