Ev işçisi kadınlar taciz, tecavüz ve ölüm dolu bir yılı geride bıraktı…

Ev işçileri, 51 arkadaşlarının şüpheli iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği, 400’den fazla arkadaşlarının taciz ve tecavüze uğradığı ve binlerce arkadaşlarının yaralandığı bir yılı geride bıraktı. Ev İşçileri Dayanışma Sendikası’nın açıkladığı 2011 verilerini sendika Genel Başkanı Gülhan Benli ile konuştuk.

Ev İşçileri Dayanışma Sendikası, ev işçilerinin yaşadıklarını gözler önüne seren 2011 verilirini açıkladı. Verilere göre 51 ev işçisi iş cinayeti sonucunu hayatını kaybederken, 3 bin ev işçisi ise yaralandı. 400’den fazla ev işçisinin taciz ve tecavüze uğradığı 2011 yılını ve sendikanın çözüm önerilerini sendika Genel Başkanı Gülhan Benli ile konuştuk.

“2011 EV İŞÇİLERİ İÇİN İYİ BİR YIL OLMADI”

soL: Öncelikle 2011 yılı ev işçisi kadınlar için nasıl geçti?

Gülhan Benli:
2011 yılının ev işçisi olan kadınlar açısından iyi bir yıl olduğunu söylemek oldukça zor. Bu yıl içinde 51 ev işçisi arkadaşımızı kaybettik. Sadece tespit edebildiğimiz sayılar olmakla birlikte 400’den fazla ev işçisi arkadaşımız taciz ve tecavüze uğradı. Üç bin arkadaşımız ise çeşitli nedenlerle yaralandı, bazıları ise sakat kaldı.

Herhalde bu verileri açıkladıktan sonra 2011’i ev işçisi kadınlar açısından olumlu anmak pek mümkün değil.

“TECAVÜZE UĞRAMAMAK İÇİN CAMDAN ATLAYAN EV İŞÇİLERİ VAR”

soL: Ev işçisi kadınların evlerde yaşadıkları en büyük sıkıntılar olarak nelerden söz edebiliriz. Bu açıdan size ulaşmış ilginç örnekler bulunuyor mu?

G.B: Bu konuda o kadar çok olumsuz örnek var ki nereden başlamalı bilemiyorum. Birçok arkadaşımız ev sahipleri tarafından alıkonuluyorlar. Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımız ev sahibi tarafından 20 gün boyunca alıkonulduğunu öğrendik. Sendika olarak bize ulaştı ve arkadaşımızı kurtardık. Yine ev sahibi tarafından bir arkadaşımız 4 gün boyunca alıkonularak tecavüze uğradı.

Yine bir diğer ev işçisi arkadaşımız ise tecavüze uğramamak için kendini pencereden aşağı attı. Bu gibi olaylar bize ölümler konusunda da şüphelenmemize neden oluyor.

Dört duvar arasında yaşanıyor bu olaylar ve işçi arkadaşlarımızın hiçbir güvencesi yok.

“KOCAM ZAMPARA SENİ TUVALETE BU YÜZDEN KİTLEDİM”

soL: Bu tip olaylarda neler yapılıyor sendika tarafından?

G.B: Bu tip örneklere karşı hukuki yolu kullanıyoruz. Bu konuda elimizden geleni yapıyoruz ancak suçun büyüğü devlette. Ev işçileri tanımıyor bile. Haklarımızı koruyacak tek bir yasa bile yok ortada.

Örneğin geçtiğimiz haftalarda bir arkadaşımızın başına çok ilginç bir olay geldi. Temizliğe gittiği evdeki kadın, eşi evde diye arkadaşımızı tuvalete kilitliyor. Arkadaşımız tuvalette büyük tepki gösteriyor ve telefonla ailesine ulaşıyor. Bunun üzerine olayın birkaç saat sonrasında tuvaletten çıkarılıyor. Ev sahibi bunun üzerinde sözde özür diliyor ve şunu söylüyor: “Eşim biraz zampara, seni tuvalete bu yüzden kilitledim.”
Bu örnek sanırım ev işçisi kadınların ne gibi olaylarla karşılaştığına önemli bir örnek oluşturuyor.

“DEVLET EV İŞÇİLERİNİ TANIMIYOR”

soL: Ev işçilerinin yasal anlamda işçi olarak kabul edilmediği biliniyor. Sorununun önemli kaynaklarından biri bu olsa gerek.

G.B: Bunun çok önemli bir konu olduğunu düşünüyoruz. Biliyorsunuz ev işçileri İş Kur tarafından da yönlendiriliyor. Yani İş Kur’un iş bulma büroları üzerinden ev işçileri birçok eve gidiyor. Ev işçisi kadınların yaşadığı saldırıların birçoğu da İş Kur tarafından gönderildiği evlerde başına geliyor.

Burada ilginç bir durum var. Devlet hem İş Kur üzerinden ev işlerine gönderiyor hem de ev işçilerini işçi statüsünde kabul etmiyor. Kayıtdışıyla mücadele ettiğini söyleyen devlet asıl kayıtdışı çalışmayı kendi yaratıyor.

soL: Söyledikleriniz çerçevesinde ev işçilerinin öncelikli olarak giderilmesi gereken sorunları nelerdir?

G.B: Bizim öncelikli olarak talebimiz ev işçilerinin işçi statüsünde tanınmasıdır. Bunun ardından sigorta, güvence gibi taleplerimizin karşılanması mutlak bir zorunluluk.

Bunun dışında öncelikli taleplerimizden birisi de işçilerin gittiği evlerin kontrol edilmesidir. Yani İş Kur bizi bir eve çalışmaya gönderiyor, ancak o ev de durum ne bilmiyoruz. Bunlar kayıt altına alınmalı ve evler kontrol edilerek işçiler bunun ardından evlere gönderilmelidir.

"EV İŞÇİLERİ İÇİN DERNEK KURACAĞIZ"

soL: Bu çerçevede sendikanın dernek kurma projesi nereye oturuyor?

G.B: Dernek kurmaktaki amacımız devletin sahip çıkmadığı ve güvencesiz bıraktığı ev işçilerini güvence altına almak. Dernekleştikten sonra ev işçilerinin gideceği evleri kontrol edilecek ve bunun ardından gitmelerine onay verilecek.

soL: Ev İşçileri Dayanışma Sendikası 2011’in Haziran ayında kuruldu. Sendikanızın geçen 6 içinde kadınlar içinde örgütlenme faaliyetleri nasıl gidiyor?

G.B: Daha yeni bir sendika olmamamıza rağmen sendikamız her geçen gün biraz daha büyüyor. Sadece İstanbul’da 500 bin ev işçisi kadın olduğunu düşündüğümüz zaman sendikamızın çok daha örgütlü hale gelmesi ise mümkün.

(soL - Haber Merkezi)