Madenin kapatılması için gerekçe yokmuş

Enerji Bakanı Taner Yıldız’a göre, 19 işçiye mezar olan maden ocağının kapatılması için bir gerekçe yok. Kömür sektöründeki gerçekleri göz ardı eden bakan, ihmal iddiaları için ‘yanlış açıklamalar yapılıyor’ dedi.

Bursa’da ölen 19 maden işçisinin cenazelerinin tamamına ulaşılamazken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın patronun ihmallerine dönük değerlendirmeler için ‘henüz erken’ ve işyerinin kapatılması için gerekçe yok demesi maden ocaklarındaki işçi cinayetlerinin olağan karşılanması olarak değerlendirildi. Taner Yıldız, ihmal iddiaları için, “Hem Maden İşleri Genel Müdürlüğü hem TKİ ile yapılan değerlendirmeler bitmeden sonuç cümlesini söylemek erken” dedi.

Bakanın, hakkında işçilerin SSK primlerini gün ve miktar olarak eksik bildirmek, maden ocaklarında güvenlik amaçlı tedbirleri kağıt üzerinde göstermek gibi iddialar bulunan Bükköy Maden İşletmesinin patronu Nurullah Ercan’a dönük ‘güveni’, benzer koşullarda üretim yapılan yüzlerce maden ocağının kollandığını gösteriyor. Madende çalışan işçilerin iş güvenliğinin yetersiz olduğunu açıklamaları, Mayıs ayında teftiş edilen işyerinin eksiklerinin tespit edilmesi gerçekleri ortadayken Taner Yıldız, “Ancak özellikle metan gazıyla ve ölçümüyle ilgili cihazların olduğunu belirledik. Manuel cihazlar” diyerek adeta ihmal iddialarına cevap veriyor.

Açıklamasındaki, ‘bütün işçilerin hayatını ilgilendiren konu’ dışındaki her ifadesi işyerinin itham altında kalmasını önlemek amaçlı olan Bakan, ‘ayak kısmı’ denilen bölüme ulaşana kadar konuşmak istemediğini söyledi. Tespit edilen eksikliklerin çalışırken giderilebilecek eksiklikler olduğunu ekleyen Bakan, “O eksikler var. Bu eksiklerin giderilip giderilmediğini çalışmalar bitince göreceğiz” dedi.

İhmal iddiaları ‘yanlış açıklama’
Bakan Taner Yıldız muhalefet milletvekillerinin hükümete dönük eleştirilerini de, “5-10 dakikalık uğramalarıyla fikir edindiklerini söylüyorlar. Yanlış açıklamalar yapıyorlar. Bu kadar acılı ortamda bunlara gülüp geçiyorum” şeklinde değerlendirdi.

Öte yandan, CHP konu ile ilgili bir araştırma önergesini TBMM’ye sunacak. Konu ile ilgili açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Onur Öymen, Türkiye’de denetim ve uygulama konusunda ciddi sıkıntılar yaşandığını ve kurtarma ekibi bulundurmayan işletmelere ruhsat verildiğini belirterek, "İş güvenliği tüzüğü çıkarılmıştır ancak yetersizdir. İş güvenliğini çağdaş ülkelerin seviyesine ulaştıracak önlemler alınmadığı gibi güvenlik sistemlerinin ülke çapında yaygın bir şekilde uygulanmasını sağlayamamıştır” dedi.

Sermaye kömürü keşfetti
Türkiye'de bir kömür madeninin 19 işçiye mezar olmasıyla, kömür madenciliği ve kömür sektörü yeniden tartışmaya açıldı. AKP hükümeti döneminde, sektörün kazandığı görünüm ve sektördeki sömürü koşullarının artmış olması, kömür madenlerinde giderek artan kazaların birer cinayet olduğunu gözler önüne seriyor. Sektörün dengesiz büyümesi, artan rekabet ve sermayenin yüksek sömürü oranlarıyla ciddi kâr elde etme olanakları, kazaları tetikleyen mekanizmayı ortaya koyuyor.

Türkiye hem elektrik üretiminde hem de ısınmada doğalgaza, yani dışarıya bağımlı hale geldi. 1985 yılında elektrik üretiminde kömürün payı yüzde 44 iken 2008 yılında yüzde 27 oldu. Aynı dönemde doğalgazın payı binde 17'den yüzde 46'ya çıktı. Önce Rusya ile yaşanan fiyat anlaşmazlığı, ardından Gürcistan-Abhazya çatışması sırasında Rusya ile gerilen ilişkiler ve nihayet 2008 yılında rekor seviyeye çıkan fiyatlar enerji kaynaklarını "çeşitlendirme" tartışmalarını yoğunlaştırdı. Türkiye'nin kömür ve su başta olmak üzere kendi kaynaklarına dayalı üretimi artırmasının gerekliliğine yapılan vurgular da arttı. Ancak hem hidrolik kaynaklar hem de kömüre yönelimde AKP iktidarı Türkiye'nin "kendi kaynakları"nı kullanarak enerji ihtiyacını karşılamasını değil, enerji pastasının özel sektöre devrini gözeten bir çerçeveyle hareket etti.

Kamunun elindeki termik santraller tam kapasite ile çalıştırılmazken özel sektörün termik santral yatırımları kömür rezervleri hediye edilerek teşvik edildi. Yüksek verimli linyit sahaları termik santral yapma koşuluyla büyük sermaye gruplarına, Sabancı-Verbund, Çalık, Ciner gibi, devredildi. Termik santral yapımı tamamlanana kadar çıkardıkları kömürleri istedikleri gibi değerlendirmeleri gibi bir "jest" de yapılmış oldu.

2008 yılında Türkiye'de 80 milyon ton civarında kömür üretilirken tüketim de 100 milyon tona yaklaştı. Demir-çelik, çimento gibi alanlarda tüketilen kömür ağırlıklı olarak ithal edilirken, elektrik üretiminin için kullanılan kömürün bir bölümü de ithalat yoluyla karşılanıyor. Tüketilen kömürün yüzde 65'lik bölümü elektrik üretiminde, yüzde 15'i ısınma amaçlı, yüzde 10 civarındaki bölümü de sanayide kullanılıyor. Özellikle son yıllarda doğalgazın yaygınlaşmasıyla birlikte ısınma ve sanayide doğalgazın payı artsa da bir yandan elektrik üretimindeki artış, diğer yandan AKP'nin "kömür dağıtım mekanizması" kömür tüketiminin artmaya devam etmesini sağlıyor.

Uzun yıllar kamu tarafından gerçekleştirilen kömür üretimi, AKP iktidarı tarafından büyük bir hızla özel sektöre açıldı. TTK, TKİ, EÜAŞ gibi kamu kuruluşlarının elindeki sahaların bir bölümü özel sektöre devredilirken bir yandan da "kömür arama seferberliği" ile daha önce kullanıma açılmamış rezervler de özel sektöre sunulmaya başladı. Özellikle 2005 yılı sonrasında verilen ruhsat sayısında bir patlama yaşandı.

Elektrik üretimine girmeye iştahlı büyük tekellerin yanısıra bunlara ya da kamuya kömür satmaları için AKP'ye yakın irili ufaklı bir dizi şirkete de yeni bir alan yaratılmış oldu.

Kamunun elindeki kömür rezervleri yapılan ihalelerle termik santral yatırımı karşılığında Sabancı, Koç, Ciner, Enka, Ak Enerji, Çalık, Zorlu başta olmak üzere enerji pastasına iştahla dalan gruplara devredilmiş durumda. Yenilerini devretmek üzere ihale hazırlıkları da devam ediyor.

Dün "600 liraya köle düzeni" manşetiyle çıkan HaberTürk gazetesinin patronu Turgay Ciner, kömür vagonuna ilk atlayanlardan. Ciner'e ait Park Holding bünyesinde bulunan Park Teknik, 5 milyon tonun üzerinde üretim kapasitesi ile özel sektördeki kömür işletmecileri arasında en büyüğü. Ciner'in alandaki en önemli yatırımlarından biri Ankara Nallıhan'da bulunan Çayırhan Termik Santrali ve bu santrale kömür veren madenler. Ciner, dört üniteden oluşan 620 MW'lık Çayırhan Termik Santrali'ni ve kömür havzalarının 20 yıllık işletme hakkını 2000 yılında satın aldı.

Enerji sektöründe ortağı Verbund ile yüzde 10'luk paya sahip olmayı hedefleyen Sabancı Holding, 2006'dan bu yana 1 milyar dolarlık yatırım yaparak çeşitli kömür yataklarını aldı. Adana Tufanbeyli izinleri tamamlanan, yakında temelinin atılması planlana bir termik santral yatırımı bulunuyor.

Çalık Grubu da kömür işinin büyüklerinden. Çankırı-Orta linyit sahasının işletme hakkını alan grup burada bir termik santral kuracak. Çalık Grubu ayrıca Yatağan Turgut kömür sahasında 160 MW gücünde bir termik santral yapımı planlıyor.

Batı Karadeniz'i "mega enerji üssü" ilan eden Hattat Grubu'nun Hema Enerjisi de devraldığı ocaklarda taş kömürü üretimine başladı. Zonguldak Kandilli ve Bartın Amasra'da ocakları bulunan ve bu ocaklarda ölümlü kazalar yaşanan Hema Enerji, 2012'de tamamlanması beklenen iki termik santral projesine sahip.

Özel sektör tarafından TTK ve TKİ gibi kamu kuruluşlarındaki standartların çok altında koşullarda, minimum maliyet, maksimum kâr anlayışıyla çalıştırılan ocaklar katliam makinası haline gelmiş durumda.

Sermayenin kâr hırsına kurban gittiler
İşte Bursa Mustafakemalpaşa'da sermayenin kâr iştahına kurban giden kömür işçilerinin isimleri, doğum yerleri ve kendilerine mezar olan göçükten çıkarılıp çıkarılmadıkları bilgisi (gece 23:00 itibariyle):

ALİ KAZAN ***KARYAĞMAZ KÖYÜ / çıkarıldı

İZZET KUŞOĞLU***KARAOĞLAN KÖYÜ / çıkarıldı

MEHMET KUŞOĞLU***BÜK KÖYÜ / çıkarıldı

MUHAMMER AKTAŞ***KÜTAHYA / çıkarıldı

AHMET ÇETİN***KÜTAHYA / çıkarıldı

MEHMET ÇETİN***KÜTAHYA / çıkarıldı

EMİR ALİ TURAN***ALPAGUT KÖYÜ / çıkarıldı

MURAT HANAY***YAMANLI / çıkarıldı

EROL İKİZ***YAYLAÇAYIR / çıkarıldı

SEYİT ALİ AKDUMAN***BÜK KÖYÜ / göçük altında

ŞENOL KURT***---- / göçük altında

MURAT AYDIN***KARAKÖY / göçük altında

MEHMET BANBAL***BÜK KÖYÜ / göçük altında

YUSUF KARACA***BÜK KÖYÜ / çıkarıldı

EROL BORAN***MUSTAFAKEMALPAŞA / göçük altında

YUNİS ARIÇİÇEK***BARTIN / göçük altında

RAMAZAN BAŞTEPE***KÜTAHYA / göçük altında

ERTUĞRUL DEMİRAY***ESKİBALÇIK / göçük altında

YAHYA ARIBOZAN***KÜTAHYA / göçük altında

(soL-Haber Merkezi)