YÖK içeride, akademisyenler ve öğrenciler eylemdeydi

YÖK tarafından Cumhurbaşkanı Gül’ün himayesinde düzenlenen Yükseköğretim Kongresi Swiss Otel’de toplanırken, akademisyenler ve öğrenciler sermayenin-AKP’nin himayesini kabul etmediklerini düzenledikleri eylemle bir kez daha ilan ettiler.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “himayesinde” düzenlenen Uluslararası Yükseköğretim Kongresi’ni protesto etmek isteyen akademisyenler ve öğrenciler polis barikatı ile durduruldular. Eylem yapan grup sermaye-AKP himayesini kabul etmeyeceklerini kaydederken, yapılan basın açıklamalarının ardından bazı öğrenci grupları Swiss Otel’e yürümek isterken, polisin gazlı-tazyikli su müdahalesi ile karşılaştılar. Polisin attığı gaz bombaları nedeniyle Dolmabahçe’ye kadar yoğun gaz bulutu ortalığı kapladı.

Bugün sabah saatlerinde Dolmabahçe’de buluşan Eğitim-Sen İstanbul 6 No’lu Üniversiteler Şubesi ve Üniversite Konseyleri Derneği üyesi akademisyenler, Gençlik Muhalefeti, TKP’li Öğrenciler ve Öğrenci Kollektifleri üyeleri Swiss Otel yakınında bulunan parkta açıklama yapmak üzere yürüyüşe geçtiler. Genç Sen üyesi öğrenciler de bu grubun öncesinde Dolmabahçe’den otele doğru yürüyüşe geçti.

Yapılan basın açıklamasının ve polis saldırısının fotoğrafları soLkadraj'da.

"Sermaye defol, üniversiteler bizimdir", “AKP defol, üniversiteler bizimdir", “Üniversitede himaye istemiyoruz”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganları ile, “Şirketleşmeye, Baskılara, Kadrolaşmaya Hayır! Parasız, Özgür, Demokratik Üniversite” pankartı ile İnönü Stadı’ndan yukarıya yürüyen akademisyenler ve öğrenciler, Kadırgalar Caddesi’nin Maçka girişinde polis barikatıyla durduruldu. Burada emniyet güçleri ile uzun süre görüşmeler sürerken, grup Yükseköğretim Kongresi’nin yapıldığı Swiss Otel’e bakan parkta basın açıklaması yapmak istedi. Görüşmeler sırasında emniyet yetkililleri yukarıdan kesin talimat geldiğini ve Swiss Otel’e kimsenin yakınlaştırılmayacağını ifade ederken, görüşmelerden sonuç alınamadı. Bunun üzerine, gruplar duruma tepki göstererek basın açıklamasını polis barikatının önünde yaptı.
Burada Eğitim-Sen 6 No’lu İstanbul Üniversiteler Şubesi Başkanı öğretim üyesi İsmet Akça ilk açıklamayı yaparken, sonra da öğrenci grupları açıklama yaptı.

“Kongre de oyunun bir parçası”
Akça yaptığı açıklamada, üniversitenin gerçek bileşenleri akademisyenlerin, üniversite çalışanlarının ve öğrencilerin önünün polis barikatıyla kesilmek istenmesine tepki gösterirken sonrasında basın açıklamasının okudu. Basının da büyük ilgi gösterdiği açıklamada Akça, “Seçim sonrasında Yükseköğretim Kanunu’nu değiştireceğini açıkça ilan eden AKP iktidarı, bir yandan otoriterleşmeyi ve dinci-muhafazakârlaşmayı derinleştirirken, temel olarak da yükseköğretim alanını neoliberal kapitalizmin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden şekillendirmeye hazırlanıyor” dedi. Bu hazırlık sürecinde yapılan toplantılara da değinilen açıklamada Akça, “YÖK’ün merkeziyetçi, bürokratik yapısını dönüştürme iddiası üzerinden sahte muhalifçilik oynayan tüm bu kesimler aslında üniversiteleri kati bir biçimde sermayenin ve onun siyasal temsilcilerinin boyunduruğu altına sokmayı hedefliyor” şeklinde konuştu. YÖK’ün, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “himayesinde” gerçekleştirilen Uluslararası Yükseköğretim Kongresi’nin bu oyunun parçası olduğuna dikkat çeken Akça sözlerini şöyle sürdürdü: “Hem YÖK’ün açıkladığı yeniden yapılanmanın temel prensipleri hem de içerideki tek sesin piyasa tanrısına tapınanlara ait olduğu bu tek sesli kongre yükseköğretimin sorunlarının eğitimin metalaşması, özelleştirme, üniversitelerin şirketleşmesi, sermayenin ihtiyaçlarının gözetilmesi, sermayenin yönetime ortak edilmesi ve güvencesizleştirme-taşeronlaştırma çerçevesinde ele alındığını gösteriyor.”

“YÖK-Rektörlük-Belediye triosu Hamzaoğlu’nu cezalandırmak istiyor”
Akça yaptığı açıklamada, yükseköğretimin neoliberal yeniden yapılandırılma çalışmalarının bir yandan da otoriter ve dinci-muhafazakâr politikalarla ele ele gittiğine vurgu yaparken, üniversitelerin asayiş mantığıyla zapturapt altına alınmasına, üniversitelerdeki özel güvenlik ve polislere, rektörlerin atanmasına, üniversitelerdeki kadrolaşma uygulamalarına dikkat çekti. Akça yaptığı açıklamada, toplumcu bilim insanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’na ceza verilmek istenmesine değinirken, “Hamzaoğlu, Dilovası’ında organize sanayi bölgesinin insan sağlığı ve hayatını nasıl tehdit ettiğini sergileyen bilimsel çalışmalar yaptığı için YÖK-Rektörlük-Belediye triosunun çabalarıyla hem idari soruşturmaya hem de cezai soruşturmaya maruz bırakılmıştır” dedi.

“Her üniversitede YÖK yaratmak istiyorlar”
“AKP iktidarının ve neoliberal reformcuların YÖK’ü gerçekten kaldırmak değil YÖK’leri çoğaltmak, her üniversitede bir YÖK yaratmak” istediğine dikkat çekilen açıklama “Kamusal-özgür-bilimsel-demokratik üniversite talebini savunmak ve üniversiteyi üniversite olmaktan çıkaracak saldırılara karşı koymak üzere önümüzdeki dönemde başta tüm üniversite bileşenleri olmak üzere tüm emek ve demokrasi güçlerini ortak mücadeleye davet ediyoruz” ifadeleriyle son buldu.

Öğrenciler Üniversite Konferansı’nı hatırlattılar
Eğitim Sen’in yaptığı açıklamanın ardından, Gençlik Muhalefeti, TKP’li Öğrenciler ve Öğrenci Kollektifleri grupları adına da ortak bir açıklama yapılırken, yapılan kongrenin meşru olmadığını, Swiss Otel’de AKP’nin ve sermayenin temsilcilerinin toplandığını ifade ettiler. Öğrenciler daha önce başka öğrenci gruplarıyla da birlikte Ocak ayı başında düzenledikleri Üniversite Konferansı sonuç bildirgesini de basın mensuplarına dağıtırlarken, AKP’nin ve sermayenin üniversitelerine müdahalelerine yönelik olarak mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladılar. Daha sonra aralarında Ekim Gençliği, YDG, DÖG, Tüm-İGD, Devrimci Anarşist İnsiyatif ve Söz dergisi gibi grupların bulunduğu öğrenciler ve Genç Sen’li öğrenciler debir açıklama yaparak sorunlarına ve taleplerine yer vererek kongrenin meşru olmadığını kaydettiler.

Polis ortalığı gaza boğdu
Yapılan açıklamaların hemen ardından bir grup öğrenci taleplerini iletmek üzerine Swiss Otel önüne yürümek isterken, bu sırada emniyet kuvvetleri gaz bombaları, panzerden sıktıkları tazyikli su ile öğrencilere müdahele ettiler. Sert müdaheleyle birlikte, açıklama yapılan yerden Dolmabahçe’ye kadar yoğun bir gaz bulutu ortalığı kapladı. Müdaheleyle birlikte eyleme katılan bütün akademisyenler, üniversite emekçileri ve öğrenciler atılan gaz bombaları ile yürümekte zorlanırken, Dolmabahçe’ye doğru dağılmaya çalıştılar. Bu sırada Dolmabahçe’ye inildiğinde Kabataş yönüne doğru gitmek isteyen öğrencilere bir kez daha müdahale eden polis, açıklama yapılan yerden Dolmabahçe’ye kadar gaz bombası atmaya ve tazyikli su sıkmaya devam etti. Kabataş’ta ki müdahele sırasında 10 öğrenci sert müdahaleyle kelepçelenerek göz altına alınırken, bu sırada Dolmabahçe’de bulunan turistler ve ilköğretim öğrencileri, yoldan geçmekte olan otobüslerdeki ve özel araçlardaki vatandaşlarda gazın etkisiyle zor anlar yaşadı. Bazı akademisyenler, üniversite emekçileri, öğrenciler ve vatandaşlar yoğun gazdan dolayı fenalaştılar.

(soL - İstanbul)