UEFA soruşturmasının altından da Gülen çıktı

3 Temmuz operasyonuyla futbola müdahalesini başlatan AKP ve Gülen Cemaati, geçtiğimiz günlerde gündeme bomba gibi düşen UEFA soruşturmasının altından da çıktı. Soruşturmaya atanan “stajyer avukat”ın Cemaat ile bağlantıları dikkat çekiyor.

soL gazetesinden Cenk Alaçam'ın haberine göre, UEFA Disiplin müfettişi Miguel Lietard Fernandez-Palacios tarafından tanzim ve imza edilmiş 31 Mayıs 2013 tarihli disiplin raporu, Fenerbahçe tarafına ulaştığı 10 Haziran gününden bu yana Türkiye spor kamuoyu bir kez daha “şike” söylentileriyle çalkalanmaya başladı.

3 Temmuz 2011’de başlayan müdahale, AKP ve Gülen Cemaati’nin futbol pastasının en büyük dilimini kendisi için istediğini ortaya koymuştu. Şimdi ise ortaya çıkan bazı bilgiler, kafalarda soru işaretleri yaratmaya başladı.

‘Stajyer’ avukata önemli görev
İspanyol hukukçunun UEFA’da çalışmaya Ocak 2013’te ve çalışma hayatına 2010’da başlaması, geçmişi neredeyse 2 yıla dayanan böyle önemli bir dosyaya nasıl atandığını merak konusu yaptı.

UEFA’da bu yıla kadar başmüfettiş dahil olmak üzere 9 tane olan disiplin müfettişi sayısı, 2013’te 13’e çıkmış bulunuyor. 6 kişinin yerleri değişmemekle beraber Fenerbahçe’nin UEFA Şampiyonlar Ligi’ne gidememesinde rol oynamış olan İlhan Helvacı ve Çek Cumhuriyeti’nden Petr Dolezai’n ayrılmasından sonra, İspanyol müfettiş dahil 6 yeni müfettiş işe alındı.
Bu dosyanın yeni gelen tecrübesiz müfettişlerden birine verilmesi normal bir olay olmadığı için kişinin geçmişini incelemekte fayda var. İspanya Başkenti Madrid’de Sport Advisers adında bir şirkette çalıştığı görülen Miguel Lietard’ın gittiği üniversite ise Universidad Complutense de Madrid. 2003 yılında girdiği üniversiteden, 2008 yılında mezun olmuş.

Bu üniversitenin Cemaat’le ilişkisini 1999’da Abant Platformu’na Prof. Dr. Ivan Iban’ın katılmasından itibaren bugüne kadar üniversiteye yakın olduğunu gördüğümüz ve Madrid’de Casa Turca adlı bir dernek üzerinden faaliyetini sürdüren Gülen Cemaati oluşturuyor.
Zirve Üniversitesi öğretim üyesi ve Zaman gazetesi yazarı Doç Dr. Gökhan Bacık’ın Universidad Complutense de Madrid’le ilişkisini ve Casa Turca’nın organize ettiği Zaman-Today’s Zaman yazar/muhabirlerinin yer aldığı birçok akademik etkinlik de Cemaat’in üniversite ile yakın ilişkisini görmemiz için işi kolaylaştırıyor.

Bunun üzerine Casa Turca, Sports Advisers ve üniversitenin aralarındaki mesafelerin birbirlerine yakın olması, akademik çevrelerde insanların sürekli temasta bulunma geleneğiyle birleşince akla ister istemez önemli ve irdelenmesi gereken soru geliyor. Cemaat’in UEFA soruşturmasında parmağı var mı?

Erdem Egemen her yerde
Öte yandan, Galatasaray Üniversitesi mezunu Trabzonsporlu Erdem Egemen adlı bir avukatın, Belçikalı gazeteci Jan Hauspie vasıtasıyla UEFA’da daha önceden yer alan Belçikalı disiplin müfettişi-Karl Dhont- ile temas kurduğu haberi de UEFA’daki disiplin müfettişlerinin bir lobi çalışması vasıtasıyla etkilenmiş olabileceği ihtimalini ortaya çıkarıyor.

15 Mayıs tarihli bir haberde Erdem Egemen’in bazı bilgileri Trabzonspor Kulübü’nden sakladığı anlatılırken, şu cümleler özellikle dikkat çekiyor:

“Edindiğimiz bilgiye göre Trabzon kürsüsünün Trabzon’da düzenlediği son şike paneline Declan Hill ile birlikte Belçikalı gazeteci Jan Hauspie e de davetliydi. Jan Hauspie ile yazışmaları Trabzon Kürsüsü adına Erdem Egemen Bey yürütüyordu. Panel bitti, ama Erdem Bey’in Jan Hauspie ile yazışmaları devam etti. Daha sonra bir mailde Jan Hauspie, UEFA’nın Belçikalı raportörü nün kendisinin arkadaşı olduğunu, ve raporunu yazıp UEFA ya teslim ettiğini, raporun Trabzonspor’un tezlerini doğrulayan, FB’nin aleyhine olacak bir rapor olduğunu, fakat UEFA’nın vereceği karardan emin olmadığını kendisine söylediğini Erdem Bey’e yazdı.”

Diğer yandan, Erdem Egemen ve çevresinin blok halinde Hacıosmanoğlu’na oy verdiklerinin teyidi Twitter yazışmalarında gözden kaçmıyor.

Neye göre ceza verecekler?
Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu kararı “şike yoktur” şeklinde. Özel Yetkili Mahkeme’den çıkan karar ise henüz Yargıtay aşamasında olması nedeniyle hukuken kullanılamaz. Geriye İlhan Helvacı zamanında ilk yazılan etik kurulu raporu ve Erdem Egemen’in Avrupa’da ortalarda dolaştırdığı ve Trabzonsporlular tarafından yazılmış dosya kalıyor. Anayasa’nın 59. maddesine göre spor hukukumuzdaki en yüksek yargı kurumu olan Tahkim Kurulu kararının bağlayıcılığını tartışabilecek başka belge de bulunmuyor.

Ayrıca 2005-2013 yılları arasında Galatasaray Üniversite’sinde eğitimini yapan TFF Baş Hukuk Müşaviri ve aynı İspanyol müfettiş gibi Ocak 2013’te UEFA disiplin müfettişliği görevine başlayan Faruk Baştürk’ün, 2005-20007 yılları arası Erdem Egemen ile aynı bölümde araştırma asistanı olarak çalışmakta olduğu göze çarpıyor. Bu nedenle “taraftarların aklına temas ve/veya dostlukları olmuş mudur” sorusu geliyor.

‘Ceza alacak’ derken?
Sarı lacivertli taraftarlar, hiç bir kuruma güvenin kalmadığı bu dönemde haklı olarak “son haftalarda Galatasaray Başkanı Ünal Aysal ile Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun ‘Fenerbahçe ceza alacak’ açıklamalarının kaynağında UEFA disiplin müfettişleriyle kurulan temasların rolü var mıdır” sorusunu soruyor.

Soruların cevabını verecek kurumlar ve şahıslar ortada olsa da futbolun olağanca kirliliğinde cevapsız kalacak bir başka kirli ilişki ile karşılaşmış durumda olduğumuzu söylemeliyiz.