Üniversite Konferansı için hazırlıklar tamamlanıyor

Gençlik örgütleri, akademisyen dernekleri ve eğitim emekçilerinin girişimiyle yola çıkan Üniversite Konferansı, 7 Ocak Cuma günü İstanbul'da gerçekleşecek. Son hazırlıkları yapılan konferansa Türkiye'nin dört bir yanından öğrenciler ve akademisyenler büyük ilgi gösteriyor.

Üniversite Konferansı, Tayyip Erdoğan'ın Dolmabahçe'de gerçekleştirdiği rektörler ile buluşmalarının ardından, üniversitelerin temel sorunlarının üniversite bileşenleri tarafından ele alınması ve çözümlerin üretilmesi ihtiyacı sonucu ortaya çıktı. Emek Gençliği, Genç-Sen, Gençlik Muhalefeti, Öğrenci Kolektifleri ve Türkiye Komünist Partili Öğrenciler tarafından fikri düzeyde ortaya atılan Konferans, Üniversite Konseyleri Derneği, Öğretim Üyeleri Derneği ve Eğitim-Sen tarafından da desteklenerek çalışmalarına somut olarak başladı.

Üniversite Konferansı'nın, Tayyip Erdoğan'ın Ocak ayı başında yapacağı duyurulan ancak ne zaman gerçekleşeceği henüz netleşmeyen “Başbakan-Öğrenciler” buluşmasının karşısında, gerçek bir üniversite temsiliyetiyle toplanacak bir “tartışma platformu” olması da düşünüldü. Tayyip Erdoğan'ın toplantısına henüz kimlerin çağrılacağı netleşmedi ancak Üniversite Konferansı üniversite bileşenlerinin büyüyen desteğiyle, bahsedilen toplantının meşruiyetini sarsacağa benziyor.

Konferansı engelleme çabaları
Üniversite Konferansı'nın, konferans katılımcısı olacak kulüplerden birisinin girişimiyle 5 Ocak günü (bugün) Boğaziçi Üniversitesi'nde düzenlenmesi düşünülüyordu. Ancak, Boğaziçi Üniversitesi yönetiminin Konferans'ın okulda gerçekleşmesine izin verilmeyeceğini ilan etmesinin üzerine Hazırlık Komitesi konferans tarihini 7 Ocak, konferans salonunu ise Beşiktaş Akatlar'daki Mustafa Kemal Merkezi olarak belirledi.

Boğaziçi Üniversitesi, geçen aylarda öğrencilere dönük polis şiddeti ile gündeme gelmesinin ardından, akademisyenlerin hükümete tavır alan bir bildiri yayınlamalarıyla birlikte hükümetin çeşitli yollarla baskısına maruz kalmıştı. Öğretim üyeleri için yapılması düşünülen lojmanların yapımı ile ilgili sorunların çözülmemesi ile tehdit edilen üniversite yönetimi, AKP korkusunun bir sonucu olarak Konferans'ın üniversitede düzenlenmesini reddetti. Üniversite Konferansı önüne çıkarılmaya çalışılan bu engeli, yeni bir tarihte ve daha büyük bir salonda toplanarak aşacak.

Konferansın “arkasında” kimler var?
Üniversite Konferansı, AKP sözcülerinin öğrencilere dönük yalanlarından birisi olan “öğrencilerin arkasında karanlık güçler var” iddiasını da çürütecek bir temsiliyete ulaştı. Konferans'ın düzenleyici kurumları dışında, sayısı her geçen gün artan destekleyenler listesi dikkat çekiyor. Çeşitli sendika konfederasyonlarından, öğrenci kulüplerine, dergi çevrelerinden, Atanamayan Öğretmenler Platformu'na kadar, üniversitelerle bağı olan çok geniş bir temsiliyet Konferans'a katkı koyuyor.

Üniversitelerin sosyal yaşamında etkin bir rolü olan çok sayıda öğrenci kulübü, Konferans'a destek vereceğini açıklamış durumda. Konferans'ın internet sitesinde yaklaşık elli kulübün katkısı, çeşitli gençlik örgütlerinin desteği görülebiliyor. Konferansa destek verenler arasında Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve SES gibi sendikal yapılar da var.

Öğrenciler “söz sırası bizde” diyorlar...
Konferansı gerçekleştiren gençlik örgütlerinin temsilcilerinin çeşitli kanallarla yaptıkları açıklamalarda, üniversitelere ilişkin tartışmaların dışında bırakılan öğrencilerin “söz sırası bizde” demeleri için bir fırsat yaratıldığı söyleniyordu. Konferans'ın internet sitesine bugüne kadar asılan tebliğler öğrencilerin “söz söylemek” üzere yoğun bir ilgi gösterdiklerini ortaya koyuyor.

Konferansa katkı sunmanın bir yolu olarak öğrencilere, akademisyenlere ve üniversite çalışanlarına yaklaşık iki hafta önce yapılan bir çağrı ile tebliğ sunmaları istenmişti. 5 adet konu başlığı etrafında, üniversitenin sorunlarından birini ya da birkaçını ele alacak şekilde hazırlanan tebliğlerin büyük bölümünün içeriğine, Konferans'ın internet sitesinden ulaşılabiliyor.

Hali hazırda yayınlanmış olan onlarca tebliğ, Tayyip Erdoğan'ın öğrenciler için attığı “bozgunculuk” ve “fikir sahibi olmamak” gibi iftiraları çürütecek nitelikte. Tebliğlerde, “Üniversite nedir, Üniversiteyi kim yönetiyor, YÖK'e neden karşıyız, Eğitimin paralılaştırılması ne gibi sorunlar doğuruyor, Mezunları neler bekliyor?” gibi sorulara cevaplar veriliyor ve çözüm önerileri sunuluyor. Hazırlık Komitesi üyeleri Neval Kösedağı ve Erçin Fırat son durumu ve konferansa yönelik ilgiyi değerlendirdi:

Neval Kösedağı: Boğaziçi Üniversitesi yönetiminin salona izin vermemesi çok küçük bir sekteye uğradı hazırlıklarımız. Tarihi değiştirmek durumunda kaldık. Çok şaşırmadığımız bir durum “demokrasi” yalanlarının havada uçuştuğu şu aralar, “demokrasi kalesi” Boğaziçi de şaşırtmadı bizi. Birilerini, bir yerleri rahatsız ettiğimiz ortada. Ama önemli olan, yapmak istediğimizi hayata geçirmek. Üniversiteli arkadaşlarımızın ilgisi çok büyük. Tüm Türkiye üniversitelerinden tebliğler geliyor. Tüm üniversitelerde, açtığımız “Üniversite Konferansı” stantları ve afişleriyle yaygın duyurusu yapılıyor. Kısacası üniversite sözünü söylemek için gün sayıyor.

Erçin Fırat: Konferans çalışmaları genel olarak iyi gidiyor. Boğaziçi Üniversitesi "özgürlükçü" olarak bilinen bir üniversitedir ancak akademik ve siyasi yönü güçlü olan bu konferansın "yapılamayacağını" söylemeleri aslında özgürlükçülüğün bile ne kadar siyasi bir içeriğe sahip olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla biz konferansımızı, lafı dolandırmadan "bugünkü gidişatın karşısında", yani siyasi bir çizgi etrafında organize ettiğimizi söyledik. Okul yönetiminin tavrını da, "konferans düzenlemek için bir nedenimiz daha oldu" diyerek karşıladık. Şimdiye kadar gelen tebliğler de, bu çizgi etrafında sağlam bir üretim yapılabileceğini gösteriyor. Gelen tebliğlerin içeriğini oldukça doyurucu buluyoruz. Konferans çalışmaları da genel olarak beklenen ilginin üzerinde bir destek gördü. Şimdi geriye Cuma günü iyi bir toplantı geçirip, sonrasında üniversite bileşenleri olarak arkasında duracağımız bir sonuca varmak kalıyor. Üniversite Konferansı'nın birçok açıdan tarihi bir girişim olarak tarihteki yerini alacağını ve birçok yeni gelişmeye kapı aralayacağını düşünüyoruz.

Konferans günü neler olacak?
7 Ocak Cuma günü, saat 13.00'dan itibaren salona girişler gerçekleşecek. Çok sayıda öğrencinin katılımının beklendiği salonun girişinde kayıtlar alınacak ve ardından Saat 14.00'da Konferans'ın açılışı yapılacak. Yapılacak açılış konuşmasının ardından Tebliğ sunumlarına geçilecek.

Konferans'ın ana bölümü olan Tebliğ sunumları iki parça halinde yapılacak. İlk sunumların ardından katkıların da alınmasıyla birlikte, bir yemek arası verilecek. Tebliğ sunumlarının ikinci bölümünün de gerçekleşmesinin ardından, katkı sunmak isteyenlerin söz alacağı bir bölüm daha gerçekleşecek. Düzenleyici kurumların konuşmalarının ardından Konferans akşam saatlerinde sona erecek.

Konferansa gönderilen tebliğlerden, aynı içeriğe sahip olmayan belirli sayıdaki tebliğ Hazırlık Komitesi tarafından belirlenecek ve sahipleri tarafından Konferans'ta sunulacak. Tebliğ sunumlarının ardından gerçekleşecek olan Katkı bölümü için de, Konferans sırasında dağıtılacak olan formlar kullanılacak. Katkı koymak isteyenler, dolduracakları formlar aracılığıyla, söz alma isteklerini Divan'a bildirebilecek.

Üniversitelerin temel bileşenlerinden birisi olan akademisyenlerin de Konferans'ta temsil edilebilmeleri için düzenleyici kurumlar tarafından yoğun bir faaliyet yürütülüyor. Konferansa tebliğ gönderen akademisyenler olduğu gibi, tebliğ göndermeden de Konferans'a katılınması doğrultusunda akademisyenlere davetiyeler gönderiliyor. Bunun yanı sıra, aydın, sanatçı ve gazetecilerin de Konferans'a katılımı için çalışmalar yürütülüyor.

Üniversitelerin ufku açılacak
Konferans'tan ileri vadede beklenenler, AKP'nin akademiye ve üniversitelere dönük olarak attığı adımların karşısında, üniversite bileşenlerinin bir mücadele çizgisi oluşturmaları üzerinden kurgulanıyor. Konferans'a bir şekilde katkı koyan bütün kesimlerin ortak bir çizgi etrafında çeşitli şekillerde bir araya gelmesinin ve belki daha de daha önemlisi, Konferans aracılığıyla ortaya bir mücadele programı çıkartılmasının temel hedefler olduğu söylenebilir.

Üniversite Konferansı sonucunda ortaya çıkması öngörülen program, Konferans'ta tartışılan konuların bir “Sonuç Deklarasyonu” haline getirilmesi ile gerçekleşecek. Ortak deklarasyon, üniversitelerde geniş kesimlerin talep ve ihtiyaçlarını yansıtacak bir düzlem sunacak.

Konferansı düzenleyen kurumların öngörüsü, Konferans sonrasındaki haftalarda, sonuç olarak ortaya çıkacak olan deklerasyonun bütün Türkiye genelinde tartışılması ve bütün üniversitelere ulaştırılması yönünde. Konferans süreci hakkındaki ayrıntılı bilgilere ve şimdiye kadar yayınlanmış olan tebliğlere www.universitekonferansi.org adresinden ulaşmak mümkün.

(soL - Haber Merkezi)