Eskişehir'in Alpu Ovası'nda 'çevre cinayeti' işlenecek!

Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) genel başkanı Baran Bozoğlu, Eskişehir’de kentin en verimli topraklarının bulunduğu Alpu Ovası’nda kurulması planlanan ve bittiğinde Türkiye’nin en büyük termik santrali olacağı belirtilen Alpu termik santralinin “çevre cinayeti” anlamına geldiğini söyledi.

Haber Merkezi

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Genel Başkanı Baran Bozoğlu, Eskişehir’de kentin en verimli topraklarının bulunduğu Alpu Ovası’nda kurulması planlanan ve bittiğinde Türkiye’nin en büyük termik santrali olacağı belirtilen Alpu termik santralinin “çevre cinayeti” anlamına geldiğini söyledi.

Bozoğlu, Alpu termik santralinin yılda yaklaşık 8 milyar kilogramlık bir karbondioksit salınımı oluşturacağını belirterek, “Dolayısıyla iklim değişikliğine büyük bir katkısı olacak. Alpu, dünyadaki ekolojik krizi artıracak bir proje” dedi.

Bozoğlu ve ÇMO Ankara Şube Başkanı İlkim Yiğit, Alpu termik santralinin kurulmasının planlandığı Eskişehir’i ziyaret ederek teknik incelemede bulundu. Bozoğlu ve Yiğit, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile de bir araya geldi.

   

“450 FUTBOL SAHASI BÜYÜKLÜĞÜNDE KÜL DEPOLANACAK"

Konuya ilişkin basın açıklaması yapan Bozoğlu, “Alpu, Eskişehir’in ilk, Türkiye’nin ise en büyük termik santrali olacak” dedi.

Bozoğlu, “Alpu termik santrali üç üniteden oluşacak. Eskişehir’de toplamda bin 80 megawattlık devasa bir termik santral planlanıyor. Yılda 6 milyon 316 bin 812 ton kömür yakılacak ve 8 milyar kilovatsaat elektrik üretecek. Alpu termik santrali, yaptığımız çalışmaya göre yılda yaklaşık 8 milyar kilogramlık bir karbondioksit salınımı oluşturacak. Alpu, dünyadaki ekolojik krizi artıracak bir proje. Adeta bir çevre cinayeti. Yaklaşık 450 futbol sahası büyüklüğünde kül depolama sahası ile karşı karşıyayız. Yani devasa bir kül depolama sahasına atıklar konulacak. Ayrıca bin 500 futbol sahası büyüklüğünde enerji üretim alanı olacak" dedi. 

"YERLEŞİM YERİ İÇERİSİNDE"

Bozoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle: 

  • Alpu termik santrali Eskişehir il merkezine 32 kilometre, Tepebaşı ilçe merkezine 25 kilometre, Gündüzler Mahallesi’ne 5 kilometre, Kozlubel Mahallesi’ne 3 kilometre ve Beyazaltın Mahallesi’ne 1,5 kilometre mesafede yer alacak. Yani yerleşim yerlerine oldukça yakın bir bölgede yapılması planlanıyor.
  • Alpu termik santrali Eskişehir’de kentin en verimli topraklarında kurulacak. Bu tesis ile birlikte tarımsal üretimde büyük bir maddi kayıp yaşanacak. Tarım alanlarını, kömür sahaları ve kül depolama atık sahalarına çevirecekler. Bu da zaten dışa bağımlı tarım politikalarının daha da zarar göreceği anlamına geliyor.
  • Bu tesis üniversite ve havalimanına da çok yakın. Gençlerin partikül madde, kükürt dioksit gibi zehirli kanserojen etkili gazlardan etkileneceğini söyleyebiliriz.
  • Kimileri bu tesisin çok teknolojik olacağını söylüyor ama şunu açıkça vurgulamak lazım dünyadaki en geri teknoloji termik santrallerdir. Bu teknolojide sadece baca gazı sistemleri değiştirilerek yenilenme süreci yürütülmekte. Bu nedenle de müthiş bir teknoloji olduğu, kirli bir teknoloji olmadığı yönündeki söylemler bilimsel gerçeği yansıtmıyor. Bunlar algı oluşturma amacıyla söylenen ifadeler. Dolayısıyla Türkiye’nin nadir havası temiz olan bölgelerinden birisinin daha havasının kirletilmesi riski ile karşı karşıyayız. Burada  kapalı ocak kömür madenciliği gerçekleştirilecek. Hem kömür hem kül depolanacak hem de bacasından gaz çıkacak ve tüm bunlar ciddi kirliliğe neden olacak.
  • Projenin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu kararı henüz çıkmadı. 26 Ocak’tan sonra ihalesi yapılacak. ÇED başvuru dosyasından ÇED sürecinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından nasıl kabul edildiğine şaşırdık. Aslında baştan ölü doğmuş bir proje çünkü çevre planları değişmeden, bölge enerji üretim alanı olarak belirlenmeden ÇED başvuru dosyası kabul edilmiş. Yani Çevre Düzeni Planı’na uygun olmayan bir planlama ile karşı karşıyayız. Normalde Bakanlığın bu uygunsuzlukları görüp proje dosyasını reddetmesi gerekirdi.
  • Çıkan sera gazları tüm dünyayı olumsuz etkiliyor. Paris Antlaşması’ndan bu yana dünyada yüzde 1’lik bir sera gazı emisyon artışı olduğunu görüyoruz. Yani dünyadaki karbondioksit miktarı artmaya devam ediyor. Türkiye bu duruma belki mevcuttaki tesisleriyle çok fazla katkı sağlamıyor gibi görünse de Çanakkale, Zonguldak, Eskişehir ve Akdeniz bölgesinde planlanan termik santraller ile dünyanın bu krizine çok ciddi katkı sunmaya devam edecek. Bu da tabii bize kuraklık, susuzluk, afetler, maddi ve manevi sorunlar olarak dönecek. Yapılması planlanan termik santral projesi Türkiye’nin 2013 İklim Değişikliği Stratejisi ve Eylem Planı ile de uyumlu değil.
  • Dünya Sağlık Örgütü, PM10 değerinin yılda 35 gün aşılması durumunda önlem alınması gerektiğini bildiriyor. Yani Eskişehir’in havası tertemiz. Eskişehirliler eğer kanser olmak istemiyorsa bu termik santrale engel olmalı.