"Domuz da değiliz, koyun da!"

TEKEL direnişinin 7. gününde Türk-İş Başkanlar Kurulu toplanıyor. Onlarca sol parti, sendika ve meslek örgütünün desteklediği eylem, genel grevi gündeme getirdi. İşçiler AKP'ye bir de "açılım" dersi verdi.

“TEKEL artık üreten bir yer değil. Şu anda TEKEL’de depodan başka hiçbir şey yok. TEKEL, özelleştirme kapsamı içerisinde artık devrediliyor.”

Bu sözler Başbakan Erdoğan'a ait. 5 Aralık’ta 3 İDO vapurunun Haliç’te denize indirilme töreninde konuşan Erdoğan, törenin davetsiz misafiri TEKEL işçilerinin ayağa kalkarak durumlarına çözüm getirilmesini talep etmeleri üzerine bunları söylemişti. Erdoğan, “Türkiye’de ne yazık ki çalışmadan, yatarak para kazanmak isteyen bazı unsurlar ortaya çıkıyor. Biz artık yatarak para kazanma dönemini kapattık,” demişti. “Üreteceksin, kazanacaksın. Bunlar devletin malı deniz, yemeyen domuz dediler. Bu anlayışla baktılar. Bu millet bunun bedelini ağır ödedi.”

Başbakan bu konuşmasıyla, TEKEL’i üretmeyen bir yer haline getirdiklerini açıkça söylüyor, bunun faturasını ise işçilere kesmeye çalışıyordu. Hakaret ederek işçileri koyun gibi gütmeyi umuyordu. Ancak bu sözler, TEKEL işçilerinin öfkesini daha da biledi.

Önce TEKEL'in satılmasına direndiler
Onlar, önce ekmek kapılarının özelleştirilmesine direnmişlerdi. 2007’de, yine Aralık ayının soğuğunda fabrikalarının önünde nöbet tutmuşlar, alıcıları fabrikalara sokmamışlardı. 1999’da yüzde 70 olan pazar payı bilinçli politikalarla yüzde 30’a çekilen TEKEL “zarar ediyor” denilerek, 22 Şubat 2008’de 17 dakika süren ihale ile British American Tobacco (BAT) şirketine, dört yıllık kârına denk gelen bir fiyattan satıldı. Üstelik BAT, TEKEL’i üretimi sürdürmek için değil, sadece markaları, yani dünyanın 7. büyük sigara pazarı olan Türkiye’de TEKEL’in sahip olduğu pazar payını devralmak için bu ihaleye girmişti. Satışın ardından birçok ilde fabrikalarını terk etmeyen TEKEL işçileri, ancak polis zoruyla uzaklaştırılabildi.

BAT önce sigara fabrikalarını kapattı, buradaki işçileri yaprak tütün işletmelerine devretti. Kısa süre sonra da yaprak tütün işletmelerinin kapatılacağı açıklandı. Oysa yerel seçim öncesinde fabrikaları gezen AKP’li milletvekilleri, işçilere fabrikalarının kapatılmayacağı sözünü vermişti. Fabrikası kapatılan işçilere, “4-C”, başka bir deyişle “kölelik” statüsünde diğer kamu kurumlarına geçmeleri seçeneği sunuldu. 4-C, eski TEKEL işçilerinin kendilerine gösterilecek herhangi bir ildeki herhangi bir kamu kurumunda 10 ay çalışıp 2 ay ücretsiz izin yaparak, 550 lira maaşla, birikmiş ikramiyeleri silinerek ve sendika hakkı olmaksızın çalışmasını öngörüyordu. Türkiye genelindeki 52 yaprak tütün işletmesinin işçileri, Tek Gıda-İş Sendikası öncülüğünde, haklarını alana kadar Ankara’da süresiz eylem kararı aldı. İstedikleri, özlük haklarını kaybetmeden 12 ay istihdam güvencesiyle ve asgari 1.250 TL maaşla başka bir kamu kurumuna geçirilmekti.

Eylemleri AKP Genel Merkezi önünde başladı
TEKEL işçileri yaklaşık bir haftadır Ankara’da. Sendika, AKP Genel Merkezi önünde eylem yapacaklarını duyurunca Ankara Valiliği derhal bir açıklama yaparak ve “yasal eylem yerlerinin belli olduğunu”, “bu eylemin yasadışı olacağını” söyleyerek eylemi terörize etmeye çalışmıştı. Ancak bu işe yaramadı. Geçtiğimiz hafta Salı günü, Ankara’ya ulaşan ilk işçi kafilesi Söğütözü’ndeki AKP Genel Merkezi’ne gitti ve burada bir eylem gerçekleştirdi. Gece Atatürk Spor Salonu’nda kalan bir grup işçi, polis tarafından kent merkezindeki Abdi İpekçi Parkı’na yönlendirilmişti. Burada nöbet başlatan işçilerin bir kısmı da açlık grevine başladı.

Ertesi gün AKP Genel Merkezi’nden polis baskısıyla uzaklaştırılan işçiler, Abdi İpekçi Parkı’ndaki grup ile birleşmek istedi. Ancak işçilere, kent merkezinden geçmemeleri için 20 kilometrelik bir yol yürütüldü. Üç buçuk saat süren yürüyüşte sendika yöneticilerinin olmaması, binlerce işçiden oluşan kitlenin öncü işçilerce yönlendirilmesini gerektirdi. Yürüyüş boyunca AKP karşıtı sloganlar atan işçiler, geçtikleri mahallelerde Ankara halkından destek gördü.

Polis saldırısı işçilerin inadını kamçıladı
Direnişin üçüncü günü olan Perşembe günü, işçilerin Atatürk Bulvarı’nı trafiğe kapatmak istemesi üzerine 19 kişi gözaltına alındı. Akşam saatlerinde ise polis “yasadışı” olduğunu öne sürdüğü eylemi zor kullanarak sona erdirmeye çalıştı. Basınçlı su ve gaz bombalarına karşın alanı terk etmeyen işçiler, iki koldan alana giren polis tarafından coplandı. Açlık grevi yapan emekçilerin kaldığı çadırın içine dahi gaz bombası atıldı. Basınçlı suyla yere yıkılan emekçi kadınlar coplandı. İşçilerin bir bölümü parktaki havuza döküldü. 200’e yakın kişi gözaltına alınırken, gaz nedeniyle fenalaşan ve cop darbeleri alan toplam 40 kişi hastaneye götürüldü.

Yeni miting alanı Türk-İş önü oldu
Polisin Sıhhiye bölgesini çembere alarak boşaltmasının ardından ara sokaklara dağılan işçiler, saat 17.00 sularında Türk-İş Genel Merkezi’nde toplanmaya başladılar. Ankara’daki birçok sol parti, sendika ve demokratik kitle örgütü saat 18.30’da Türk-İş Genel Merkezi önünde toplanarak saldırıyı kınadı ve TEKEL işçilerine destek verdi.

Bu arada, Türkiye Komünist Partili hekim veyardımcı sağlık personelleri, Ankara Tabip Odası (ATO), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve TTB Tıp Öğrencileri Komisyonu üyeleri tarafından, Türk-İş Genel Merkezi'nin ikinci katında oluşturulan revirde işçilere sağlık hizmeti vermeye başladı.

Burada görev yapan hekimlerden Hasan Ilgaz’ın verdiği bilgiye göre, Abdi İpekçi Parkı'ndaki polis müdahalesinin ardından çok sayıda işçi yaralanma, zedelenme, astım krizi, göz rahatsızlıkları, alerjik reaksiyonlar, boğaz iltihabı, zatürre, yüksek tansiyon, şiddetli baş ağrısı, migren ile strese bağlı kriz şikayetiyle kendilerine başvurdu, tedavi edildi. Ağır yaralanan ve omuriliğinde kırık teşhis edilen Alican Akyel’in ise halen felç kalma tehlikesi var.

İşçiler Türk-İş’i göreve çağırdı
Cuma günü, işçi temsilcileri ve Tek Gıda-İş sendikasının şube yöneticilerinden oluşan bir heyet Maliye Bakanlığı’na görüşmeye gitti. Akşam geç saatlerde biten görüşmeden sonra açıklama yapan Tek Gıda-İş Genel Başkanı ve Türk-İş Genel Sekreteri Mustafa Türkel, görüşmede, işçilere dayatılan 4-C statüsünün koşullarında “iyileştirmeye gidileceği” sözü verildiğini ancak böyle belirsiz vaatleri kabul etmeyeceklerini ve somut talepleri için direnişlerini sürdüreceklerini açıkladı.

Açıklama sırasında TEKEL işçileri, Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu’nun alana gelmesini istediler ve “Türk-İş göreve” sloganları attılar. Sendikanın “şubeler kendi aralarında toplansın” önerisi, işçiler tarafından tepkiyle karşılandı. Birçok işçi, sendikanın kendilerini yarı yolda bırakmak istediğini söyleyerek itiraz etti. Kadın işçilerin de zorlamasıyla bir açıklama yapan Tek Gıda İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, herhangi bir geri adım atmadıklarını vurguladı.

Mücadelelerini boşa çıkaracak hiçbir anlaşmayı kabul etmeyeceklerini belirten işçiler, kararsızlık anlarında birlikte hareket etmeye, fevri çıkışlar yapan arkadaşlarını ikna etmeye dikkat ediyorlar.

AKP hükümetinin morali bozuk
Maliye Bakanlığı’ndaki görüşmenin ayrıntıları ise, soL’un heyetteki işçilerle yaptığı görüşme sonucu ortaya çıktı. Heyetteki işçilerden biri, görüştükleri Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın kendilerine “Koşullarınızı iyileştiririz ama siz eylem yaptığınız için kazanım elde etmişsiniz gibi görünmemeli. Önce Ankara’daki işçi kitlesini dağıtın, sonra görüşelim. Yoksa sizi muhatap almayız” dediğini aktardı. soL’da yayımlanan “Bakan’dan işçilere ahlaksız teklif” haberi çoğaltılarak işçilere dağıtıldı ve büyük ilgi gördü.

Heyetteki işçiler, Bakan’ın ve görüştükleri AKP’lilerin moralinin son derece bozuk olduğunu, telaşa kapıldıklarını da aktardılar. Polis saldırısı ile işçilerin örgütlü duruşunu bozamayan AKP hükümetinin can sıkıntısı, ertesi günlerde bakanların yaptıkları açıklamalardan anlaşıldı. Bunlardan en manidar olanı, Estonya Başbakanı ile görüşmesi sırasında kendisine TEKEL işçileriyle ilgili bir soru yöneltilen Ahmet Davutoğlu’nun birden soğukkanlılığını yitirmesiydi.

Cumartesi günü temsili kefenlerle bir eylem yapan işçileri ziyaret edenler arasında DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi başkanlığındaki bir DİSK heyeti de vardı. Çelebi, "Omuz omuza bedeli ne olursa olsun yürümeye, eylem yapmaya, üretimden gelen gücü kullanmaya ve genel greve hazırız. Bütün sendikalara çağrı yapıyorum. Gelin bu TEKEL oyununu bozalım. Buna son verelim" dedi.

Öğle saatlerinde ise TEKEL işçisi kadınlar, Cumhurbaşkanının eşi Hayrünnisa Gül, Başbakanın eşi Emine Erdoğan ve kadın milletvekillerine bir mektup göndererek onları insafa davet ettiler. Kadınların taşıdığı "Emine'ye pırlanta, işçiye biber gazı" yazılı döviz dikkat çekti.

Türk-İş Başkanlar Kurulu toplanıyor, genel grev gündemde
Cumartesi günü DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin ziyaretinde telaffuz ettiği genel grev konusunda KESK ve TTB’nin de hazırlıklı olduğu söyleniyor. Pazar akşamı itibariyle Türk-İş binası Başkanlar Kurulu toplantısı için boşaltıldı. Türk-İş’e bağlı 33 sendikanın genel başkanlarının bir araya gelmesiyle gerçekleşecek toplantıda, bir yol haritası belirlenmesi ve genel grev konusunun işlenmesi bekleniyor. Öte yandan Ankara'ya çeşitli illerden her gün yeni işçiler gelmeye devam ediyor.

ÜKD’den bilim insanlarına çağrı
Üniversite Konseyleri Derneği'nin çağrısıyla, akademisyenler de bugün (Pazartesi) saat 18.30’da Sakarya Caddesi’nde toplanarak TEKEL işçilerine ziyarette bulunacaklar. ÜKD, tüm bilim insanlarına TEKEL işçisine olan desteklerini bu ziyarete katılarak gösterme çağrısında bulundu.

“Türk-Kürt burada, AKP nerede?”
Eylemin dikkat çeken bir diğer yönü ise, AKP'nin bir türlü açılamayan 'açılım'ı ile ülkenin gerildiği bir dönemde işçilerce yapılan sınıf kardeşliği vurgusu oldu. TEKEL’in özelleştirilmesinin gündeme geldiği tarihten beri “TEKEL vatandır, vatan satılmaz” sloganıyla eylemler yapan TEKEL işçileri, direnişleriyle sadece kendi özlük haklarına değil ülkeye de sahip çıktıklarını somut bir şekilde gösterdiler. Aralık ayının soğuğunda Türk, Kürt tüm TEKEL işçileri kol kola kâh Türkçe kâh Kürtçe ezgiler eşliğinde halaylar çektiler, kadın erkek kol kola direndiler. TEKEL işçileri, bu kardeşliği Türk-İş binasının önüne astıkları dövizlerle de vurguladılar.

İşçiler dün, Türkiye’nin doğusundan ve batısından gelen işçilerin kardeşliği karşısında AKP’nin çaresizliğini yansıtan bir pankartı Türk-İş binasına astılar.

TKP başından beri işçilerle
Türkiye Komünist Partisi üyeleri direnişin başladığı Salı gününden beri TEKEL işçilerinin yanında oldu. AKP Genel Merkezi önüne gelen işçilere ilk kitlesel ziyareti “TEKEL işçisi yalnız değildir” dövizleri taşıyan TKP’liler yaptı. Park’ta açlık grevi başlatılması üzerine grev çadırının güvenliği ve sağlık denetimini üstlenildi. Burada yaşanan saldırıda kadın işçilerin korunması ve yaralananların hastanelere sevk edilmesinde yardımcı olunurken, gözaltına alınan işçiler de hukukçular tarafından takip edildi.

Ankara’ya yeni işçi kafilelerinin ulaştığı Cumartesi günü, TKP Ankara İl Örgütü TEKEL işçilerine kitlesel bir ziyaret gerçekleştirdi. Gündüz Kızılay’da Ankara halkına TEKEL işçilerini ziyaret çağrısında bulunan bir bildiri dağıtan TKP’liler akşam saatlerinde Sakarya Caddesi’nde toplanarak Türk-İş önüne yürüdüler. Sokağın bir miting alanı haline geldiği eylemde, TKP Genel Başkanı Erkan Baş bir konuşma yaptı.

Baş, TEKEL işçilerine Türkiye’nin kalbi haline geldikleri, Türk ve Kürt işçileri arasındaki kardeşliği gösterdikleri ve işçi sınıfının gücünü açığa çıkardıkları için teşekkür etti. Baş, emek örgütlerinin TEKEL direnişiyle dayanışmak için bir genel greve hazır olduklarını, bunun için Türk-İş’ten çağrı beklediklerini duyurdu.

Yurtsever Cephe İşçi Birliği (YCİB), başından beri her gün işçilerin yanında bulundu. Eyleme ziyaret gerçekleştiren MHP gibi sağcı partileri eleştiren YCİB Ankara Şube Başkanı Tuncay Çelen, geçmişte özelleştirmelere imza atmış olanların bugünkü muhalefetlerinin sözde olduğunu ifade etti. "Türkiye'ye çaldığımız maya tutmuştur" diyen Çelen, emekçi örgütlerinin birlikte hareket ederek genel grev çağrısında bulunmaları gerektiğini söyledi.

Pazartesi gününden itibaren TKP’liler, “TEKEL İşçisinin Direniş Günlüğü” adında günlük bir bülten çıkararak işçileri gelişmelerden haberdar edecekler. Ayrıca Yüksel Caddesi’nde bir fotoğraf sergisi açılacak ve Ankara halkı TEKEL işçilerini ziyarete davet edilecek.

İşçiler mücadeleye devam edeceklerini vurgularken, TKP ve emekten yana birçok örgüt de işçilerin yanında olmaya devam ediyor.
(soL - Ankara)