Diş teknisyenleri silikozis tehdidi altında

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi bugün gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla diş teknisyenlerinin kötü çalışma koşulları nedeniyle silikozis hastalığına yakalanarak hayatını kaybettiğine bir kez daha dikkat çekti.

Kamuoyunda daha çok kot taşlama işçileriyle gündeme gelen silikozis hastalığı, kötü çalışma koşulları ve uzun mesai saatleri nedeniyle diş teknisyenlerini de ölüme götürüyor. Yalnızca bu yıl içerisinde dört diş teknisyeni silikozis nedeniyle hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden teknisyenlerden Ömer Faruk Böyük henüz 19 yaşındaydı.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) bugün 12.30’da İstanbul İl Özel İdaresi Ağız ve Diş Hastalıkları Hastanesi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasıyla vahim tabloya dikkat çekti. Açıklamada kamu hastanelerinden ayrılarak Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’ne dönüştürülen birimlerde hasta ağızlarında kullanılan protezlerin, ihale usulüyle özel diş laboratuvarlarından alınmaya başlandığı ve bu laboratuarların “maliyeti düşürmek için çalışma saatlerini artırma, kalitesiz-ucuz malzeme kullanma ve esas olarak merdiven altı atölyelerde çalıştırma” yoluna gittiği vurgulandı. “20 bin kadar diş teknisyeninin çalıştığı tahmin edilen ve sayıları 1400’ü bulan bu laboratuarların üçte ikisi ruhsatsız ve denetimsiz çalışmaktadır. Birçoğunda havalandırma sistemi olmadığı gibi bazılarında pencere dahi bulunmamaktadır. Havalandırma sistemi olmayan, her teknisyenin ortalama 5 metrekarelik bir alanda çalıştığı ve işin gereği olarak tozumanın yoğun olduğu bir çalışma ortamında, kaçınılmaz olarak silikozise varan birçok hastalık ortaya çıkmaktadır” denildi. Silikozisin, çalışma koşullarının insanileştirilmesiyle önlenebilecek bir hastalık olduğuna dikkat çekildi.

“Teknisyenler ölüme terk ediliyor”
Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız İSİG Meclisi’nden diş teknisyeni, SES Anadolu Şubesi İşyeri Temsilcisi Nursel Özkan da kötü çalışma koşullarına ve güvencesiz çalışmaya dikkat çekti. Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri’nin ihaleyle özel diş laboratuarlarından malzeme aldığını, bu laboratuarların ihaleyi almak için düşük teklif verdiğini ve sonrasında maliyeti düşürme yoluna gittiğini söyleyen Özkan “Özel laboratuarlar düşük fiyatla işi aldıkları için az eleman çalıştırıyorlar. Dolayısıyla günlük çalışma saatleri 16-20 saati bulabiliyor. Protezlerin üretildiği atölyelerde hayati önemde olan havalandırma dahi yok. Teknisyenlerin maskeleri, eldivenleri, önlükleri kalitesiz koruyucu değil” dedi. Teknisyenlerin çoğunlukla kaçak çalıştırıldığını, bu sebeple gerekli sağlık kontrollerinden geçemediğini söyleyen Özkan, silikozise yakalanan teknisyenlerin de derhal işten atıldığını ve ölüme terk edildiğini belirtti.

"Hastalara da zararlı"
Nursel Özkan, özel laboratuarların kar hırsının yalnız teknisyenlere değil, hastalara da zarar verdiğini belirtti. “Kullanılan malzemeler kalitesiz. Ayrıca tekrar tekrar kullanılan malzemeler var. Bu yüzden son yıllarda, hastaların ağızlarında yaralar oluşmaya başladı” dedi.

(soL - Haber Merkezi)