"Neden şimdi" sorusuna yanıt bulunamıyor

Şike soruşturması devam ederken, “neden şimdi” sorusuna net bir yanıt verilemiyor. Ancak soruşturmanın neden şimdi yapıldığına cevap olabilecek gerçekler de es geçiliyor.

Pazar gününden itibaren şike, teşvik primi ve organize suç başlıklarında yürütülen soruşturma gündemi kilitlemiş durumda. Kamuoyu, gizli yürütülen, ancak birçok belgenin yayınlandığı soruşturmaya dair bilgi bombardımanına tutuluyor. Türkiye futbol kamuoyunun önemli isimleri Aziz Yıldırım, Bülent Uygun'un gözaltına alınmasının şoku yaşanıyor... Sporda şike, teşvik pirimi ve mafya örgütlenmelerinin varlığından kimse şüphe etmiyor, ancak tüm çevreler neden soruşturmanın 3 Temmuz günü başlatıldığına cevap arıyor. Hala verilmiş bir cevap yok. Öte yandan, bu sorulara cevap aranırken spor endüstrisinin, Türkiye’de son yıllarda yaşanan siyasi ve toplumsal dönüşümlerle ilişkisine odaklanılmıyor.

Bahis yeni dönemde oyunun nasıl oynanacağını belirleyecek
Spor Toto daha önce yasak olan bahis oyunlarının büyüyen pazarına el atarak yılda 8 milyar dolarla dünyada resmi bahis piyasalarında üçüncü duruma gelmesi daha önce soL’da değerlendirildi. 2008 yılında ise Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında “Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun”da değişiklik yapıldı ve “Spor Müsabakalarına Dayalı Sabit İhtimalli ve Müşterek Bahis Oyunlarının Özel Hukuk Tüzel Kişilerine Yaptırılması Hakkında Kanun” kabul edilerek bahis pazarı yeniden düzenlendi. Buna göre yurtdışında yer alan ve Türkiye’den erişimi sağlanan yabancı bahis şirketlerinde bahis oynayanlara hapis ve para cezası uygulanıyor.

Buradan bakıldığında spor endüstrisinin üzerine kurulu yapı olan bahis piyasasının Gençlik Spor Genel Müdürlüğü’ne bağlı Spor Toto Teşkilatı tarafından denetlenir ve yönlendirilir hale gelmesiyle, kurulu düzen yavaş yavaş yeni bir hal almaya başlıyordu. Spor Toto, geçen senenin verilerine göre 8 milyar dolarlık bahis piyasasındaki hakimiyetinin yanında Başbakan’ın desteği ve yönlendirmesiyle Türkiye’deki profesyonel futbol liglerinin isim hakkını Digitürk’ten 25 milyon dolar karşılığında satın aldı. AKP döneminde devletin spor kurumlarındaki varlığı, yapılan yatırımlar spor piyasanın denetiminin de hükümetten sorulacağının açık kanıtıydı.

Spor Toto'nun ağırlığının artmasından bu yana gerek spor camiasında gerekse Türkiye siyasetinde önemli gelişmeler yaşandı. O zamandan bugüne Federasyon, Merkez Hakem Kurulu değişti ve Türkiye’de genel seçimler yapıldı. Ergenekon ve Balyoz davaları sürerken şike soruşturmasıyla Türkiye yeni bir “dava” sürecine girdi. Türkiye’de spor alanında eşine rastlanmayan şike operasyonu ile yer yerinden oynadı. Kamuoyunda soruşturma, sporda adaletin yerini bulması için gerekli bir adım olarak değerlendirilirken, soruşturmanın meşruluğu adaletin tecellisi olarak kanıksanmaya başlandı bile.

Soruşturmanın ilk verileri ve basındaki haberler, şike ve teşvik sürecinin polis tarafından nasıl takip altına alındığına yoğunlaşıyor. Konunun hükümete yakın kalemler tarafından ele alınış biçimi ise, soruşturma sürecinin ve sonucunun, "AKP adaletini" göstereceği yönünde.

Yandaş medya açıkca söyledi: AKP geliyor!
Hükümet yanlısı kalemler, Ergenekon davasıyla belirlenen siyasi ve ideolojik hatla aynı düzlemde ele aldıkları şike olayında, AKP hükümetinin seçimlerin ardından yeni döneme daha güçlü girdiğini, şike soruşturmasının da bu sürecin en önemli adımı olduğunu yazıyorlar. Zaman yazarı Hüseyin Gülerce bugünkü yazısında soruşturmanın neden bugün yapıldığını şöyle cevaplıyor:

“Pekiyi şimdi ne oldu da, futbolda da, "dokunulmaz" denilenlere dokunuluyor, girilemez denilen alanlara giriliyor? Çünkü Ergenekon ve Balyoz davaları gösterdi ki, bu ülkede artık dokunulmazlar kalmadı. Görevdeki orgeneral rütbeli komutanların tutuklandığı bir Türkiye'de, futbolun ağalarına da dokunmanın yolu açıldı. Çünkü hükümet yeni Türkiye için büyük onay aldı.”

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın eski, Eyüp Can yönetimindeki yeni Radikal’in yandaş kalemi Akif Beki ise, kimsenin kanunların üstünde olmadığını iddia ederek “bu devirde kimse dokunulmaz değil. Spor dünyasını hallaç pamuğu gibi darmadağın eden şike operasyonu, güçlü bir ihtar içeriyor. Bir tek futbolun karar verici patronları kalmıştı dokunulmadık, onlar da ayaklarını denk alacaktır bundan böyle” diyor.

Fehmi Koru ise spor piyasasının şike davasıyla yeniden düzenlenmesini ele aldığı yazısında, soruşturma sürecini “kuralları yeniden koymak” diye nitelendiriyor:

“Siyasete kurallar geldi, iktidar da ülkeyi kurallar ülkesi haline getirmede kararlı görünüyor... Siyasette 'şike' yapmaya kalkışanlarla mücadeleyi başarıyla sürdüren yargının, siyasete bakan yüzü de bulunan futbolda da kurallar hâkimiyetini sağlamak için kolları sıvadığını görüyoruz.”

Fenerbahçe’nin küme düşmesi “en radikal” karar mı?
Koru, ayrıca futbol “piyasasının” yeniden düzenlenmesi sürecindeki toplumsal bilince de gönderme yapıyor ve en koyu taraftarın bile, "Futbolun üzerindeki gölge kalkacaksa, alınacak en radikal karara bile varım" noktasına geldiğini söylüyor. Soruşturmayla Fenerbahçe’nin küme düşmesi, piyasanın değer kaybetmesi-kazanması, yayın gelirleri ve hakkı gibi tartışmalar “kuralların yeniden koyulmasıyla” anlaşılabilir gelişmeler olarak görülüyor. Hükümetin seçimler sonrasındaki spor hamlesi, inşaat patronu Aziz Yıldırım’ı ve “Asker Bülent”i silecek kadar keskin. Koru, gözaltına alınan Yıldırım ve Uygun’u “Kimi kulüp askerle kimi de istihbarat örgütüyle yakınlık kurmuş” tabirleriyle değerlendiriyor.

İktidar'a göre “Balyoz Operasyonu” soruşturmasında gözaltına alınan askerlerle şike soruşturmasında gözaltına alınan isimler arasında bir fark yok ve hatta “AKP adaletinin” prestiji için şike soruşturmasının toplumdaki algısı bugün çok daha önemli...

Emrah Kartal (soL)