Sporcuların da bir sendikası var

Bugün kuruluşu ilan edilen Spor-Sen, öncelikle sporcuların özlük haklarının korunmasını ve çıkarılacak bir iş yasasıyla spor emekçilerinin çalışma yaşamının düzenlenmesini hedefliyor.

Artık spor emekçilerinin de bir sendikası var. Bugün yapılan bir basın toplantısı ile kurulduğu ilan edilen ‘Spor Emekçileri Sendikası’ (Spor-Sen), müstakil bir sendika olarak faliyete geçti. Spor-Sen'in daha sonra DİSK bünyesine katılacağı belirtildi.

Sendikanın kuruluş bildirgesi, İstanbul Tabip Odası toplantı salonunda düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklandı. Açıklamayı, Spor-Sen’in uzun bir süredir devam eden kuruluş çalışmalarına öncülük eden eski futbolcu Metin Kurt yaptı. Toplantıda DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün de yer aldı.

Uzun yıllardır spor alanında bir örgütlenme gerçekleştirmek istediklerini belirten Metin Kurt, 12 Eylül ile birlikte sekteye uğrayan çalışmalarının ardından, 30 yıl gecikmeli de olsa bu adımı atmaktan mutluluk duyduklarını söyledi. Kurt, katkıları için DİSK'e teşekkür etti ve sendikalarının bir süre sonra DİSK'e katılacağını açıkladı.

"Spor artık bir oyun değil iştir, sporcu işçidir"
Kurt, günümüzde sporun bir ‘oyun’ ya da ‘hobi’ olmaktan çıkıp bir sektör haline geldiğini ve sporcuların bu sektörde çalışan birer işçi konumunda olduğunu vurgulayarak, “Spor bir iş haline gelmiştir ama hala bir Spor İş Yasası yoktur. Televizyonda spor denildiğinde sadece sonuç konuşulmaktadır, sporcuların hakları hiç ele alınmamaktadır. Öncelikli amacımız demokratik kitle örgütleri ve DİSK'in desteği ile bir Spor İş Yasası çıkarttırmaktır" dedi. Kurt, her spor dalından ve her kademeden amatör ve profesyonel spor emekçilerini Spor-Sen bünyesinde örgütlenmeye çağırdıklarını ifade etti.

Sendikanın kuruluş bildirgesinde dikkat çeken bir diğer konu ise, emek güçlerinin şimdiye dek ihmal ettiği bir alan olan spor alanının ideolojik boyutu ile yeniden ele alınması gerektiği. Bildirgede, sporun sermaye kuruluşları tarafından başta işçi sınıfı olmak üzere toplumun çok geniş bir kesimini etkileyen bir araç olarak kullanıldığına işaret edilerek, solun ve işçi örgütlerinin popüler kültürün önemli bir alanı olan spora şimdiye dek gereken önemi vermediği belirtiliyor. Emek örgütlerinin güçlü oldukları dönemlerde bile mücadeleyi emek-ücret-hak temelinde sınırladığına, emeğin yeniden üretim süreçlerinde gereken sınıfsal mücadelenin verilmediğine dikkat çekiliyor. Spor-Sen aynı zamanda, bu açığın kapatılmasını hedefliyor.

Futbol-İş deneyimi
Türkiye'de spor alanındaki sendikalaşma deneyimi 1965'te kurulan ve 12 Eylül darbesi ile faaliyetleri sona eren Futbol-İş Sendikası'ndan ibaret. Türk-İş'e bağlı olan Futbol-İş, 15 yıllık ömrü boyunca profesyonel sporcular arasında kayda değer bir örgütlülüğe ulaşamamıştı.
(soL – Haber Merkezi)