Sol Ergenekon'u tartıştı

İstanbul'da bir araya gelen sol örgütlerin temsilcileri, Ergenekon sürecini ve bu süreçte solun konumunun ne olması gerektiğini tartıştı.

soL (HABER MERKEZİ) 78'liler Vakfı'nın çağrısıyla düzenlenen forumda biraraya gelen sol siyasi parti temsilcileri, çeşitli siyasi dergi ve hareket temsilcileri darbeciliği, Ergenekon sürecini ve solun görevlerini tartıştılar.

İstanbul'da Makine Mühendisleri Odası'nda düzenlenen forum, Nimet Tanrıkulu ve Feyyaz Yaman'ın kolaylaştırıcılığında gerçekleştirildi. Foruma Anti Kapitalist, Demokratik Toplum Partisi (DTP), Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Halkevleri, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP), Sosyalist Emek Hareketi (SEH), Sosyalist Parti Girişimi (SPG) ve Türkiye Komünist Partisi (TKP) temsilcileriyle çeşitli dergilerden temsilciler katıldı. Yoğun bir katılımla gerçekleşen forum yaklaşık dört saat sürerken, temsilciler söz alıp yaşanan sürece ilişkin değerlendirmelerini sundular.

"Üçüncü yol yaratılmalı"

EMEP temsilcisi Hasan Hüseyin Kırmızıtoprak, Ergenekon sürecinin iki kanadına karşın solun üçüncü bir kanalı yaratması gerektiğini ifade etti. Kırmızıtoprak iki taraf gibi görünen AKP ve ordunun emek düşmanlığında ortaklaştığını söyledi. Toplantıda ÖDP adına söz alan Ümit Aysu sermaye yanlısı ve ordu vesayeti altındaki tarafların dışında, üçüncü bir odakta enerjiyi toplamak gerektiğini ifade etti. SDP temsilcisi Yakup Kadri Karabacak ise, iddianamenin tam da AKP'den beklenen bir seviyede yazıldığını söylerken, Ergenekon sürecinin "Fırat'ın doğusuna", "Şemdinli'ye" ulaşmadığı sürece bir değer taşımayacağını bunu ise solun ve bu ülkenin Kürtlerinin başaracağını söyledi.

DTP adına söz alan Şamil Altan, Türkiye'de bugün önemli olanın Ergenekon'la değil Ergenekonculukla mücadele olduğunu kaydederken, kontragerilla yapılanmasının bir dönem NATO'nun komünizmle mücadele konseptine sıkıştırılamayacak kadar derin ve tarihsel köklere sahip bir yapılanma olduğunu söyledi. Altan, muhafazakar demokratından komünistine, tüm duyarlı kesimlerin Ergenekonculukla mücade etmesi gerektiğini öne sürerken, üçüncü kanal tartışmalarına ilişkin olarakta birbiriyle çatışıyor görünen bu iki kesimin (AKP ve ordu) Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Irak'taki operasyonları gerçekleştirmek noktasında birleştiğini ifade etti.


"Darbe işçi sınıfıyla önlenir"

Solun Ergenekon sürecinde ortak bir tavır alması gerektiği düşüncesinin birçok konuşmacı tarafından dile getirildiği toplantıda TKP adına söz alan Aydemir Güler konuşmasında şu sözlere yer verdi: "Önümüzde iki yol var, ya bu süreçte AKP'ye demokrasi misyonu biçer ve AKP'yi Ergenekon operasyonunu ilerletmek konusunda zorlarsınız, ya da Türkiye'de sosyal devletin laikliğin ve bağımsızlığın kökünü kazıyan ve bu şekilde Türkiye'de kendi darbesini gerçekleştirerek, Türkiye'yi daha militarist bir konuma sürükleyen AKP'ye duvar örersiniz."

Birinci yolu solculuk olarak pazarlamanın mümkün olmadığını, birliği ikinci yolu seçenlerin kendi aralarında oluşturacağını vurgulayan Güler, darbeleri önlemenin bir tek yolu olduğunu, bunun da ülkede işçi sınıfı hareketini ve solu büyütmek olduğunu kaydetti. Açıklamasında, Türkiye'nin darbecilere kapatılmadığını aksine, emperyalizme açıldığını ifade eden Güler, ilericilik, bağımsızlık ve emek kazanımları sahiplenildiğinde gerçekten milliyetçilik ve liberalizmle mücadele edilebileceğini vurguladı.

Halkevleri temsilcisi İlknur Birol da toplantıda söz alan isimlerdendi. Birol konuşmasında solu Ergenekon sürecinde suskun kalmakla eleştiriken 68 önderlerini darbecilikle suçlayan liberal kesimlere ithafen, devrimcilerin darbeci karşıtı olduğunu ispat etmelerine gerek olmadığını kaydetti. Birol, Güler'in konuşmasına da işaret ederek, AKP'ye karşı mücadelenin kamuculuk, laiklik, bağımsızlıkçılıkla beraber Türk ve Kürt halklarının yeniden ortaklaşmasının sağlanmasıyla büyütülebileceğini vurguladı.


"Ilımlı islam yapılandırılıyor"

Forumda söz alan Merdan Yanardağ ise Türkiye'nin 1990'ların ortalarından bu yana bir fetret devri yaşadığını söylerken, bugün iktidar bloğu arasında bir çatışmanın yaşandığını ancak bunun kontragerillayı temizleme operasyonu olmadığını kaydetti. Yanardağ bu sürecin Amerika'da egemen olan yeni-muhafazakarlık akımının Türkiye'ye ilişkin planlarının gerçekleştirilmesi doğrultusunda ılımlı islam rejiminin yapılandırılması süreci olduğunu kaydetti. SEH'ten söz alan Ertuğrul Kürkçü ise, darbeciliğe karşı 12 Mart'ta 12 Eylül'de devrimcilerin taraf olduğunu vurgularken, burada taraf olmanın AKP kanadının peşine takılmak anlamına gelmeyeceğini söyledi. Sosyalistlerin gelişmelerin sonucunu bekleyerek değil öngörerek müdahele etmesi gerektiğini ifade eden Kürkçü, çok vakit olmadığını, herkesin yapacağı çok iş olduğunu kaydetti.

Gazeteci yazar Erdoğan Aydın, şaşırtıcı biçimde ekonomik arka planı olmayan bir darbe tarif edildiğini vurgularken, sürecin olduğundan başka bir şeymiş gibi gösterildiğini ifade etti. Aydın, sol bakış açısının doğru tespit edilerek mücadele edilmesi gerektiğini kaydetti.


Forum'da AKP ve Öz'e destek arayışı

Söz alan bazı grup ve dergi temsilcilerinin konuşmalarında AKP'yle ve Zekariya Öz'le dayanışmak gerektiğinden bahsetmesi ve günün devrimci görevlerinin buna işaret ettiğini ifade etmesi ise dikkat çekti. Bazı konuşmalarda ise, savcıya ve AKP'ye yardımcı olmak açısından 12 Eylül, Susurluk ve Şemdinli iddianamelerinin de kendilerince yazılması gerektiğini söylendi.


"Sol mücadeleyi eline almalı"

78'liler sözcüsü Celalettin Can yaptığı konuşmada, forumu gerçekleştirmelerinin amacını solun iki kutba da karşı durarak mücadeleyi ele almasını sağlamak olduğunu ifade etti. Can bu amaçla başlangıç olarak 12 Eylül'de tüm darbecilerin yargılanması istemiyle sol örgütlerin tamamının katıldığı bir miting düzenlemek istediklerini söyledi.