'Sınıfın DİSK'e, DİSK'in sınıfa ihtiyacı var'

Sınıf Tavrı'ndan DİSK'in kuruluşunun 47. yılı dolayısıyla yapılan açıklamada, "Kuşatmayı kırmak için DİSK’e ihtiyaç var. DİSK’in etkisiz kalması kabul edilemez" ifadeleri kullanıldı.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) kuruluşunun 47. yılı dolayısıyla Sınıf Tavrı'ndan yapılan bir açıklama yapıldı. Yapılan açıklama şu şekilde:

Sınıfın DİSK'e, DİSK'in sınıfa ihtiyacı var

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK’in kuruluşunun 47. yılını kutluyoruz.

47 yıl önce DİSK, işçi sınıfının sermayeden, sermaye sınıfının temsilcilerinden ve devletten bağımsız örgütü olarak kuruldu. 13 Şubat 1967’deki bu çıkış, sermaye sınıfına karşı verilen mücadelenin ileri adımlarından biri olarak tarihe geçti.

DİSK’in kuruluşu, sermaye sınıfının işçi hareketini kontrol altına alma ve sendikaları sömürü düzeninin birer parçası haline getirme girişimini boşa çıkarmıştır.

Bu büyük bir kopuştur.

DİSK’in kuruluşunda yer alan öncü kadrolar, düzen siyasetinin sendikal alanı kuşatmasına karşı kılıç atmışlardır. Türkiye Komünist Partisi’nin 1960’ların sonuna devrolan kadroları, Türkiye İşçi Partili sendikacılar ve yüzlerce fabrikada, işlikte çalışan öncü işçiler bu kopuşun önderleridir.

Bu yüzden DİSK’in kuruluşu, aynı zamanda Türkiye sosyalist hareketinin ilerici birikiminin sürekliliğidir.

DİSK, bu nedenle Türkiye işçi sınıfının tarihsel kazanımıdır.

Bugün Türkiye sendikal hareketi sermaye ve siyasi iktidar tarafından teslim alınmışsa ve DİSK bu tablo karşısında etkisiz kalıyorsa, 47 yıl sonra DİSK’in sadece kuruluşunu kutlamakla yetinemeyiz. Türkiye işçi sınıfının tarihsel kazanımının, tarihte kalmasına izin veremeyiz.

DİSK’i DİSK yapan değerler hatırlanmalıdır

Bu nedenle DİSK’i DİSK yapan ve onu işçi sınıfının kazanımı haline getiren değerleri bir kez daha hatırlamak zorundayız.

DİSK, her şeyden önce işyeri örgütlenmesi demektir. DİSK’i bir sınıf örgütü olarak güçlü kılan fabrikalarda ve işliklerdeki “örgütlü” varlığıdır.

DİSK demek, sınıf bilinci demektir. DİSK, bağlı sendikalarında örgütlenen işçilere sınıf bilinci taşımıştır. Bir adım ötesinde sınıf bilincinin sosyalist bilince dönüşmesinin önünü açmıştır.

DİSK, işçilerin işyerlerindeki sorunların kaynağını sorgulaması anlamına gelmiştir. DİSK, emek-sermaye çelişkisinin işçiler için somut tezahürü olmuştur.

DİSK, işçilerin işyerlerinin sınırları dışında düşünmesini sağlamıştır. DİSK, işçi sınıfının ufkunu büyütmüştür.

DİSK, işçi sınıfının ekonomik, toplumsal ve siyasal taleplerinin taşıyıcısı olmuştur. DİSK Türkiye sosyalist-komünist hareketinin geliştirdiği programları onaylamış, sahiplenmiş ve savunmuştur.

DİSK, işçi sınıfına örgütlü kitle eylemleri geleneğini kazandırmıştır. DİSK’in öncülüğündeki 68-70 arası fabrika işgalleri, 15-16 Haziran 1970 büyük işçi direnişi, 1975-80 arası kitlesel grevler, direnişler, mitingler ve 1 Mayıs kutlamaları, işçi sınıfının sermaye sınıfı karşında gerçek bir varlık haline gelmesini sağlamıştır.

DİSK, sendikal hareketin 1960’ların sonundaki sermayeden “bağımsız” çıkışının, 70’lerin ortalarındaki sınıf ve kitle sendikacılığıyla buluştuğu adres olmuştur.

DİSK’i, işçi sınıfının ileri mevzisi, biricik örgütü yapan değerler bunlardır.

Kuşatmayı kırmak için DİSK’e ihtiyaç var

Sendikal hareket bugün sermayenin amansız kuşatması altında.

11 yıllık AKP iktidarı, sendikaları yeniden biçimlendirdi. Hak-İş’in yandaşlığına Türk-İş yedeklendi. Bugün yandaş sendikalar bir yandan rüşvete ve yolsuzluğa bulaşmış, işçi düşmanlığı tescillenmiş AKP iktidarının güdümündedir, diğer yandan patronların taşeron örgütleri konumundadır. Bu sendikal merkezlerin işçilerin ihtiyaçlarını karşılaması beklenemez.

Bu nedenle Türkiye işçi sınıfının kendine ait olan güçlü bir sendikal merkeze ihtiyacı var. İşte bu yüzden DİSK’e ihtiyaç var.

DİSK’in etkisiz kalması kabul edilemez

Oysa bugün DİSK etkisizdir.

DİSK’in etkisizliği elbette bugünün sorunu değildir. 12 Eylül faşist darbesinin DİSK’e yönelik huruç harekatı büyük tahribat yaratmıştır. Ancak DİSK 1992 yılında yeniden açıldığında, sınıf ve kitle sendikacılığı yerine benimsenen çağdaş sendikacılık anlayışının sermaye ile uzlaşı arayışı en az 12 Eylül darbesi kadar tahribat yaratmıştır. Sınıf sendikacılığı mirası, sendikal dengelere ve uzlaşmacı sosyal demokrat çizgiye teslim edilmiştir.

Bugün bu çizgi aşılamamıştır.

Bu çizgi, kimi zaman DİSK yöneticiliğini milletvekilliğine sıçrama aracı haline getirmiş, kimi zaman da sağ sendikal pratiğin temsilcilerini DİSK’in karar organlarına kadar taşımıştır.

Oleyis’i Hak-İş’e götüren sendikacılar işte bu çizginin mimarlarıdır. Onlar, DİSK’in genel başkan yardımcılığından Meclis’e “transfer” olup, yolsuzluk batağı içinde soluğu Hak-İş’de almışlardır.

Binlerce emekçinin hükümete karşı sokağa döküldüğü günlerde, DİSK’e bağlı Lastik-İş Sendikası’nın bayrağını Rabia eylemlerinde dalgalandırmaktan çekinmeyen sendikacılar ise bu çizginin bugünkü taşıyıcılarıdır. Bu sendika, DİSK’in olağanüstü genel kurulunu belirleyebilmiş, yöneticileri ise konfederasyonda önemli koltukları ele geçirebilmiştir.

DİSK’in etkisizliğinin ortadan kaldırılması, öncelikle bu çizginin aşılmasına bağlıdır.

Bu anlayış, Haziran Direnişi’nde alınan eylem kararlarının hayata geçiril(e)memesine neden olmuştur. İş bırakma eylemlerinin birkaç yüz kişilik basın açıklamaları olarak gerçekleşmesinin sorumluluğu bu anlayışın üzerindedir. DİSK’in bu şekilde ciddiyet, güven ve meşruiyet yitirmesi kabul edilemez.

DİSK ayağa kalkmalıdır

Buna en başta sınıfın ihtiyacı var.

İşçi sınıfının biriken sorunları, hoşnutsuzluğu ve arayışı, DİSK’le buluşturulmalıdır.

DİSK, üye sayısını arttırmak, yeni sektörler ve işyerlerinin örgütlenmesini sağlamak için kendisini yenilemek zorundadır. Mevcut durum ve koşullar sürdürülerek, sendikalar arasında var olan dengeler hesap edilerek, DİSK yönetilemez. Yönetilirse etkin bir DİSK yaratılamaz.

DİSK’te kampanya sendikacılığından vazgeçilmelidir. Örgütlenme bir kampanya konusu olamaz. Örgütlenme sürekli ve asli faaliyet olmak zorundadır.

DİSK, önce kendisinden başlayan, sonra bir örümcek ağı gibi bağlı sendikalarını kuşatan uluslararası fonlardan kurtulmalıdır. Uluslararası ilişki, eşitler arasında ve gerçek bir enternasyonal dayanışma olarak yeniden tarif edilmelidir. Fonlar üzerinden kurulan para ilişkisi son bulmalıdır.

DİSK ayağa kaldırılacaktır

DİSK ayağa kalkacak, bundan şüphemiz yok.

DİSK bugün işçi sınıfının hala biricik sendikal merkeziyse, onu ayağa kaldırmak sınıfın ilerici, devrimci, yurtsever ve sosyalist birikiminin görevidir.

Sınıf Tavrı, bu sorumlulukla hareket etmektedir.

Sınıf Tavrı, DİSK’i Türkiye işçi sınıfının ileri mevzisi haline getirmeye soyunmuştur.

Sınıf Tavrı, bünyesinde yer alan çeşitli işkollarından işçilerle, DİSK’in ayağa kaldırılması için mücadelesini yükseltecektir.

Sınıf Tavrı, tüm işçileri DİSK’e sahip çıkmaya, bağlı bulunduğu işkolundaki DİSK üyesi sendikalara üye olmaya, sendikalarında aktif görev almaya ve sermaye sınıfı karşısındaki kavgada DİSK bayrağını en yukarıya taşımaya çağırmaktadır.

Yaşasın işçi sınıfının birliği

Yaşasın DİSK