Sağlıkta neo-liberal dönüşüm OECD raporunda

Siyasal iktidarın ve sermayenin çıkarlarına uygun olarak sağlıkta hayata geçirilmeye çalışılan piyasa yanlısı Sağlıkta Dönüşüm politikalarının "insan sağlığına zararlı" olduğu gerçeği bu kez OECD tarafından kanıtlandı.

AKP’nin sağlıkta dönüşüm süreci ile birlikte sağlığın bütün yükünü sağlık çalışanlarının omuzlarına yıktığı gerçeği bu kez OECD raporu ile kanıtlandı. OECD’nin “Bir Bakışta Sağlık Avrupa 2012“ raporuna göre, Avrupa'da bin kişi başına en az doktor ve hemşirenin düştüğü ülke Türkiye oldu.

33 saat aralıksız çalışmaya, haftada 110 saat uykusuz ve yorgun sağlık hizmeti vermeye dayalı olan yoğun iş yükü sonucunda Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastasına kullanılan iğneyi yanlışlıkla eline batıran Dr. Mustafa Bilgiç’in hayatını kaybetmesi hâlâ hafızalardaki yerini korurken OECD raporuna göre, Avrupa'da bin kişi başına en fazla doktorun düştüğü ülke Yunanistan oldu, en az doktor ise Türkiye'de bulunuyor. Yunanistan'da bin kişiye 6,1doktor düşerken bu sayı Türkiye'de yalnızca 1,7 oldu.

Türkiye yalnızca doktor değil hemşire sayısında da en sonda
AB ortalamasına göre bin kişi başına 8 hemşire düşerken, Avrupa'da bin kişi başına en az hemşire düşen ülke yine Türkiye oldu. İsviçre'de bin kişiye düşen hemşire sayısı 16 iken, Türkiye’de bu sayı yalnızca 1,6 hemşire olarak gerçekleşti.

Diğer taraftan, 2003 yılından itibaren AKP hükümetinin Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında sağlığı piyasalaştırdığı, özelleştirmeleri hızlandığı uygulamalara karşın Türkiye'nin hizmet ve altyapı açısından Avrupa ülkeleri arasında son sıralarda bulunduğu ortaya çıktı.

Türkiye sağlık harcamalarının bütçeden aldığı pay itibariyle sondan ikinci
Dönüşen sağlık sermaye için yeni yatırım alanları, yüksek kârlar oranları anlamına gelirken, sağlık emekçileri için ise ucuz, esnek, güvencesiz yeni çalışma alanları yaratmasına paralel olarak, Türkiye’de sağlık harcamalarının GSYİH (Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla) içinde aldığı pay itibariyle sondan ikinci oldu.

Türkiye Avrupa'da kişi başına en az sağlık harcaması görülen ülke. AB ortalaması bakımından yılda kişi başına 2 bin 171 avro düşerken, Türkiye’de ise yalnızca 714 avro ayrılıyor.

Krizde olan Yunanistan’ın ve İspanya’nın dahi gerisine düşen Türkiye’de 2010 itibarıyla sağlık harcamalarının GSYİH'daki payı açısından yüzde 6,1 ile sondan ikinci oldu.

Hasta başına düşen yatak sayısı en az Türkiye’de
Rapora göre, Türkiye hastane yatağı sıralamasında da sonuncu oldu. 2010 itibarıyla Avusturya ve Almanya bin kişiye düşen 8 hastane yatağıyla bu alanda en iyi ülkeler durumundayken, Türkiye hâlâ en az hastane yatağına sahip ülke konumunda. AB’deki 27 ülke ortalamasına göre bin kişiye ortalama 5,3, Türkiye'de ise 2,5 hasta yatağı düşüyor.

Türkiye psikiyatriye ayrılan yatak sayısı bakımından en sonuncu
Ayrıca Türkiye’de psikiyatri yatağı yok denecek kadar az. Tedavi türüne göre yapılan dağılımda Türkiye'de psikiyatrik tedaviye ayrılan hasta sayısının Avrupa'nın en düşüğü olduğu ortaya çıktı.

Türkiye'de hastanelerde yatakların yüzde 96'sı iyileştirici tedaviye, yüzde 3 dolayındakileri ise psikiyatrik tedaviye ayrılmış durumda. AB 27'de ise tüm hastane yataklarının yaklaşık altıda biri bölümü bu alana tahsis ediliyor.

Türkiye’de alkol tüketimi azaldı
Rapora göre ayrıca Türkiye, son 30 yılda alkol tüketimini yüzde 17 azalttı. Türkiye'de alkol tüketimi 1980-2010 arasında yüzde 17 düştü. Aynı dönemde içki tüketimini en fazla azaltan ülke ise İtalya oldu. İtalya'da içki tüketimi yüzde 59 azaldı.

Dünyada en çok alkolün tüketildiği bölge olan AB’de yıllık satış verilerine göre yetişkin başına yılda ortalama 10,7 litre saf alkol düşüyor. Avusturya, Fransa Letonya, Litvanya ve Romanya kişi başına yılda 12 litreden fazla tüketimle Avrupa'da başı çekiyor.

Türkiye'de 15 yaş ve üstü kişiler yılda ortalama 1,5 litre alkollü içecek tüketiyor ve bu rakamla Avrupa'da tüketim sıralamasının sonunda bulunuyor.

Öte yandan 2008 rakamlarına göre tüm türlerde Avrupa'da kanserin en az görüldüğü ülke Türkiye olurken, 2011 itibarıyla şeker hastalığında Avrupa dördüncüsü oldu. 20-79 yaş arası diyabet yaygınlığı ölçümünde Türkiye 8.1 ile dördüncü durumda.

(soL- Haber Merkezi)