Direniş deplasman yasağını kaldırıyor

Haziran Direnişi’nde yakalanan dostluk havası devam ediyor. Oynanacak karşılaşmalarda taraftarlar arasında sıkıntı yaşanmazsa, deplasman yasakları kaldırılacak. Birlikte oturarak maçı izlemeyi teklif eden taraftarlar yasağın direnişten sonra daha da anlamsızlaştığı görüşünde.

Cenk Alaçam - soL
Süper Kupa karşılaşması sonrası Kayseri’de, İstiklal Caddesi’nde, Kadıköy’de hiç sıkıntı yaşanmaması, yetkilileri de hareket etmeye zorladı. Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor ve Bursaspor arasındaki maçlarda deplasmana taraftar götürme yasağının kaldırılması gündeme gel-di. Hatırlanacağı üzere, Haziran Direnişi’nde omuz omuza faşizme karşı barikatların arkasında direnen taraftarlar, Süper Kupa karşılaşması öncesinde, karşılaşmayı birlikte takip etme çağrısı da yapmıştı. Direnişin bir sonucu olarak esen dostluk rüzgarları deplasman yasağını da kaldıracak gibi gözüküyor.

Kulislerde konuşulanlara göre sezon içerisinde dostluk ortamının sürmesi halinde deplasmana taraftar götürmeme politikası sona erecek. Hali hazırda, kulüp yönetimleri bu yasaklara karşı çıkıyordu. Şiddet olaylarının yaşanmaması, Gençlik ve Spor Bakanlığını zora sokmuş durumda. Yasakların devam etmesi, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile karşılaşmanın oynanacağı il valisi tasarufundaydı. Köşeye sıkışan iktidar organları, çareyi bu kararı almayı ertelemekte buldu. Karar, sezonun ilk üç haftasında olay yaşanmaması durumunda geçerli olacak.

Deplasman taraftarlarına ayrılan kontenjanın da artırılması gündemde. Şuan yüzde 5 olarak uygulanan kontenjanın takımların anlaşması durumunda artırılacağı belirtiliyor.

‘Sloganları da mı belirleyeceksiniz?’
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Recep Tayyip Erdoğan Stadı’yla ilgili imzalanan protokolün AKP’ye yönelik olumsuz bir sloganın cezalandırılacağını anlamına geldiğini söyleyerek, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’a “Bakanlığınız bünyesinde maçlarda taraftarlarca atılacak sloganları belirleme gibi bir çalışma yapılmakta mıdır” diye sordu.

Tanrıkulu, Suat Kılıç tarafından yazılı olarak yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi verdi. Süper Lig başlamadan önce statlarda uygulanmak üzere yapılması gündemde olan yeni düzenlemelerin toplumda tartışma yarattığını ifade eden Tanrıkulu, “Bu düzenlemelerin hukuki gerekçelere dayanmaması da hayata geçirilecek uygulamaların keyfi uygulamalar olduğunu ortaya koymaktadır” dedi. Tanrıkulu Bakan Kılıç’a şu soruları yöneltti:

“Bahse konu olan stat vatandaşların vergileri üzerinden mi yoksa partinizin bütçesi üzerinden mi yapılmıştır? Vatandaşın vergileriyle hizmet veren bir stadın bir siyasi odağın menfaati üzerine kullanılması sizce doğru mudur? İmzalanan protokolde ne tür sloganlar cezalandırılacaktır?

“Recep Tayyip Erdoğan stadında maç izlemek için partiniz veya Bakanlar Kurulunuza mensup birinin gitmesi durumunda kişiye özel destek sloganlarının atılırsa, bu sloganlarda siyasi propaganda sayılacak ve imzalanan protokol iptal edilecek midir? Protokol iptali sadece eleştiri sloganlarını mı kapsamaktadır?

“Bakanlığınız bünyesinde maçlarda taraftarlarca atılacak sloganları belirleme gibi bir çalışma yapılmakta mıdır?”

‘Bedelden kasıt nedir?’
Tanrıkulu, soru önergesinde Bakan Kılıç’a “Gezi’yi tribünlere taşıyan bedelini öder” şeklinde basına yansıyan açıklamalarını da sordu. Tanrıkulu’nun soruları şöyle devam etti: “Statlarda özel güvenlik personeli yerine güvenlik güçleri personellerinin görevlendirilmesi gereği hangi şartlar doğrultusunda ortaya çıkmıştır?

“Statlarda güvenlik güçleri, özel güvenlik personelinden farklı ne tür çalışmalar yapacaklardır?

“Süper Kupa müsabakası öncesinde ‘Gezi’yi tribünlere taşıyan bedelini öder’ açıklaması basında iddia edildiği gibi size mi aittir? Söz konusu açıklama sizin tarafınızdan gerçekleştirildiyse açıklamanızda ki kasıt nedir? ‘Bedel’ sözcüğünden kasıt nedir? Sportif anlamda bir cezalandırma ise bu cezalandırmayı hangi yetki ve hangi hukuki gerekçelere dayandırarak gerçekleştireceksiniz? Açıklamanız doğrudan siyasi olarak spora müdahale değil midir?

“Siyasi müdahalelerle ilgili, UEFA ve FİFA tarafından verilen herhangi bir uyarı var mıdır? Varsa tarihleri ve uyarıya neden olan olay nedir?

“Sportif anlamda cezalar özerk yapılara sahip olan federasyonlarca mı yoksa kabinenizin belirlediği kıstaslara göre mi verilmektedir?”