TEKEL işçileri kararın takipçisi olacak

Konfederasyonlar beklenen "genel grev" tarihini 3 Şubat olarak belirledi. TEKEL işçileri sendikaları, hükümetin özlük haklarını koruyan bir çözüm getirmediği durumda, aldıkları kararın arkasında durmaya çağırdı.

Konfederasyonların TEKEL işçilerinin sorunlarını çözmesi için dün hükümete verdiği süre doldu. Dün akşam toplanan konfederasyonlar, beklenen grev kararını bir hafta sonraya 3 Şubat 2010 tarihine aldılar. İşçilerin iş akitlerinin feshedileceği günden sonraki bir tarihte yapılması planlanan "iş bırakma" eyleminden önce 28 Ocak Perşembe günü saat 18:00'de Başbakan Tayyip Erdoğan ile bir görüşme gerçekleştirilecek.

TEKEL işçileri, konfederasyonları eylem sürecini yaydıkları için eleştirmelerine karşın, direnişlerinin sonucunda "genel grev" kararı aldırdıkları için memnunlar. İşçiler, kararın daha erken alınmış olabileceğini vurgularken, hükümet sorunu çözmediği takdirde, sendikaları aldıkları kararın arkasında durmaları gerektiğini ifade ediyorlar.

Üretimden gelen güç bir hafta sonra kullanılacak
Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu dün toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, TEKEL işçilerinin sorununun çözülmemesi halinde işçi ve memur sendikaları konfederasyonları olarak 3 Şubat 2010'da üretimden gelen güçlerini kullanma kararı aldıklarını bildirdi.

Dün gerçekleştirilen toplantıya, Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, KESK Genel Başkanı Sami Evren ve Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Arslan katıldı. Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ise kişisel mazereti nedeniyle toplantıya katılmadı.

Toplantı sonrası yaptığı açıklamada Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu'nun sorunu masa başında çözmek için ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını vurgulaması dikkat çekti.

Öte yandan, Tek Gıda-İş Başkanı Mustafa Türkel ise toplantıdan sonra 28 Ocak gününe kadar TEKEL işçilerinin sorunları çözülmediği durumda, bu tarihten itibaren süresiz açlık grevinin başlayacağını açıkladı.

'Toplu sözleşme masasında müzakereye benziyor'
Konfederasyonların, üretimden gelen güçlerini kullanıp kullanmayacakları ve 3 Şubat'tan sonra sorunlar çözülmediği takdirde eylemlere nasıl devam edileceği ise hükümetin atacağı adımlara göre şekillenecek.

3 Şubat sonrası süreç için bir açıklama yapmaktan kaçınan Kumlu, "Hükümetin bize ne önereceğini bilemediğimiz için şimdi bu konuda yorum yapmak yanlış olur. Bu, toplu sözleşme masasında yapılan müzakereye benzer. Hükümetin bize getireceği öneri çok önemli. O zaman onu değerlendireceğiz" dedi.

Kumlu, "hükümetten sorunun çözümünü sürece yayan bir öneri geldiği takdirde düşüncelerinin ne olacağının" sorulması üzerine ise her türlü müzakereye açık olduklarını belirtmekle yetindi. Kumlu, 3 Şubat öncesi hükümetten "değerlendirilebilecek bir öneri" gelirse iş bırakma kararını gözden geçireceklerini söyledi.

TEKEL işçileri kararı değerlendiriyor
TEKEL işçileri dün konfederasyonların aldığı kararı soL'a değerlendirdiler:

Mithat Erkuş:Türk-İş gibi daha önce yapılan toplu eylemlere bile katılmayan, eylemleri kıran, 1 Mayıs’ta bile pankartını göremediğimiz bir sendikaya bu kararı aldırttığımız için çok mutluyuz. Bu bizim için büyük bir başarı.

Sürecin uzatılmasına hepimiz kızdık. Ama Perşembe günü Başbakanla görüşüldükten sonra iş bırakma eylemine kadar vakit olması bizim işimize yarayacak. Zaten o görüşme öncesinde ailelerimizin her ilde AKP binaların önünde eylemler yapmalarını sağlayacağız. Başbakan’ın yaptığı tüm ithamların mesnetsiz olduğunu, 4/C’nin ne olduğunu insanlara anlatmaya çalışacağız. Sonrasında da iş akitlerimiz feshedilmiş olacağı için herkes burada olacak. Son açıklanan eylemler, daha önce yaptığımız miting gibi geniş halk kitlelerine ulaştırılmalı. Buradan elde edilecek başarı sadece bizim başarımız olmaz, bütün sendikalarımızın iktidara karşı kendilerine güven kazanmalarını da sağlar.

Nevzat Polat:Biz 15 Aralık’ta Ankara’ya özlük haklarımızı korumak için geldik. Ama bu eylem özlük hakları eylemi olmaktan çıktı, Tekel’in davası olmaktan çıktı, Türkiye’nin hatta Dünya’nın eylemi oldu. Suskun toplumun sesi oldu. Zannediyorum Tayyip Erdoğan direnişimizin u noktaya varacağını bilse en baştan özlük haklarımız bize verilirdi.

Açıklanan bir günlük dayanışma grevi kararı Başbakan tarafından dikkate alınacaktır. Perşembe günü Başbakanla görüşülecek. Biz 4/c ya da yerine önerilebilecek 4/b gibi dayatmaları asla kabul etmeyeceğiz. Bizim eylemimizin hedefi sadece 4/c’ye geçirilmemize engel olmak değil herkes için bu kölelik koşullarını ortadan kaldırmaktır.

İrfan Gönenç: Açıklanan karar, bence olması gereken, sağlıklı bir karardır. Başbakan’la yapılacak görüşme doğrultusunda, genel grev için zemin oluşup oluşmayacağı belli olacaktır. Benim gözlemleyebildiğim kadarıyla arkadaşlarımızın büyük çoğunluğu alınan karardan memnun kalmıştır.

Yılmaz Ferik: Bizim eylemimizde sendika tam bir örgütlülük sağlamadığı halde bir bütünlük oluştu. Bizim kararlılığımız ve Ankara halkının desteği sayesinde bu noktaya geldik. Ben 20 yıllık işçilik hayatımda ilk kez sendikanın bu kadar kararlı bir yol izlediğini gördüm. Hükümet bu kadar sıkıştıysa, Bülent Arınç o açıklamayı yaptıysa bunun devamı gelebilir, getirilmelidir diye düşünüyoruz. Açıklanan bu kararlardan sonra sendika herhangi bir yanlış hareket yaparsa sendikanın bu eylemi destek değil köstek olduğu ortaya çıkar. Bizim istediğimiz kararların bu kadar uzun sürece yayılması değil daha radikal, daha hızlı kararlar alınmasıydı. Ama yine de bu noktaya gelinmesinden çoğumuz mutlu. Bir şey daha eklemek istiyorum sendikalarda adam tutma şeklinde değil, gerçekten davaya inanan örgütlenmeyi bilen kişiler görev almalı.

Murat Basık: Bu karar daha erken alınabilirdi. Bu kadar uzun bir sürece yayılmasına gerek yoktu. Şimdi sendikanın bu kararların ne kadar arkasında duracağı önemli bu süreçten herhangi bir sonuç alınamazsa, sendikaların basiretsizliği meydana çıkacaktır. Biz bedel ödemeye razı olarak bu işe baş koyduk. Sonuçta da tüm toplum kazanacak. Zaten şu ana kadar özlük haklarımız dışında birçok kazanımımız oldu. Eylemin uzaması bu ülkede bir şeylerin bitmediğinin, toplumun ne kadar duyarlı olduğunun görülmesini sağladı ayrıca ülkenin dört bir yanından gelen insanların gerçek açılımı yapmasını sağladı. İnsani ilişkilerimizin gelişmesini sağladı.

Aydınlardan konfederasyonlara imza yağdı
Sendikaların TEKEL direnişi ile ilgili olarak hükümete verdikleri süre dolarken, konfederasyonların kritik toplantısından hemen önce çok sayıda aydından DİSK, KESK, Türk-İş yönetimine "genel grev"le ilgili bir çağrı metni ulaştı. Birçok yazar, gazeteci, sendikacı, akademisyen ve sanatçı imzaladıkları çağrıda "Konfederasyonlarınızın 40 günü aşkın bir süredir her tür engelleme ve baskıya karşın direnen TEKEL işçisinin GENEL GREV çağrısını değerlendireceğine inanıyoruz.TEKEL işçisinin haklı talepleri doğrultusunda yapılacak bütün girişimleri açık ve kararlı bir biçimde destekleyeceğimize güvenebilirsiniz" dediler.

İmza kampanyasının, konfederasyonların aldığı kararın arkasında durulmasını sağlamak ve kararın takipçisi olmak için devam edeceği bildirildi. İmzalarda son durum için: http://haber.sol.org.tr/sonuncu-kavga/genel-grev-cagrisinda-israr-haberi...
(soL-Haber Merkezi)