'Abdullah Gül'ün çıkış yapması an meselesi' iddiası

Yeniçağ yazarı Ahmet Takan, "Abdullah Gül, yakında, bir yanına Ali Babacan'ı diğer yanına eski bir yüksek yargı organının başı olan ismi alarak açıklama yapmaya hazırlanıyor" dedi.

Yeniçağ yazarı Ahmet Takan, "Saray, Bahçeli'den kurtulmak için yeni formül buldu!.." başlıklı yazısında son KHK'ları ve AKP'nin Devlet Bahçeli'ye dair planlarını ve Abdullah Gül'ün yeniden siyaset sahnesine çıkacağı iddialarını köşesine taşıdı.

Takan, "Kaotik bir ortamda gerginliğin artarak devam ettiği siyasetin kulislerinde -özellikle AKP'de- Abdullah Gül'ün çıkış yapmasının 'an meselesi' olduğu konuşuluyor. İktidar kulislerinden pompalanan söylentilere göre, Abdullah Gül, R. Erdoğan'a 'gidişatın çok kötü ve tehlikeli olduğunu, bundan vazgeçmesi gerektiği' konusunda çok dil dökmüş ancak 'dinletememiş.' Yine iddialara göre, 'Abdullah Gül, yakında, bir yanına Ali Babacan'ı diğer yanına eski bir yüksek yargı organının başı olan ismi alarak açıklama yapmaya hazırlanıyor'muş!.." ifadelerini kullandı. 

Takan'ın yazısı şöyle:

''Olup bitenlere şaşırıyor muyum?..

Hayır!..

16 Nisan'ın olağan sonuçları sırayla önümüze konuluyor. Gayet planlı bir şekilde yollarına devam ediyorlar. En uygun zamanlamayı yakaladıklarına ve sonuçtan emin olduklarına inandıkları anda baskın erken seçimi, önümüze koyacaklar. Faşizmin paralel uygulamaları birer birer hayata geçirilirken diğer taraftan da topluma rüşvet dağıtmaya devam ediyorlar. Taşeron işçiler, kamuya 110 bin memur alımı... Bozuk ekonomiye rağmen gerisi gelecek. Eh!.. Haksız da sayılmazlar. Makarna dağıtarak, vatandaşı bankalara ipotek ettirerek geldiler bugüne. Alternatifsizlik sancısı ile kıvranan kitleler, dün, 'istikrarın devamı' diye kendini avutuyordu. Bugün 'istikrarın devamı'nın üzerine korku imparatorluğu tüm şiddetiyle çöktü. Düşünmeyeceksin, eleştirmeyeceksin, hele tepki hiç göstermeyeceksin. Verilen sadaka mahiyetindeki rüşvetleri afiyetle kabul edip, ekmeğimi kaybetmeyim, hapislerde çürümeyim, faili meçhul olarak ölüp bir de terörist olarak yaftalanmayım diyerek 'padişahım çok yaşa' nidalarıyla durmak yok, yola devam edeceksin!..

Değiştirilen Anayasa gereği önümüzdeki genel seçimde 600 mebus seçeceğiz. Kime yarayacak acaba?.. Ortada parlamenter demokrasi mi kaldı?.. 550 milletvekilinin yapamadığı hangi şeyi 600'lük meclis yapacak?.. Cevap vereyim; Tek bir işleri olacak. Ballı maaşlarını alıp, ballı hayatlarına devam ederken mebus görünümlü saray muhafızları olacaklar!..

R. Erdoğan da, sarayın meclis muhafaza birliğini mümkün oldukça güçlü tutabilmek için gerçekten hummalı bir çalışma yürütüyor. 16 Nisan'a MHP lideri Doktor Devlet Bahçeli'nin üstün gayretleriyle kavuşan ve sonuçlandıran saray, sırtından kamburu atmak için MHP'den gelen "ittifak" ve 'seçim barajı düşürülsün' tekliflerine soğuk bakıyor. Bahçeli ile saray arasındaki restleşmeyi bu köşeden sizlere duyurmuştuk... Yeni gelişmeler var;

Saray, Bahçeli ve tabela partisi haline gelen MHP'yi tamamen sırtından atmak için yeni formüller üzerinde çalışıyor. Eğer, Bahçeli, AKP listelerinden önerilecek yerlerden en fazla 50 mebusluğa razı olmazsa AKP bu sefer CHP ile bir ittifaka girmeyi düşünüyor. Durun bir dakika... Yok, bu seferki seçim ittifakı falan değil!.. Sarayda yapılan son toplantılarda CHP ile Anayasa değişikliği yapabilme formülü üzerinde duruluyor. Saray kaynaklarından edindiğim bilgiyi şöyle özetleyebilirim:

Değiştirilen Anayasa gereği milletvekili genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçiminin birlikte yapılması gerekiyor. CHP'ye 'eğer erken seçimi çok istiyorsan, seçimden kaçmayın, gel hemen bir Anayasa değişikliği yapalım, erken seçim ile Cumhurbaşkanlığı seçimini ayıralım. Hemen, erken seçimi tek başına yapalım. Ardından zamanında Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılır. Seçim barajı yüzde 10'da kalsın, seçim sistemine de dokunmayalım' denilecek.  Bu, şu anda sadece sarayda tartışılan alternatiflerden birisi. Alınmış kesin bir karar değil. Çünkü, Anayasa Mahkemesi'nin referandumu iptal edebileceği de alternatifler arasında. Sarayda bu konuda ciddi görüş ayrılıkları var. MHP ve HDP'nin baraj altında kalmasına kesin bir gözle bakan saray, yüzde 40 civarında bir oyla güçlü bir Meclis çoğunluğu elde etmeyi hesaplıyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi için 50 artı 1 tehlikede olduğundan  Anayasa Mahkemesi'ne gerek kalmadan formül arayışları gündeme geliyor. 'Meclis'te güçlü bir yapıya kavuşalım başkanlık için sonrasına bakarız' deniyor...

Evdeki hesap çarşıya uyar mı?..

Saraydaki son düşünce ile ilgili kulaklarına bir şey gelip gelmediğini öğrenebilmek adına CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan'ı aradım. Kulaklarına, saraydaki yeni planlama ile ilgili bir şeyin gelip gelmediğini sordum. Tezcan, 'hayır duymadık' cevabını verdi, 'önümüze somut olarak bir şey gelmediği içinde yorum yapmak doğru olmaz. Stratejik bir karar. Partinin yetkili organlarında oturup konuşmamız lazım. Kişisel olarak yorumlarımız doğru olmaz. Gelirse yorum yaparız' diye ekledi. 

Kaotik bir ortamda gerginliğin artarak devam ettiği siyasetin kulislerinde -özellikle AKP'de- Abdullah Gül'ün çıkış yapmasının 'an meselesi' olduğu konuşuluyor. İktidar kulislerinden pompalanan söylentilere göre, Abdullah Gül, R. Erdoğan'a 'gidişatın çok kötü ve tehlikeli olduğunu, bundan vazgeçmesi gerektiği' konusunda çok dil dökmüş ancak 'dinletememiş'. Yine iddialara göre, 'Abdullah Gül, yakında, bir yanına Ali Babacan'ı diğer yanına eski bir yüksek yargı organının başı olan ismi alarak açıklama yapmaya hazırlanıyor'muş!..

Dediğim sırada... Abdullah Gül'ün sosyal medya üzerinden son KHK'larla ilgili gayet nazik kıvamda yaptığı açıklama, haber kanallarının ekranlarına alt yazı olarak düştü. Dur bakalım ne olacak?..''