AKP şort giyen kadına saldıran erkeği neden yargılayamaz

Şort giydiği için genç kadına otobüste tekme atan saldırgan tutuklanırken aynı tarihlerde İzmir’de yol ortasında bir kadını yumruklayanlar hala serbest. Kamuoyunun tepkisine göre kadına şiddette tutum aldığı görülen iktidar, tepeden tırnağa ülkede gericilik ve kadın düşmanlığı pompalarken suçu önleyen değil suç üreten konumda.

Haber Merkezi

İstanbul Maslak’ta şort giydiği için genç kadına otobüste tekme atan saldırganla ilgili her ne kadar olumlu görülen bir süreç gelişse de iktidar kadın düşmanı gerici politikalarını sürdürmeye devam ediyor.

15 yıldır topluma kadın düşmanlığını pompalayan bir tutumun meyvesi niteliğinde bir saldırı yaşanırken saldırganın tutuklanması, yeni yasa değişikliğine gidilmesi, AKP’lilerin sert tepkiler vermesi sadece perdenin görünen yüzü.

TUTUKLAMA GEREKÇESİ

Abdullah Çakıroğlu’nun gözaltına alınıp serbest bırakılması ardından tepkilerin dinmemesi üzerine yeniden tutuklanması dikkat çekiyor. Elbette “kazanım” olarak değerlendirilebilecek bir tutuklama. Ancak Çakıroğlu’nun bir kadına şort giydiği için saldırması üzerine değil “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” gerekçesiyle tutuklanması bile meseleyle ilgili tutumu ortaya koyuyor.

Her ne kadar "2 yıldan düşük cezalarda tutuklama olmaması" gibi bir gerekçeye sığınılsa da saldırının kadın düşmanlığı içerdiği ve bu gerekçeyle tutuklama yapılabilmesine yanaşılmıyor.

YASA TASARISI

Tam da bunun üzerine olacak ki Adalet Bakanlığı’nın gündeme gelen yeni yasa tasarısı da basit ve kasten yaralama suçlarında tutuklama kararı verilebilmesini içeriyor. Bu düzenlemeyle de iktidarın, kadın düşmanlığıyla ilgili bir yasal düzenleme yapmak yerine olayı, herhangi bir yaralamaya indirgediği görülüyor.

DİNSEL REFERANSLA 'ÖZGÜRLÜK'

AKP’lilerin kadınlarla ilgili tutumu sadece bununla sınırlı değil. Örneğin, Yeni Şafak yazarı AKP’li Salih Tuna, bugünkü köşesinde “O şortu giyemezsin veya o eteği indir demekle, o başörtüsünü veya o çarşafı çıkart demek arasında fark yoktur” ifadelerine yer veriyor.

Kadınların toplumsal yaşamda dilediğince var olma hakkını, dinsel değerlerle kıyaslamadan “savunamayan” AKP’liler, kadına dönük cinsel saldırılarda ve cinayetlerde “O saatte orada ne işi varmış”, “Rızası varmış” şeklinde çirkin beyanlarıyla da hatırlanıyor.

Yani, ortada yine değişen bir şey yok.

‘KADIN’ OLMAYAN AİLE BAKANLIĞI

İçinde “kadın” ifadesi yer almayan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da söz konusu olayın davasına müdahil olacaklarını beyan etti. Halbuki, her yıl yüzlerce kadın cinayeti yaşanırken kadınların eline panik butonu tutuşturmanın “çözüm” olduğunu düşünen bakanlığın, çocuklara tecavüz edilirken de “bir kereden bir şey olmaz” açıklamaları yapan zihniyete sahip olduğu biliniyor.

Keza, yalnız yaşayan insanı “kafasız” resmeden bir afiş bastıran, 8 Mart’ta “çocuk gelin” propagandası yapan bakanlığın, suç üreten gerici söylemlerini geri çekmediği müddetçe suçu önleyemeyeceği de apaçık olarak karşımıza çıkıyor.

İZMİR’DE SALDIRANLAR TUTUKLANMADI

Tüm bunlar olurken aynı tarihlerde İzmir’de genç bir kadın da yol ortasında iki erkeğin saldırısına uğruyor. 23 yaşındaki Neriman G., yanına yaklaşıp, sözle taciz eden iki erkeğe karşı çıkınca feci şekilde darp edildi. İki erkekten birinin "Bana kimse hayır diyemez" diye bağırıp yumrukladığı kadının bir gözü kapandı, üstü kan içinde kaldı.

Ancak bu olay kamuoyunda yeteri kadar tepki görmediğinden olsa gerek, Neriman G.’ye saldıranlar hala tutuklanmadı.

SUÇ ÜRETEN SUÇU ÖNLEYEMEZ

“Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar” diyebilen Recep Akdağ’ın hala Sağlık Bakanı olduğu, “Bir baba öz kızına şehvet duyabilir” diyen Diyanet’in hala fetvalar verdiği, “Kız öğrencilerin dar kıyafetlerinden tahrik olduğunu” söyleyen, karma eğitime karşı çıkan öğretmenlerin hala görev yaptığı...

17 yaşındaki Cansel K’ya cinsel istismarda bulunarak intiharına neden olan öğretmeni de serbest bırakan mahkemelerin kadın cinayetlerinde “iyi hal” ile tahliyeler dağıtmaya devam ettiği ülkede...

Bir kadının neden şort giydiği için tekmelendiği, neden “Bana kimse hayır diyemez” diyerek yumruklandığı sorusunun yanıtı belli.

Kamuoyunda tepki çekince göstermelik kararlar alan iktidar tepeden tırnağa gericilik pompalarken, kadın düşmanlarını kollarken suçu önleyen değil, suç üreten konumda olmaya devam ediyor.