“Demokrasi” var ama sendika yasak!

Petrol-İş Sendikası'na üye olan SA-BA fabrikası işçileri, patronun sendikasızlaştırma saldırısı karşısında direnişe geçtiler. Patron, işten atılan arkadaşları için direnişe başlayan 95 SA-BA işçisinin tümünün iş akdini feshetti. SA-BA işçileri mücadelelerini soL'a anlattı.

SA-BA fabrikasında sendikalı oldukları için işten atılan işçiler 9 gündür direniyorlar. Direniş 4 sendikalı işçinin performans düşüklüğü bahanesiyle işten atılmasıyla 20 Aralık günü başladı. Otomotiv yan sanayine üretim yapan SA-BA işçileriyle direnişlerini konuştuk.

Önce 4 işçi işten atıldı
İşçiler fabrikanın önünde 2 tane direniş çadırı kurmuş. Bir kısmı dışarıda yanan ateşin etrafında sohbet ederken bir kısmı çadırlarda şarkılar söylüyor hep beraber.

Sendikalılaşma süreci nasıl başladı sorumuza Birsen adlı işçi şöyle yanıt veriyor. İşe başladığım günden beri sendikalaşmayı savunuyordum. Sonra benim gibi düşünen arkadaşların olduğunu görmeye başladım. 124 işçi Petrol-İş Sendikası'na üye olduk. Patron sendikaya üye olduğumuzu öğrenmiş. Bunun üzerine 24 Aralık Cuma günü tazminat hakkı elde edemeyen yani bir yılını dolduramayan 4 arkadaşımızı çağırıp performans düşüklüğünü ileri sürerek işten atıldığını söylemişler. Bizler arkadaşlarımızın sendikalı oldukları için işten atıldıklarını iyi biliyorduk.

Patron iki kez işten attı!
İşten ilk atılan 4 kişi arasında yer alan Nurcan ve Erkan’a soruyoruz işten nasıl atıldıklarını. Nurcan yanıtlıyor: “17 Aralık Cuma günü bizi çağırdılar. Performans düşüklüğü sebebiyle işten atıldığımızı söylediler. Halbuki performans deneme süresi ilk 2 aydır. Bizim de kimimiz 6 ay kimimiz 8 aydır çalışıyor. İşe başladığım gün üretim neyse atıldığımız zaman da aynısı vardı. Bunun bir bahane olduğunun farkındaydık. Diğer arkadaşlar durumu öğrenince direnişe başlamaya karar vermişler. 17 Aralık Cuma günü işten atıldığımızı söyleyip işe giriş kartlarımızı da almışlardı. Dolayısıyla işyerine girişimiz mümkün değildi. Fakat direniş Pazartesi başladıktan sonra Çarşamba günü işe 2 gün mazeretsiz gitmediğimiz için işten atıldığımızı bildirdiler. Fakat bizi Cuma günü zaten işten çıkarmışlardı. Dolayısıyla patron kendisiyle de çelişecek şekilde bizi 2 kez 2 farklı sebepten işten atmış oluyor.

“Patronlar örgütlü davranıyorlar”
İşçilerden Erkan devam ediyor: “3 ay önce sendikalı olduk. Bu bir şekilde patronun kulağına gitmiş. Bunun üzerine patron diğer işçilere gözdağı vermek için ilk etapta benim de dahil olduğum 4 kişiyi işten çıkardı. Fakat hemen arkasından başka işten çıkarmalar da olacak diye tehditler yağdırdığını da biliyoruz. SA-BA fabrikasının olduğu boya organize sanayi bölgesi yönetim kurulunun, direnişin diğer fabrikalara sıçramaması için SA-BA patronunu bu olayı bir an önce halletmesi gerektiği yönünde sıkıştırdıklarını ve gereken desteği vereceklerini söylediklerini biliyoruz. Aslında patronlar örgütlü ve birlikte davranıyorlar. Bizim daha fazla birlik olmamız lazım.”

“Birlikte davranırsak mutlaka kazanırız”
Fabrikadaki çalışma koşullarını soruyoruz. Birsen şöyle yanıtlıyor: “Patron her seferinde aynı gemide olduğumuzu elimize daha fazla taşın altına koymamız gerektiğini söylüyordu. Biz elimizi değil gövdemizi taşın altına koyduk. Fakat anladık ki biz taşın altına girdikçe patron da taşın üstüne çıkıp bizi eziyormuş. Patron bize gelip sosyal demokrat olduğunu bu yüzden halimizden anladığını söylüyordu. Onun sayesinde sosyal demokratlığın ne olduğunu da anladık. Günde 16 saat çalıştığımız oluyordu. Bayramlarda yüzde 50 fazla mesai ücreti alıyorduk. Halbuki bayramlarda çalıştığınız zaman mesai ücretinizin yüzde 100 fazla olması lazım.

Bir başka işçi servislerden dem vuruyor: “Akaryakıta zam geldi diye servis yerlerini değiştirdiler. Yemeklerden kıstılar. Biz direnişe başladıktan sonra servisleri düzeltmişler. İçeride çalışan arkadaşlar her ne kadar şu an yanımızda olmasalar da bizim direnişimiz onlara da yaradı.”

Konuştuğumuz diğer işçiler mücadelelerinde kararlı olduklarını sonuna kadar haklı olduklarını bu yüzden işe alınıncaya kadar mücadele edeceklerini belirttiler.

İşçilerin bir de çağrısı var: “Bütün işçilerin, emekçilerin birlik olması ve mücadele etmesi gerekiyor. Birlikte davranırsak mutlaka kazanırız.”

(soL-İstanbul)