İstanbul'da işçiler Saraçhane'deydi

Hükümet’in TEKEL işçilerinin taleplerini kabul etmemesini protesto eden ve genel greve katılan işçiler İstanbul'da da eylemdeydi.

TEKEL işçileri ile dayanışma amacıyla gerçekleştirilen genel grev sürerken işçiler Türkiye’nin dört bir yanında meydanlarda buluştu. İstanbul’da Saraçhane’de bir araya gelen on bini aşkın işçi TEKEL işçilerinin 52. gününe ulaşan direnişine destek verirken, sloganlarıyla 4-c’yi ve AKP hükümetini protesto ettiler. Eyleme kendileri de direnişte olan Esenyurt Belediyesi, Marmaray ve itfaiye işçilerinin de yoğun destek verdikleri görüldü.

Sendikalar, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri Saraçhane’ye iki koldan, Eminönü ve Edirnekapı’dan yürüyerek ulaştılar. Alanda kurulan kürsüden öncelikle Türk-İş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak İstanbul’da genel greve katılan konfederasyonlar ve meslek örgütleri tarafından hazırlanan ortak basın açıklaması metnini okudu. Büyükkucak’ın ardından KESK Genel Başkanı Sami Evren ve DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de birer konuşma gerçekleştirdi.

Genel greve katılanlardan ortak açıklama
Konfederasyonlar adına ortak basın açıklaması, Türk-İş Birinci Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak tarafından yapıldı. Konuşmasına, “Bugün Türk-İş, DİSK, Hak-İş, Kamu-Sen ve KESK’in Tekel işçilerine destek amacıyla aldığı karar doğrultusunda ‘çalışmama hakkını’ kullanıyoruz” şeklinde başlayan Büyükkucak, Tekel işçilerinin kendilerine dayatılan kölelik düzenine karşı demokratik direnme hakkını kullandığını belirtti.

Büyükkucak, Tekel işçisinin sadece kendisi için değil Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası yasasıyla budanan emeklilik ve sağlık hakkını kaybetmemek için direndiğini vurgulayarak, "Kamu emekçilerinin toplu sözleşme ve grev hakkı halen yoktur. 2821 ve 2822 sayılı yasalar 12 Eylül kalıntısı olarak sendikal yaşamı tehdit etmeye devam ediyor. Bunları düzenlemekle görevli hükümet Tekel işçilerine saldırarak sendikasız, güvencesiz, esnek çalıştırmayı meşrulaştırmaya çalışıyor" dedi.

Sadece Tekel işçisinin değil, itfaiye, Kent Ulaşım, şeker, Marmaray, Çemen Tekstil, Esenyurt Belediye ve Sinter Metal işçisinin de haklarını haftalardır aradığını vurgulayan Büyükkucak, AKP hükümetinin bu durumu görmezden gelmesine tepki gösterdi.

Bu ülkenin gerçek sahipleri
Konuşmasının sonunda emek cephesinin genişletildiğini belirten Büyükkucak, Tekel işçisinin lütuf beklemediğini, hakkının peşinde olduğunu kaydetti. Başbakanı başta Tekel işçilerinin talepleri olmak üzere, işçilerin, emek örgütlerinin taleplerine kulak vermeye çağırdı.
Büyükkucak son olarak, AKP hükümetinin sürekli saldırdığı Tekel işçilerinin, eczacıların, taşeron çalışanların, bakkalların, doktorların, itfaiyecilerin, ataması yapılmayan öğretmenlerin, işsizlerin ve emeklilerin yani üretenlerin bu ülkenin gerçek sahipleri olduğunun altını çizdi.

Büyükkucak’ın açıklaması, Türk-İş Birinci Bölge Temsilciliği, Hak-İş İstanbul İl Temsilciliği, DİSK Avrupa Yakası Şubeleri, KESK İstanbul Şubeleri, Kamu-Sen İstanbul İl Temsilciliği, İstanbul Tabipler Odası, TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, İstanbul Eczacılar Odası ve İstanbul Diş Hekimleri Odası adına yapıldı.

“Başbakan kendisini kullandırtmasın”
Faruk Büyükkucak’ın ardından sözü alan KESK Genel Başkanı Sami Evren, katılımcıları selamladıktan sonra, “Başbakan’a bir tek mesajımız var Tekel işçisine diyor ki, ‘Kendinizi kullandırtmayın’. Biz de Başbakan’a diyoruz ki, ‘Kendinizi IMF’ye ve onun programına kullandırtmayın’. Bizim mücadelemiz ekmek mücadelesidir, demokrasi mücadelesidir” dedi.

Bunları anlamayan bir başbakanın demokrat olamayacağını, demokrat olmayan bir başbakanın da demokrasi açılımı yapamayacağını ifade eden Evren, “Biz bu ülkede demokrasi istiyoruz. Başbakanın demokrasi mücadelesi verenlere karşı şiddet uygulama hakkı yoktur” dedi.

“Yarın yine buradayız”
4-c, 4-d’nin çözülmesi gereken sorunlar olduğunun altını çizen Evren, “Yarın tekrar buraya geleceğiz. Dayanışma eylemi burada başlıyor. İzan sahibi olan herkes eyleme!” dedi.

CHP boy göstermeye çalıştı
Sami Evren’in konuşması sırasında kürsüdeki CHP bayrağına tepki gösteren kitle, ‘Kent A.Ş. işçisi CHP’nin eseri!’ sloganı attı. Öte yandan sürekli olarak kürsüden kendilerini göstermeye çalışan CHP’lilerin ikinci hamlesi CHP İstanbul İl Başkanını kürsüden anons ettirmek oldu.

“Sözün bittiği yerdeyiz”
Sami Evren’den sonra kürsüye gelen Süleyman Çelebi, “Mücadele eden Tekel işçileriyle Ankara’da yüreklerini birleştiren aydınlar, yurtseverler, demokratlar! Sizi saygıyla selamlıyorum” dedi. “Aslında sözün bittiği yerdeyiz” diyen Çelebi, bu ülkede emeğe yönelik saldırıların ortada olduğunu, bu alanda mağdur olanların hep bir arada olduğunu belirtti.

Çelebi, saldırının yalnız Tekel işçilerine değil, emekten yana olan herkese karşı olduğunun altını çizdi. “4-c, ne kadar değişirse değişsin, ne kadar revize edilirse edilsin, Tekel işçileri istedikleri kadroya geçmedikçe bunu kabul etmeyeceğiz” dedi. Çelebi, “4-C bir kölelik sözleşmesidir. 4-c iş güvencesi olmayan bir sözleşmedir. Sendikal hakkı örgütlenmeyi yok etmektedir” dedi. “4-c’yi c-4 olarak iade ediyoruz” diyen Çelebi, “c-4’ü elimizde tutmayacağız, onlara iade edeceğiz” dedi.

“İhanet edenden hesabını soracağız”
Bugün uyarı grevimizi yapmaya çalıştık diyen Çelebi, mücadelede Tekel işçilerinin yanı sıra, Marmaray, itfaiye, Sinter ve Gaziantep’te grev yapan Çemen işçilerinin olduğunu belirtti. İktidarın bir an önce Tekel işçileriyle masaya oturması gerektiğini söyleyen Çelebi, sendikal hak ve örgütlülükler önündeki tüm engellerin kaldırılmasını istedi. Çelebi son olarak, “Yarın konfederasyonlar olarak toplantı yapacağız. Kim ihanet ettiyse ondan hesabını soracağız. Bunu bu kürsüden ilan ediyorum!” dedi.

Çelebi’nin konuşması sırasında, kağıt üzerinde olup alanda yer almayan sendikalar protesto edildi.

Eyleme katılanlar
Yürüyüşe DİSK, KESK ve Türk-İş’e bağlı sendikaların yanı sıra İşsiz ve Güvencesiz Eğitimciler Platformu, Feministler, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Marmara Şubeleri, Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu, TMMOB, İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Dişhekimleri Odası, İstanbul Tabip Odası, Halkevleri, Devrimci Proleterya, SDP, EHP, ESP, İşçi Gazetesi, Kaldıraç, Mücadele Birliği Platformu, Devrimci İşçi Komiteleri, Devrimci Öğrenci Birliği, Öğrenci Muhalefeti, EMEP, Türkiye Gençlik Birliği, İP, ÖDP, TKP gibi örgütler ve siyasi partiler katıldı.

(soL - İstanbul)