Erdoğan'dan 'bilim' açıklaması

Erdoğan, Saray'da yaptığı konuşmada bilimle ilgili açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Saray'da düzenlenen Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ödül töreninde konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde: 

"Bilim insan içindir. Günümüzde ülkelerin ve toplumların güvenlik anlayışları köklü bir değişime uğradı. Eskiden sınırların, çıkarların korunması olarak algılanan güvenlik kavramı artık ekonomik, sosyal, kültürel tüm varlıklara yönelik tehditleri içerecek şekilde genişledi. Güvenlik döngüsünün tamamlanabilmesi için bilimden sanata, eğitimden spora, yatırımlardan medyaya kadar geniş bir alanda da mücadele edilmesi gerekiyor. Bu mücadelede başarılı olabilmek için her alanda var olmak, öncü olmak zorundayız. Bize yakışan da budur. Her medeniyet kendi teknolojisini, her teknoloji kendi kültürünü ve değerini üretir. Ecdadımızın en güzel ibadethaneleri inşa etme gayretiyle yaptığı camilerle birlikte, o camilerin inşasında kullanılan teknik ve teknoloji de bizim medeniyetimizi yansıtır.

TEKNOLOJİYİ ÜRETEMİYORSANIZ...

Siz kendi teknolojinizi kendi biliminizi üretemiyorsanız, onun kültür ve değerinde belirleyici olamazsınız. Başbakanlığım döneminde kamu kurumlarındaki bilgisayarlarda F klavye kullanılmasıyla ilgili bir genelge yayınlamıştık. Aradan geçen yıllara rağmen bu konuda da ciddi bir ilerleme kaydedilmediğini görüyorum. Çünkü bu klavyenin teknolojisini ve kültürünü belirleyen biz değiliz. Bizim medeniyetimizde ve kültürümüzde dünyada iyi olan, güzel olan, faydalı olan ne varsa onu almak, kullanmak ve geliştirmek vardır. Bizde ilimde reddiye asla yoktur. Burada sorun bilgisayarın kendisinde değil; o bilgisayarın insanların hayatına nasıl gireceğini, nasıl kullanılacağını vaaz eden değerler sistemidir.

'BEYİNLERİNİ BİR ŞARLATANA KİRALAMIŞLAR'

Tarihimizdeki çalkantı ve istikrarsızlıklara baktığımızda hepsinin arkasında cehaletin, ilmi geriliğin, kültürel yozlaşmanın bulunduğunu görüyoruz. Selçuklu'yu varan haşhaşiler bu boşluktan yararlanmıştır. Osmanlı'daki pek çok sorunun temelinde aynı sorunlar vardır. Bu sorunlarla günümüzde de mücadele ediyoruz. FETÖ denilen şer şebekesi milletimizin eğitim ve yardımlaşma konusundaki hassasiyetlerini istismar ederken en çok bu eksikliklerden yararlanmışlardır. Bu örgütün içindekiler iyi eğitim almış, fiyakalı okullardan mezun olmuş olabilirler. Ama bu durum hakiketler karşısında beyinlerini bir şarlatana kiralamış olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Atalarımız irfanı ilmin yanına koymuştur. Bir de hikmeti koymuşlardır. İrfan ve hikmet olmazsa o bilginin hiçbir anlamı yoktur.

'BİRER MANKURTA DÖNÜŞMÜŞLER'

Herkes Osmanlı'ya matbaanın geç girmesiyle ilgili ahkam keser. Ama hiç kimse kağıdın Semerkand üzerinden dünyaya yayıldığını söylemez. Bizde şifahanelerde ameliyat yapılırken dünyada neler olduğunu çok iyi bilmemiz gerekir. Her fırsatta İslam mani-i terakkidir diyenler, yani İslam gelişmeye manidir diyenler, tarihimizde İslam amir-i terakkidir, yani İslam'ın gelişmeyi emreden yönünü görmezden gelirler.

FETÖ'cüler kim olduğunu unutarak sahibinin dediğini yapan birer mankurta dönüşmüşlerdir. 15 Temmuz'un bu örgütün yaptığını ancak 1 asır önceki işgal günleriyle mukayese edebiliriz. FETÖ'nün uçaklarla parlamentoyu bombalaması ile Osmanlı Meclis-i Mebusan'ın kapatılması aynı şeydir. Ülkenin en parlak beyinlerini bünyesine toplamakla övünen bir örgütün böylesine ihanet çukuruna yuvarlanması iradesini karanlık bir güce teslim etmesinden kaynaklanıyor."