“Hayata dönüş olamadı”

Hayata dönüş operasyonu adı altında ölüme götüren operasyon Kocaeli’nde protesto edildi.

Cezaevlerindeki 28 devrimci tutuklu ve hükümlünün ölümüne neden olan sözde Hayata Dönüş Operasyonu’na, 9. yılında Kocaeli’nden de tepki vardı.

Hayata Dönüş Operasyonu’nun yıldönümünde, yaşananları protesto etmek için Kocaeli Halk Cephesi’nin öncülüğünde düzenlenen Merkez Bankası’ndan İnsan Hakları Parkı’na kadar düzenlenen yürüyüş ve basın açıklamasına TKP, SDP ve Halkevleri üyeleri de destek verdi.

“Dönemediler, ama yaşıyorlar”
“19 Aralık katliamını unutmadık, unutturmayacağız’’, ‘’Katiller halka hesap verecek’’ ve ‘’Yaşasın devrimci dayanışma’’ sloganları atılan yürüyüş sonrası parkta yapılan açıklamada, 9 yıl önce, insanın, bir başka insana uygulayabileceği vahşetin sınırının ne kadar geniş olabileceğinin kanlı örneğine tanıklık edildiği vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi: ‘’Cumhuriyet tarihinde onlarca cezaevi katliamı oldu. İşte Dersim Katliamı, işte Maraş Katliamı, işte Madımak katliamı, Gazi’ler ve onlarcası. Hepsinde ölen bizdik, hepsinin amacı birdi. Halkı sindirmek, halka gözdağı vermek ve muhalefeti yok etmek. Adına dalga geçer gibi Hayata Dönüş Operasyonu denilen katliamın pek çok özgün yanı vardı. DSP-ANAP-MHP hükümeti krizi yönetemez hale gelmişti. Halkın çeşitli kesimlerinden gelen tepkiler hedefe yöneliyordu. Korkuları, bu tepkilerin örgütlü hale gelmesiydi. İşte o yüzden hücre tipi hapishaneler gündeme getirildi. Bir sabah uyarı dahi yapmadan ateş açarak hapishaneleri cehenneme çevirdiler, bomba atarak katliam yarattılar. 28 yoldaşımız Hayata Dönüş fiilini gerçekleştiremedi. Ama, hep aramızdalar ve yaşıyorlar.’’

Yalanlar ve gerçekler
Son dönemlerde gündeme gelen hasta tutukluların tecritin sonucu olduğu, bunun da operasyona neden olan gerekçelere karşı çıkışın haklılığını gösterdiği savunulan açıklamada, “Güler Zere’nin şahsında tartışılan hasta tutsaklar ve onların serbest bırakılması tartışması, tecrit ve ona karşı süren mücadeleden bağımsız değildir. 19 Aralık katliamı ile amaçlanan devrimcileri tasfiye hedefine ulaşamamıştır” denildi. Açıklamada, yıllardır süren direniş sonucu kazanılan hakların, yayınlanan genelgeye rağmen uygulanmadığı ifade edilirken şu sözlere yer verildi: “19 Aralık katliamını gerçekleştiren kişilerden tek bir tanesi bile cezalandırılmadı. Sorumlularına, üste madalya bile verildi. Ama bırakmayacağız katillerin peşini. Katliamın sorumluları yargılanıp cezalandırılmalıdır.’’ Açıklama sonrası, dönemin gazetelerinde çıkan ‘’Sahte oruç, kanlı iftar’’, ‘’Mahkumlar birbirini öldürdü’’, ‘’Mahkumların elinde silahlar vardı’’, ‘’Amaç hayat kurtarmak’’, ‘’Ölüm orucu yalan, direnişçiler turp gibi çıktı’’, ‘’Ölüm orucuna zorla katıldılar’’ gibi başlıklar için ‘’yalan’’ nitelemesinde bulunan topluluk, ‘’Katletmek için geldiler’’, ‘’Kimyasal silah kullandılar’’, ‘’Kahkaha ve küfürlerle katlettiler’’, ‘’Devrimciler öldü, ama teslim olmadı’’ yaklaşımının ise ‘’gerçek’’ olduğunu kaydettiler.

(soL-Kocaeli)