Çapa'da direnişe destek, kuralsızlığa protesto

Çapa Tıp Fakültesinde bir araya gelen, SES Aksaray Şubesi, İstanbul Tabip Odası, Tez-Koop-İş İstanbul 2 No'lu Şube ve Genç Sen üyeleri, Çapa'da taşeron işçilerine uygulanan sistematik hak gasplarını protesto etti.

soL (HABER MERKEZİ) İÜ Çapa Tıp Fakültesi'nde Çağ Ltd. adlı taşeron şirkete bağlı olarak çalışan 70'e yakın temizlik işçisi, sendikalı oldukları için işten atılınca başlayan direniş, protesto eylemleriyle devam ediyor.Dün Çapa Tıp Fakültesi'nde gerçekleştirilen basın açıklamalarıyla Sağlık Emekçileri Sendikası (SES), İstanbul Tabip Odası, Dev Sağlık İş, Tez-Koop- İş ve Genç-Sen'in direnişe destek verdiklerini açıkladı. Eylemde taşınan "4857 sayılı iş kanunu uygulansın", "Atılan işçiler geri alınsın", "taşeron işçiler yalnız değildir" dövizleri ve atılan "İş, ekmek yoksa barış da yok", "sermaye defol üniversiteler bizimdir" sloganları dikkat çekti.

Çağ Limited'ten köle düzeni uygulaması
Yapılan ortak basın açıklamasını Sağlık Emekçileri Sendikası üyesi Aydın Erol gerçekleştirirken, açıklamada kamu sağlık hizmetlerinin taşeronlaştırılarak özelleştirildiği vurgulandı. Erol, Sağlık personelinin kölelik koşullarında çalıştırıldığının, bölünüp parçalanarak ve rekabet körüklenerek, verdikleri sağlık hizmetinin ekip hizmetinden çıkarıldığının altını çizdi.

İstanbul Üniversitesi'nde, toplu sözleşme bitmeden temizlik ihalesinin Çağ Limited şirketinde kaldığını hatırlatan Erol, şirketin mevcut iş yasasına aykırı uygulamaları hayata geçirmek istediğini belirtti.Açıklamada, Çağ Limited'in işverene, işçinin il dışında çalışmayı kabul etmemesi durumunda işten atma, ücretsiz fazla mesai yaptırma, keyfi nedenlerle işten atma yetkisi veren ve tazminat hakkını ve sendikalaşmayı yok sayan bir sözleşmeyi işçilere imzalatmak istediği vurgulandı. İstanbul Üniversitesi Tıp fakültesi'nde ve Cerrahpaşa'da bu zamana kadar 84 işçinin işten atıldığı belirtilen açıklamada, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nün ve fakülte dekanlıklarının sessiz kaldığı ve işverenin yasadışı tutumuna göz yumduğu ifade edildi.

Kanun var ama tanınmıyor
Açıklamada, sendikal örgütlenme hakkını engellemenin Türk Ceza Kanunu'na göre suç olduğu ifade edilirken, Anayasa'nın 51., Türk Ceza Kanunu'nun 118., 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddeleri hatılatıldı. İlgili maddelerde "sendikalaşmanın engellenemeyeceği, sendika seçiminde işçiye baskı uygulanamayacağı ve asıl işverenin, alt işverenin çalıştırdığı işçiler üzerinde sorumluluk devredemeyeceği" vurguları öne çıkarken, açıklamada, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ve fakülte dekanlıkları göreve çağrıldı. Açıklamada, üniversite yönetiminin, kanunları uygulaması ve kanunsuzluğu önlemesi gerektiği hatırlatıldı.

Arzu Satıroğlu'nun işten atılma gerekçesi: "Ben yaptım oldu"
Tez-Koop-İş İstanbul 2 No'lu Arzu Şube Başkanı Rabia Özkaraca, açıklamanın ardından söz alırken, yaptığı konuşmada, iki gün önce işten atılan sendika üyesi Arzu Satıroğlu'un, bölüm üyesi Prof. Dr. Kemal Tanju Hepgül tarafından 25/2. madde gerekçe gösterilerek işine son verildiğini ifade etti. Satıroğlu'na yönelik baskıların devam ettiğini belirten Özkaraca, gerekçe gösterilen 25\\2 nolu maddenin ahlaksızlık, mala zarar verme, taciz, sahtecilik ve disiplinsizlik gibi suçları kapsadığına, Satıroğlu'nu atmak için her türlü kuralsızlığa başvurduklarına dikkat çekti.

Tüm sağlık çalışanlarından taşeron işçilere destek
İstanbul Tabip Odası adına konuşan Zeynep Olcay Solakoğlu, hastanelerde verilen sağlık hizmetlerinin bir bütün olduğunu belirterek, hekimler olarak kölelik düzeninin olduğu bir çalışma ortamının varlığını kabul etmeyeceklerini vurguladı. Solakoğlu taşeron işçilerin yanında olduklarını belirtirken, hekimler, hemşireler ve diğer sağlık çalışanlarıyla, taşeron işçilerinin sendikalaşma ve hak mücadelelerinin yanında olduklarını ifade etti.SES Aksaray Şube Başkanı Songül Beydilli ise, işten atılan hastane çalışanlarının geri alınmaması durumunda, hastanelerde farklı işleri yapan emekçiler olarak hizmet üretimini durduracakları açıkladı. Beydilli, sağlık hizmetlerinin geçici işçilikle verilemeyeceğinin, yaşanan bebek ölümlerinin bütünlüklü bir iş düzeni olmadığı takdirde devam edeceğinin altını çizdi.

Eylemin son konuşmasını Dev-Sağlık-İş Sendikası adına Kamil Kartal yaparken, konuşmasında Üniversite yönetiminin yasalara uymadığına, şirketler tarafından uygulanan hak gasplarına ortak olduğuna işaret etti. Kartal, örgütsüzleştirme saldırısına karşı tek seçeneğin birleşik mücadelede olduğunu söyledi.

Yaklaşık 200 kişinin katıldığı eylem basın açıklamasının ve konuşmaların ardından alkışlarla sona erdi.