TEKEL ve itfaiye işçileri Boğaziçi Üniversitesi’ndeydi

Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen bir panele katılan TEKEL ve itfaiye işçisi direnişleri, mücadelelerinin geleceğini üniversite emekçileri ve öğrencilerler konuştular.

Eğitim Sen Boğaziçi Üniversitesi Temsilciliği, üniversitede düzenlediği bir panelde TEKEL direnişi işçisi Mehmet İnan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Hizmetleri direnişi işçisi Serkan Yıldırım ve Birleşik Metal-İş Sendikası Uluslararası İlişkiler Uzmanı Gaye Yılmaz’ı konuk etti. TEKEL işçisi İnan ve itfaiye işçisi Yıldırım mücadelelerine ilişkin ayrıntıları toplantıya katılan emekçiler ve öğrencilerle paylaşırken, mücadelelerinin kararlılıkla süreceğini vurguladılar.

Eğitim Sen Boğaziçi Üniversitesi Temsilciliği, üniverstideki sendika odasında Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı Fatma Gök’ün moderatörlüğünde, “İşçiler yan gelip yatıyor mu?” temasıyla, “TEKEL ve İtfaiye İşçileri Direnişi: Özelleştirme, Taşeronlaşma ve Geleceğimiz” başlıklı bir panel düzenledi.

Düzenlenen panelde ilk sözü alan Birleşik Metal-İş Sendikası Uluslararası İlişkiler Uzmanı Yılmaz, asıl olarak mücadeleden gelen arkadaşların yaşadıklarını anlatmasını daha önemli bulduğunu ve dolayısıyla kısa bir aktarımda bulunup sözü TEKEL işçisi ve İtfaiye işçisine bırakacağını dile getirdi. Yılmaz yaptığı konuşmada, 90’lı yıllardan bugüne özelleştirme sürecinde Türkiye ve dünyadaki sendikaların bugüne kadar aldıkları pozisyonlara eleştirel bir yaklaşım sundu. Yılmaz özelleştirmelere dair problemlerin yanı sıra kamu-özel işbirliği projeleri üzerinden mülkiyeti devlette kalmak üzere pek çok devlet işletmesinin de ticarileştiğini ve metalaştığını söylerken bunun en çok da eğitim, sağlık gibi hizmetler alanında görüldüğünü vurguladı. Yılmaz günümüzde emekçi sınıflara yönelik yapılan saldırılara karşı geliştirilen direnişlerin yalnızlaştırılmasına değinirken, bunun kolektif sınıfsal yanıtların üretilememesine neden olduğunu ifade etti.

“Hep sıranın bize gelmesini beklemişiz”
Yılmaz’ın ardından sözü alan TEKEL işçisi İnan, TEKEL işçisinin verdiği kararlı mücadelenin sürdüğünü kaydederken, “TEKEL işçisinin Ankara’daki eyleminde polisin sert müdahelesi işçileri daha da kenetledi. Şimdi bu saldırıyı yapanlar pişmanlık duyuyorlardır” dedi. İnan işçilerin kararlı direnişi sonucunda Türk-İş’in de işçiye sahip çıkmak zorunda kaldığını ifade ederken, “Ankara halkının, toplumun büyük desteği var. Ama şimdi diyorum ki, biz işçiler, özelleştirmeler olurken uyumuşuz. O zaman uyanmış olsaydık, işler buraya kadar gelmek zorunda kalmazdı. Hep sıranın bize gelmesini beklemişiz. TEKEL işçilerinin mücadelesi hepimizin mücadelesi, bunu anlamamız gerekiyor” dedi. İnan, TEKEL işçilerinin 15 Ocak’ta Ankara’ya akacağını söylerken, “Sınıf mücadelesi için Ankara’da buluşuyoruz. 16 Ocak’tan sonra final haftası. Finalin sonrasında, emekçiler kazanacak” şeklinde konuştu. İnan, tüm işçilere seslenerek mücadeleden korkulmaması gerektiğini söylerken sözlerini şöyle sürdürdü: “Polis saldıracakmış, işkence yapacaklarmış. En büyük işkence zaten, ekmeğin, aşın, onurun elden gitmesi değil mi?”
TEKEL işçisi İnan’ın Ankara’da yaşanan mücadeleye, paylaşıma ve dayanışmaya ilişkin anlattıkları paneli izleyenleri de duygulandırırken, İnan mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini vurguladı.

“İtfaiyeci kadrosuz, hizmet taşeron olmaz”
TEKEL işçisi İnan’ın ardından sözü İstanbul’da direnişlerini sürdüren İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Hizmetlerinden Serkan Yıldırım aldı. Yıldırım yaptığı konuşmada, kendilerinin sendikaya üye olmasıyla birlikte, çalıştıkları yerde yöneticilerin kendilerine karşı tavırlarının değiştiğini kaydederken şöyle konuştu: “Sendikaya üye olduğumuz için, bizi vatan haini ilan ettiler. Geceleri, ailemizi, eşlerimizi, annemizi, babamızı arayarak bizlerin sendikadan istifa etmemesi halinde işsiz kalacağımızı söyleyerek, onları korkuttular. Resmi araçlarla sendikaya üye olan işçileri notere götürerek sendikadan istifa etmeye zorladılar. Ancak boşuna uğraşıyorlar, mücadelemizden kesinlikle vazgeçmeyeceğiz.” İtfaiye işçisi İnan, basında itfaiye işçilerinin işsiz olmadığına ilişkin haberler çıktığını söylerken, “İşsiz değiller dense de, sendikaya üye arkadaşlarımız göreve gönderilmiyor. Belediye gitmemize engel oluyor. Gözünüzün önünde kendi eviniz yansa da gitmeyeceksiniz diyorlar. Ancak taşeron şirkete imza atarsan göreve göndereceklerini söylüyorlar.” İnan itfaiye hizmeti sunmak için ihaleyi kazanan yeni şirket hakkında da bilgi verirken, Lapis- Makro adlı şirketin ortaklarından Zekeriya Kahraman ve İsmail Karahan’ın Deniz Feneri yolsuzluğunda adlarının geçtiğini hatırlatırken, “Bu şirket hayali bir şirket, itfaiye hizmeti vermek için bir donanımı yok. Bunun anlamı bize yapılan haksızlıklar üzerinden elde edilen kaynakların Deniz Feneri’ne aktarılmasıdır” dedi. Yıldırım konuşmasında, mücadelelerine yılmadan devam edeceklerini ifade ederken, “Yangınlarda insanlar kaçar biz oraya koşarız. İtfaiyeci kadrosuz, hizmet taşeron olmaz” sözleriyle konuşmasını bitirdi. Yıldırım ayrıca, bütün yurttaşları 110 Alo İtfaiye’yi arayarak, “itfaiye işçilerinin sendika mücadelesini destekliyoruz, itfaiye işçilerinin haklarının verilmesini istiyoruz” gibi sözlerle kendilerine destek vermeye çağırdı.

Panel izleyicilerin büyük ilgisi ile izlenirken, konuşmaların ardından izleyiciler işçilere sorular yönelttiler ve düşüncelerini paylaştılar. Dinleyiciler işçilere nasıl destek olabileceklerini sorarken ve çeşitli öneriler dile getirirken, TEKEL işçisi İnan, kendilerine verilecek en büyük desteğin, eylemlerine verilecek destek olduğunu kaydetti. İnan, 15 Ocak’ta Ankara’ya hareket edeceklerini belirtirken, bu eylemlerinin çok önemli olduğunu, tüm Türkiye’den destek beklediklerini kaydetti. Büyük ilgi gören panel, konuşmacıların ve izleyicilerin birbirini alkışlaması ile sona erdi.

(soL-İstanbul)